Savaşın acımasızlığının medyadaki yeri
Ukrayna tahılının Putin''in ablukasından kurtulup dünyaya yayılması antlaşmasında Türkiye kilit rol oynadı. Meselenin görünmesi gereken bir tarafı, Türkiye''nin mecburen tartışmanın içinde olmasıdır. İster istemez taraflar önce Türkiye ile görüşeceklerdi. Boğazlar bizde. Böyle olsa da Türkiye''nin başından beri, Ukrayna ağırlıklı çabasını, Rusya''yı idare etmesini de dikkate almalıyız.
Türkiye, öyle bir yerde ki, istese de istemese de denge politikası gütmek mecburiyetinde.
ABD baş düşman. Bunu böyle bilelim. Tahlili uzun sürer. Girmeyeceğim.
Rusya ezelî düşman. Tarih tarihte kaldı diyemeyiz. 13 defa savaşıyoruz, 11''inde Ruslar galip. II. Abdülhamit zamanında, 93 (1877-1878) Harbi''nde, Ayastefanos''a (Yeşilköy''e) kadar geldiler ve üstelik orada bir de zafer abidesi diktiler! (Rusların abidesini, Abdülhamit''i Selanik''e sürgüne gönderen İttihatçılar yıktı! Keşke yıkılmasaydı. Artık tarihî bir hüviyeti vardı. İbret için bırakılsaydı.) Ruslar surlara kaç adım kalmışlardı ki... Birçok kere bu konuyu ele aldım. ("Konuyu" yerine "mevzuyu" mu, deseydim! "Mevzu" kelimesi öyle yayıldı ki, birçok kelimenin üstünü örttü. Şimdi dil meselesine girmeyelim. Sadece şunu hatırlatacağım: "Mevzuu" yazmadım; "mevzuyu" yazdım. Bizde "ayın" sesi olmadığına göre, eklerde araya bağlayıcı, kaynaştırıcı ses ister istemez girecektir. İsim tamlamasında ayınlı tamlanan kelimelerde "mevzuu", "bayii", "sanayii", "camii"... demenin bir manası yok. R. T. Erdoğan''ın ayınları, hemzeleri çatlatmasına bakmayın siz. İmam hatipte okudu ya… İmam hatipliliğini gösterecek!)
Putin''in Ukrayna saldırısından, "Rusya-Ukrayna Savaşı ve Medya" yayınından bahsetmiş, kitabın epigrafı "Savaşın ilk zaiyatı gerçeklerdir" sözünü hatırlatmış, kitaptaki okunması ve üzerinde düşünülmesi gereken makalelerin başlıklarını vermiştik. (Editörler: Dr. Göksel Basmacı, Dr. Şenol Çarık, Urzeni Yayınları, 160 s.)
Kitabın editörlerinden Dr. Şenol Çarık "Türkiye''de Muhafazakâr Basında Rusya-Ukrayna Savaşı: Yeni Şafak, Millî Gazete ve Karar Gazeteleri İncelemesi" başlıklı makalesinde çarpıcı tespitlerini bir başka gazetecinin görüşleriyle pekiştiriyor:
"Genel itibariyle bakıldığında, bazı istisnalar haricinde, Türk medyasının savaşı çoğunlukla Batı ve Ukrayna kaynaklı medyadan izlediği görülmüştür. Bu durum Türkiye''nin Batı Bloku''na dahil olmasından, AB aday üyeliği süreci ve 1952''den bu yana NATO üyesi olması gibi nedenlerden dolayı enformasyon akışının çoğunlukla Batı ve Ukrayna kaynaklarından sağlanmış olmasındandır. Haber Türk TV spikeri Mehmet Akif Ersoy da konuya ilişkin benzer söylemlerde bulunmaktadır:
''Meseleye Batı Bloku tarafından bakıyoruz, çünkü biz Batı blokundayız. Rusya''yla ilişkileri bozmamak istiyoruz ama Ukrayna krizinde siyasi konjonktür gereği Kremlin''i haksız buluyoruz. Moskova kaynaklı haberleri takip etmediğimiz için Moskova''dan haber gelmediğini sanıyoruz. Bir de bu savaş süreçlerinde hiç kimse gerçek haber yapmaz. Moskova manipülasyon ve propaganda aygıtı olarak medyayı kullanacaktır, Zelenski için de farklısı söylenemez. Aynı zamanda bu bir medya savaşı. Ama Batı''nın medya aygıtları çok daha güçlü olduğu için etki gücü çok daha yüksek olduğu için Rusya''nın bununla mücadele etmesi mümkün değil.''"
Dr. Şenol Çarık, Yeni Şafak, Millî Gazete ve Karar gazetelerindeki savaşla ilgili haberleri ve köşe yazarlarını ele alıyor, hadiselere nasıl yaklaşıldığını gösteriyor. Şenol Çarık''ın verdiği çok sayıda örnekler içinde Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan''dan aldığı bir örnek dikkatimi çekti:
"Gazetenin yazarlarından Yusuf Kaplan ise ''Asıl Hedef Türkiye Olabilir! Bir Kıvılcım Yeter! O Yüzden Dikkatli Olmalıyız'' başlıklı yazısında Rusya Devlet Başkanı Putin''den ''Çar'' diye söz etmiştir: ''Ruslar, Rusya''nın yeni Çar''ı Putin''in talimatıyla dün gece itibariyle Ukrayna''yı işgal etmeye başladı...'' (25 Şubat 2022)"
Bu yazıyı okumamıştım. Ben de Yusuf Kaplan''la aynı tezleri birçok defa dile getirdim. Tarihi incelerseniz, Rusya''nın Türkiye hedefi bakidir. Bunu unutmayalım. (Devam edeceğiz)