Savaş propagandası nasıl işler?!
Hitler''in saldırısında sadece Stalin''in Sovyetler''inde 27 milyon insanın hayatını yitirdiğinden bahsedilir.
Putin''in Rusyasıyla ile Ukrayna akraba.. Dilleri de çok yakın. İki taraf halkı da Ortodoks. İki taraf da dönem dönem iç içeydiler. Önce Kiev Knezliği kurulmuş, Sonra Kiev Knezliği Moskova''yı kurmuştu. İki tarafın da Hristiyanlığı Konstantinopolis bağlantılıdır. Rusların İstanbul''a göz dikmelerinin bir asıl sebebi Bizans mirasına sahip çıkmak.
Ve iki taraf da Türk ülkeleri sahalarında vücut bulmuştur. Ukrayna sahasına Deşt-i Kıpçak (Kıpçak Ovası) dendiğini hatırlatırım. Kiev''de bana, Ukrayna''nın yerli Türkleri, bu sahaların Türklere ait olduğunu göstermek için "Kiev"in bile "iki ev"den geldiğini söylemişlerdi! Yine Moskova adının da Türkçeden geçme olduğu iddiasındaydılar. Aynaroz Papazı kitabımızdan aktaracağım:
"''Mes'' eski Tatar dilinde ''sarhoş'' manasına geliyormuş. Bizim ''güvey''in eski şekli ise ''kiyü'' Tatar Türkçesine "kiyov" olarak geçmiş. / Moskova''nın kurulduğu yerde ilk zamanlarda bir ev varmış; o da bir Tatar Türk''ünün evi imiş. Bir Tatar''ın kızıyla evliymiş. Çok içer mes olurmuş. Yani sarhoş. Kayınbabası kızını ziyarete gitmek istemiş. Askerler yoluna çıkmışlar ve sormuşlar: / - Nereye babalık? / - Mes kiyova! / Yani ''Sarhoş damada gidiyorum.'' demiş. Bu söz döne döne ''Moskova'' olmuş."
Rusların genişlemesi Türk ülkelerine doğrudur. Türkler çok çok uzak ihtimal ama hak iddia etseler yeridir. Hak iddia edebilmek için önce nükleer gücün olacak. Karşındakini düşündürebilesin, ürkütebilesin. Bizde Bayraktar kardeşlerin, gerçekten etkili silahlarından başka ne var?
"Envanter", "tedarik" uysun uymasın sık kullanılır. Ordumuzun envanterinde, bizim bilmediğimiz bazı "farklı" silahlar bulunuyordur ama nükleer silah olmadığı da muhakkak. Nükleer silah için çalışmaya başlandı mı? Birtakım tedariklere girişmişlerdir elbette. Ama hangi merhaledeyiz? Bilemiyoruz. Bir deneme yapıldıktan sonra ancak öğreneceğiz.
"Rusya-Ukrayna Savaşı ve Medya" kitabında yer alan makaleler savaşın asıl yönüne, propagandaya ışık tutuyor. M. Birol Gürer, "Batı Basınında Rusya-Ukrayna Krizi: Taraflı Gazetecilik" başlıklı makalesinde önce propaganda üzerinde duruyor:
"''Propagandacının amacı, bir grup insana diğer bazı insan gruplarının insan olduğunu unutturmaktır'' diyor İngiliz yazar Aldous Huxley. Modern Latincede ''yaymak'' anlamına gelen "propagare" fiilinin tekil dişili olan propaganda, "yayılacak olan" anlamına gelmekte ve tarih öncesi dönemlerden bu yana güç sahibi olanların ya da güce sahip olmak isteyenlerin gizli silahı olmaya devam etmekte. Silahın verimli çalışabilmesi için taraflardan birinin iyiyi (doğruyu), diğerinin kötüyü (yanlışı) temsil ettiğine dair pek de karmaşık olmayan bir algı inşa etmek gerekiyor. Rakibi kategorik olarak dışlayan bu dikotomik çerçeveden bakmaya alıştırılmış yığınlar için karşı tarafın insan olduğunu unutmak sadece biraz zaman alıyor."
Türk Cumhuriyetleri, neticesi kendilerini de yakından ilgilendirecek Rusya-Ukrayna savaşını yakından takip ediyordur.
Vusal Hasanzadeh "Rusya-Ukrayna Savaşı''nın Türk Cumhuriyetlerinde Yankıları" başlıklı makalesinde "Türk Dünyası''nın temel özeği olan yedi Türk Cumhuriyetinin beş üyesi; Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan gibi eski Sovyet coğrafyasındaki devletler için bu savaş farklı bir açıdan incelendiğini" yazıyor:
"Çünkü 70 yıla yakın bir süre SSCB içerisinde mevcut olmakla beraber, SSCB''nin çökmesi ile bağımsızlıklarını kazandılar. Ek olarak, 1993 yılında Rusya Federasyonu''nun ilan ettiği ''Yakın Çevre'' konsepti ile eski Sovyet Coğrafyası Rusya''nın temel dikkatinin toplandığı bölge olmuş ve bu devletler Rusya''nın baskısı ile sık sık karşılaşmıştırlar. Bugün Rusya''nın savaştığı Ukrayna''nın SSCB sonrası bağımsızlığını kazanması da burada temel noktalardan biridir. Bu sebepten eski Sovyet coğrafyasında mevcut olan Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan gibi devletlerin hem yöneticileri, hem de medya organları, hem de toplumları bu savaşı dikkatle izlemektedirler. Çünkü buradan çıkacak her sonuç bu devletlerin de dış politikalarında yeni adımlar atmasına sebep olacaktır."
Basın yayın organları savaşı durdurabilir de sürdürebilir de... Bir düşünün... Sebebini bulacaksınız.