Savaş hiledir ama...
Peygamber Efendimiz “Savaş hiledir.” buyurmuştur.
“İslâm”ı referans veren R. T. Erdoğan “hile”mi uyguluyor?
Sanmayın ki PKK’ya karşı bir hile!
“Türk”e karşı... “Türk”e karşı olunca PKK ile temelde ortak değer kazanmış oluyor! Onun için bazı şeyleri PKK istediği için yapmıyor, kendisi istediği için yapıyor ve bu da PKK talepleriyle örtüşüyor!
Onun zihniyetinde ülkemizin “daru’l-harp” görülmesi pekâlâ mümkündür.
Öyleyse, “ırkçı-Kemalist”(!) sisteme karşı bir savaş verilmektedir ve bu savaşın kazanılması için “icmâ”dan hüküm çıkarılması çok kolaydır!
Türkiye 80 ülkeden 650 “ilim adamı”nın katıldığı sempozyumda “icmâ” ele alındı.
İcmâyı, size 30. Ölüm yıldönümü vesilesiyle Erol Güngör’ün kitabından aktaracağım. Erol Güngör’ün hemen bütün çalışmalarını okuyun, bugünü tahlilde önünüze bir ışık düşer.
İki kitabı “İslâm’ın Bugünkü Meseleleri” ve “İslâm Tasavvufun Bugünkü Meseleleri” ...
Sonra Prof. Ahmet Yaşar Ocak’ın “Türkiye Sosyal Tarihinde İslamın Macerası” kitabı da bugünü tartışmak için bir zemin. Prof. Ocak, Erol Güngör’ün bu iki kitabının önemine işaret eder. Güngör, “İslâm Hukukunun Meseleleri” başlığı altında ehl-i sünnetin 4 delilinden üçünü Kitap, Sünnet ve Kıyas-ı Fukaha’yı kısaca belirttikten, sonra dördüncüsü “icmâ” hakkında şunları yazar:
“Bir meselenin İslâm cemaatinin ortak hükmüne bağlanmış olması dördüncü bir hukuk kaynağı teşkil etmektedir ki, buna ’icmâ’veya ’icmâ-i ümmet’adı verilmektedir. Bunlar İslâm cemaatinin müşterek örflerinden çıkan hükümleri ihtivâ eder. (...) Bir hukukçunun hukuk kaynaklarından hüküm çıkarmasına ’ictihad’denir. Müctehidlerin (ictihad yapanlar) yaptığı iş gerçekte mevcut olan, fakat bizim açıkça göremediğimiz bir hükmü bulmaktan ibarettir.” (İslâmın Bugünkü Meseleleri, 5. bs., 1987, s. 94-95)
Siz Prof. Erol Güngör’ün kitaplarını bulup okuyun... Hem zihniniz, hem fikriniz açılır (Ötüken Neşriyat, 0212 251 03 50).
Bu “icmâ” meselesi iki tarafı keskin kılıç... Bazen öyle hükme varırlar ki, R. T. Erdoğan’a, “Türk”ü de, bayrağı da yok sayabilecek bir yol gösterebilirler!
Cumhuriyeti kuranlar, dinin siyasetten ayrılmasını acaba pozitif ilimle yetiştikleri için mi istediler yoksa müçtehitlere güvenmedikleri için mi?
Kimse Cumhuriyeti kuranları “din” meselesinde itham ederken ölçüsüz davranmasın. Onların hangi vasatta yetiştikleri, göz önüne getirilsin. Gökten zembille inmediler; “aydınlanma” yı yeni tamamlamış Avrupa’ya dönük AKP’nin dokunulmazı Osmanlı’nın yetiştirdiği aydınlar ve askerlerdir. Bunun altını çok kalın çizin. Yağmur Tunalı da “Kavga Günleri” kitabında meseleyi Ülkücülere getirirken Cumhuriyete ve öncesine atıfta bulunur, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının yetiştikleri kaynağı tahlil eder. Benim de çok önce “Aydınlanma” ve “hümanizm” üzerine bu sütunda yazdığım seri yazılar belki hafızalarınızdadır.
“İcmâ” insanı ürkütür. Erol Güngör’ün belirttiği gibi İşin içine “örf” girince, “hangi örf?” diye sorulur. Erdoğan, korkarım, savaşı kazanmak için pek çok “hile”ye başvuracaktır.