Saray’daki çaşıtlar!
Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu, yeni “Çözüm” (çözülme”) için hazırlık yapıyor.
Öyle bir tivit yapıştırmış ki, bu kurul üyeleri taş devrinde mi yaşıyorlar, diye düşünmeden edemiyorsunuz. “Türk milleti” yok; “Türkiye hakları” var. O metnin özü şu iki cümle:
“Türkiye Toplumu çok kimlikli bir toplumdur... Bizim toplumumuz farklı kimlik gruplarının bir bileşkesidir.”
Güneydoğu’yu kan gölüne döndüren Hendekçiler de bildiri yayınlayarak onları savunan 1128 imzacı ve yamakları da aynı şeyleri söylüyorlar. Buradan etnikçiliği öne çıkarak halkı bölmek istiyorlar.
Farkınız ne?
Siz, sizi oraya tayin eden Reis’i de karşınıza alıyorsunuz.
(“Türkiyelilik” meselesi daha önce tartışıldı ve eskide kaldı. 15 Temmuz melanetinden sonra “Türk”e dönüldü.)
Ne demişti Recep Tayyip Erdoğan:
“Hiçbir tehdit, bizi hedeflerimize vazgeçiremez. Çünkü biz Türkiye’yiz. Çünkü biz Türk milletiyiz." (30 Mart 2020)
Bu sözleri ilk defa söylemiyor. 15 Ocak 2018’de hedeflerinden, vizyondan bahsettiği tivitinde “Çünkü biz Türkiye’yiz. Çünkü biz Türk Milletiyiz." ihtarıyla sözünü bağlıyor.
Yine 18 Ağustos 2018’de partililerine seslenirken “Türk milleti”nin altını kalın kalın çiziyor:
“Ayağımıza pranga vurmaya çalışıyorlar. Buradan bir kez daha haykırıyorum başaramayacaksınız çünkü biz Türk milletiyiz.”
Art niyetli Hukuk Politikaları Kurulu’na, bizden daha iyi bilecekleri Anayasa’nın ilk dört maddesini ve 66. maddesini hatırlatmamıza gerek var mı?
Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu’nun başkan vekili eski bir komünist olduğunu söyleyen Mehmet Uçum. (Samimî, ülkesini düşünen, birlik isteyen komünistlerimizi tenzih ederim). Anlaşılan bu metin Uçum Efendi’nin kaleminden çıkmış. Diğerleri de altına imza atmış. İmza atanların içinde Prof. Dr. Burhan Kuzu da olmalı. O da kurul üyesi. Burhan Bey’in üzerine şu sıra fazla geliniyor. İstenmedik işlere mi karışmış ne... (Rahmetli Mehmet Gül MHP İstanbul İl Başkanı iken Hukuk Fakültesi’nde dönem arkadaşı Burhan Kuzu da danışma kurulu üyesiydi). Burhan Bey’in fikrî yapısını bilirim. Böyle bir metne imza atması imkânsız. Acaba, sıkıntılı vaziyetinden istifade ettiler veya ona haber vermediler mi? Herhâlde haber vermediler. Mutlaka itiraz ederdi. (Anayasa hukukçusu Burhan Bey’in, fakültede komünist çevrelerin profesörlüğünün önünü nasıl kesmek istediklerini o vakit konuşurduk.)
Mehmet Uçum’un riyasetinde yazılan metin Anayasa’yla çelişiyor. Savcıların inceleme başlatmaları gerekir.
M. Uçum’u takdir etmemek elde değil; başta ne düşünüyorsa sonda aynı. Tavizsiz. Skandal metindeki sözleri daha önce de sarf etmişti ve biz de bu köşede silkelemiştik:
“Mehmet! O kadar vahim şeyler söylüyorsun ki, insanın aklı duruyor. Demek bunlar başkanlığa geçip rejimi değiştirseler Batı'nın ‘Şark Meselesi’ tezini kendileri gerçekleştirecekler, Türk'ü bitirecekler. Ne diyor eski Komünist Partili Mehmet Uçum:
‘Türkiye modeli, biçimi ya da milleti dediğimizde insanlar tuhaf bir tepki gösteriyorlar. Türkiye milleti tek bir etnisiteye dayanmıyor. Türk milleti diyenler de Türk milletinin sadece Türklerden ibaret olduğunu söylemiyor. Bunun içinde Kürtler, Gürcüler, Azeriler de vardır. Kast edilen şey Türkiye'de yaşayan bütün kimliklerin oluşturduğu bir millettir. Türkiye milleti, biçimi ya da modeli demek rahatsız olunacak bir şey değildir. Tam tersine kendini dışarıda hissedenleri de kapsayacak bir tanımlamadır. Bu yanıyla da olumlu bir şeydir.’ (Röp.: Kübra Par, Habertürk, 1 Şubat 2016)
Mehmet! Daha önce de, ‘Türkiye toplumunun bugün oluşturmaya çalıştığı millet artık Türkiye milletidir... AKP, Kürt sorunun çözümü için Türkiye milleti inşaasına çalışıyor.’ demiştin.” (23 Mart 2017)
Benden hatırlatması... Saray’da çaşıt var!
Kimin/kimlerin değirmenine su taşıdıkları çok açık.