Saray, İmamoğlu üzerine gitmenin halkın üzerine gitmek olduğunu bilmiyor mu?!
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu''nun basın toplantısındaydım. Yazarlar ve basın yayın organların temsilcileri bizzat davet edilmişlerdi.
İBB binasında salon yan yana ikiye ayrılmış, Bir taraf gazetecilere, bir taraf politik misafirlere tahsis edilmişti. Art arda dizilmiş dörder sıralı sandalyeler doluydu. Geç geldiğim, daha doğrusu, tam zamanda geldiğim için, basın kısmında yer bulamadım, çoğu Altılı Parti''nin milletvekili, il ve ilçe başkanlarının bölümünde bir boş sandalyeye ilişiverdim.
Zamanlamayı önemserim. Dakika şaşmamalı. Toplantılarda gecikme mutattır. Bu yüzden birçok daveti geri çevirmişimdir.
Oturdum, Ekrem İmamoğlu konuşmaya başladı. Saate baktım 09,59''du. 45 dakika konuştu, 45 dakika da sorulara cevap verdi. Basın toplantısı tam 11,30''da bitti. Gazetecilerin soruları peş peşe geliyordu. Çoğu da birbirine benzer sorulardı. Bir yerde kesmek gerekiyordu.
İktidar tarafındaki gazeteciler davet mi edilmediler, yoksa onlar davete icabet mi etmediler?
Demokratik rejimlerde, senin gazeten benim gazetem olmamalı. Muhalif ve muvafık, her kesime gazeteci girmeli, halk için haberini toplamalıdır.
Halkı basın yayın organları aydınlatır. Bir taraf gölgelenirse, demokrasi yozlaşır, sadece adı kalır.
Ne yazık ki, yeni rejimde katı taraftarlık, halka da sirayet ediyor. "Cumhurbaşkanı" (halkın başkanı) sıfatını taşıyan Zat-ı Muhterem, halkın parasıyla alınmış, uçaklarına kendi gazetecilerini toplayıp ülke ülke, il il gezdiriyor. Halkın bu kayırmaların farkında olmadığını mı sanıyorlar?
Ekrem İmamoğlu, basın toplantısında, diyebilirim ki, söze İçişleri Bakanı Süleyman Soyu ile başladı, Süleyman Soylu ile bitirdi. (Haberlerde dinlediniz, okuyorsunuz.)
Süleyman Soylu''nun İBB Başkanı için neler dediğini biliyorsunuz. Sonunda, teröristlere kapı açtı, yer verdi diye üzerine gidiyor. Sık sık dilinde Ekrem İmamoğlu var.
Ekrem İmamoğlu''na, bir cevap olarak "ahmak" dediği için, 2 yıl 7 ay 15 gün hapis ve siyasî yasak cezası verdirdikleri gibi, daha önce müfettişleri gönderip İBB''de "terörist" arattılar, rapor hazırlattılar, onu da bu cezadan birkaç gün sonra piyasaya sürdüler. Maksat E. İmamoğlu makamından etmek, kendi adamlarından birini oturtmak.
Bir daha seçim olmayacak mı? Önceki seçimi bir düşünsünler. İkinci seçimde hiç beklemedikleri bir fark yediler.
Ekonominin çöktüğü bir zamanda üstelik, halkın karşısına çıktıklarında oyların artıracaklarını mı sanıyorlar?!
Bu ne beyinsizlik diyecektim, vazgeçtim. Hakikaten gözlerini karatmışlar. Demek ki, hiçbir surette, iktidarı bırakmak istemiyorlar. Bütün belediye başkanlıklarını da kendilerine bağlayacaklar.
Sormak lâzım o zaman... Hangi güçle? Cemaat/tarikat gücüyle mi?
Silahlı Kuvvetler elimizde, emniyet elimizde, halkın karşısına dikeriz, diyerek mi?
O örneği gördük. 15 Temmuz 2016''da, hakkını teslim edelim, R. T. Erdoğan''ın halkı sokağa dökmesiyle, darbe akîm kaldı.
Halk her şeyin üstünde bir "güç"tür. Halkın üzerine hangi gücü salabileceksiniz?!
Ekrem İmamoğlu''nun üzerine gitmek, halkın üzerine gitmek olduğunu, nasıl akıl edemiyorsunuz? Yine seçimler olmayacak mı? Halk inadına kendilerine gösterdiği adayın karşısındakine oy vermeyecek mi?
Örneği nasıl görüldü? İstanbul Belediye Başkanlığı seçiminin "yeniletilmesinde" görüldü. 13 bin 729 oy farkıyla Ekrem İmamoğlu seçimi alınca, "Hiçbir şey olmasa bile bir şey olmuştur." diyerek seçimi yenilettiler, bu defa 809 bin gibi büyük farkla kaybettiler. Olsun, ilçe belediyelerin çoğu bizde. Takoz koruz, İBB Başkanı''nın elini kolunu bağlarız havasına girdiler, bin türlü engel çıkardılar, yetmedi, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu''yu üzerine saldılar.
Düşmanlık edeceğinize, Ekrem İmamoğlu''nun önünü açarak asıl hizmeti biz verdik deseniz, halkın gönlünde yer tutmaz mısınız?
Meseleye asıl buradan bakılmalıydı.