Saldıra saldıra mı kazanacaklar!
Yavuz Selim Demirağ arkadaşımıza saldırdılar.
Gazeteciler ya hapsediliyor, ya saldırıya uğruyor. Daha önce İstanbul'da gazetemizin merkezine saldırmışlar, döküp yıkmışlardı. Bu saldırı sonrasında ne olacağını göreceğiz. Failler bulunacak mı? Yavuz Selim kardeşime Allah'tan acil şifalar diliyorum.
Türkiye bir yere götürülmek isteniyor. Hem de iktidar eliyle... İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi sonrası olanlar her gün, her saat, her dakika bütün Türkiye'de, bütün dünyada konuşuluyor. İktidar, kendince sebepler üretti ve aynı zarfta dört oy pusulası olduğu hâlde, belediye başkanlığı pusulasını iptal ettirdi. Bunun izahı mümkün değildir.
"Her şey çok güzel olacak" diyen çocuk lise öğrencisi. İnanın başına bir şey gelmemesi için dua ediyorum. Kendilerinden olmayan herkes düşman çünkü. Okulundan attırabilirler, birilerini üzerine saldırtabilirler. O çocuk rakipleri için çok güzel bir slogan üretti. Tabiî bir slogan. Halkın içinden bir slogan.
Hayatı yeni tanıyan 15-16 yaşındaki daha çocuk diyeceğim genç, hissettiğini dışa vurmuş. Kalben ileriyi görüyor. O, ülkemiz için "Her şey çok güzel olacak" demiştir. Ülkemizi çok güzel yapacak olanlar da yine politikacılar. Politikacılar, şahsî çıkar peşinde koşmaz, yandan cep doldurma, yârana kazandırma hesapları yapmaz, kendi lüksü için rey istemez; halkla muvazi mütevazı bir hayatın içinden geleceğe bakar, ülkesini düşünürse elbette her şey çok güzel olacak. O çocuk, eğer iktidardakilerle hayatın çok güzel olacağını hissetseydi, Allah onu, hiç şüpheniz olmasın, onlara yanaştırırdı.
Şimdi yılların gazetecisi Yavuz Selim'e saldırı, fişlemeler, hedef göstermeler ister istemez başka saldırıları akla getiriyor. O çocuk korunmalı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na saldıranlar serbest. Türkiye'yi idare etmeye talip bir genel başkan darp ediliyor. Suçlu genel başkan oluyor. Dünya tersine döndü desek yeridir.
Yavuz Selim de muhalif bir gazeteci. Ona saldıranlar "Kemal Kılıçdaroğlu'na saldıranlar serbestse ve el üstünde tutuluyorsa, biz de saldırırız. Yakalarlarsa gider ifademizi veririz, muhalifti, saldırdık deriz kurtuluruz." diyorlardır herhâlde.
Cumhurbaşkanlığı Arşiv Daire Başkanı Muhammet Safi'yi, hoşgörülü temiz bir insan olarak tanıdım. Türk Yurdu dergisinin eski sayılarının yeni harflere aktarılmasında arkadaşlarıyla bana yardımcı olmuştu. Partizanlık değiştirdi mi? Sanatçıları, "Her şey çok güzel olacak" dedikleri için listelemiş. Sanatçılara bir saldırı olsa için yanmayacak mı Muhammet!
Muhammet veya bir başkası... Bürokrat particilik yapabilir mi? Önce de yazdım... Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun da Ak Parti sözcüsü gibi konuşuyor. Ak Parti'nin zaten sözcüleri var; ülke çıkarı söz konusu olduğunda konuşması gerekirken partiyi öne alıyor. Bu tavırlar "Parti devleti" görüntüsünü pekiştiriyor. Üzülüyoruz.
Prof. Dr. İskender Öksüz, Yavuz Selim için attığı tivitte,"Muhaliflere grup hâlinde sopalı saldırı KGB tarzıdır. Diktatörlükler birbirine benzer. Ortak vasıf... Fikriniz... beyniniz yoksa saldırırsınız." diyor.
Hoca hâlimizi veciz ifade etmiş. Başka ne denebilir ki!