Sahi, İktidar neden böyle yapıyor?

Bu kadar inat…

Bu kadar engelleme…

Bu kadar yalnız bırakma…

Sahipsizleştirme nasıl yapılır, anlaşılır gibi değil!

*

İktidar, geçtiğimiz dönem hadi bir şok yaşadı, kaybetmeyeceklerini düşündükleri İstanbul’u kaybettiler. Bu durum iktidarda çok derin yara açtı ve o nedenle de İstanbul’un kaybedilmesini bir türlü hazmedemediklerinden baskıya baş vurdular diyelim.

İktidar:

“Ne kadar baskı yapılırsa, onlar o kadar çabuk pes eder” düşüncesiyle, her türlü baskı yöntemi denendi.

*

Başarılı oldular mı?

Olamadılar.

İktidar, İmamoğlu’nu pes ettiremedi.

Ne meclis çoğunluğunun onlarda olması ne ‘Topal Ördek’ denilmesi işe yaradı.

Sonuçta İmamoğlu, kendisini İstanbullulara kabul ettirdi.

Yeniden aday oldu ve ikinci döneminden dört aydır İstanbulluların şehremini.

*

Devletin bakanı İstanbul için aday gösterildi devlet, adayını bütün olanaklarıyla ve gücüyle desteklediyse de İstanbullular İmamoğlu’nu İstanbul’a yeniden başkan yaptılar.

*

Şimdi ortada böyle bir durum varken…

Yapılan engellemeler İmamoğlu’ndan çok İstanbullulara sıkıntı yaşatırken, nasıl oluyor da hâlâ bu tür engellemeler yapılabiliyor, anlamak güç.

*

Ben buna Trabzon-Rize inatlaşması diyorum.

Biri Trabzonlu, biri Rizeli olan iki Karadenizlinin inatlaşmalarında, iki sefer Trabzonlu galip gelirken, Rizeli, Trabzonlu hemşerisine karşı artık biraz daha yapıcı…

Yolunu açıcı…

İstanbullunun sesine kulak verici olması gerekmez mi, diyorum.

*

İstanbul Şehremini olan Trabzonlu, İstanbullunun toplu ulaşımını kolaylaştırmak, İstanbulluların itiş kakış yolculuk yapıyor olmalarını engellemek için yıllardır yaptığı ‘Otobüs alımı çağrısını’ yineledi.

Hazineden onay bekleyen İmamoğlu:

“Bunları imzalayın. Biz işimize bakalım. İyilikte yarışalım. Daha iyi hizmette yarışalım. İmzayı engellemeyelim. Artık bizim önümüzü açın. Bizi rahat bırakın çalışalım.” diye İktidara sesleniyordu…

Belki de iktidara:

“Artık bizi kabullenin ve seçmenin kararına saygı duyun. Hâlâ bizi ‘Topal Ördek’ görmeye devam ediyorsunuz ya, bu halk sizi İstanbul’dan ettiği gibi iktidar koltuğundan da edecek.

Biz artık ‘Topal Ördek’ değiliz.

Yerelde iktidarız.

Sizin:

Yaklaşımlarınızda…

Söylemlerinizde…

Eylemlerinizde işlerimizi kolaylaştırmanızda bize karşı biraz daha hassas davranmanızı rica ediyoruz” demeye getiriyor.

*

İktidar engellemelere devam etse bile İmamoğlu:

“Bütün bunları söylerken biz çözüm üretemez miyiz? Vallahi üretiriz.

Başka türlü çözümler de buluruz. Başka türlü sıkıntıları aşacak yol ve yöntemler de buluruz, ama memleketimize, şehirlerimize, milletimize zaman kaybettiriliyor. Bunları imzalayın. Biz işimize bakalım" diyor.

*

Meydan okuma yok…

Restleşme yok…

Makama saygıda eksiklik yok…

Kavga niyeti hiç yok…

Kendilerinin önünün açılmasını isteme var.

*

Hem İmamoğlu daha ne yapmalı ne demeli ki?

Sahi iktidarın, sonuç vermediğini, vermeyeceğini gördüğü hâlde neden böyle yaptığını anlamadım gitti!..

Yazarın Diğer Yazıları