Rüyanın verdiği istikamet!

Rüyasında Allah'ı gören birini TRT1'e çıkarmışlardı. Öyle sıradan biri de değil. Geçen seneki tartışmaları biliyorsunuz. TRT'nin bütçesi TBMM'de komisyonda görüşülürken CHP Milletvekili Atila Sertel'in kızgınlığı geçmemiş ki, tekrar aynı konuya girdi.

Konu şu: Doç. Dr. Teyfur Erdoğdu, TRT1'de, bir programda "Ben çok fazla rüyamda Peygamber'i, Allah'ı ve Kâbe'yi görürüm, bir gün odaya bir girdim Kâbe örtüsü var." demişti.

Karşısında, programı yöneten hanım, "A… ne güzel!" diyor. Birkaç defa hayretle gıpta arası nidasını tekrarlıyordu. O doçentin yanında oturan hanım da, "gıpta" ettiğini belirten sözler ediyordu.

"Atila Sertel'in tekrar konuya girdiğini belirtmem de, onun program yayınlandıktan sonra tepki göstermesiydi."Devletin kanalı TRT'de akademisyen adı altında akla gelmedik cambazlıklar yapan isimler yer alıyor. Halkın dini duygularını istismar eden bu kişinin sözlerini yayınlayan TRT'ye ceza verilmeli." demişti.

Sertel, TRT 1'de, 31 Ekim 2018'de yayınlanan Gündem Ötesi programına çıkan Doç. Dr. Teyfur Erdoğdu için,"Bu kişi daha önce de bazı TV programlarındaki sözleriyle tepki çekmişti. Buna rağmen TRT'ye konuk oluyor ve halkın dini duygularını istismar ediyor. TRT yöneticileri bu kişiyi nasıl ekrana çıkarabiliyor? Bu durum tartışmasız yayın ihlalidir." demişti.

Doçentimiz, rüya-i saliha veya rüya-i sadıka diye tabir edilen doğru rüya gördüğü iddiasında. Bu ilâhî ilham herkese nasip olmaz. Keramet gösterdiğini bile söyleyebiliriz. Odasına birisi getirmiş Kâbe örtüsü bırakmış. İfadeleri çok da samimî; Hz. Peygamber, -sümme haşa- Hak Teâlâ arkadaşları. Bir saygı sıfatı da eklemiyor.

Teyfur, artık kendisini "şeyh" ilan edebilir. Bundan böyle el öptürür, etek öptürür.

Birkaç dalda ilim yaptığına göre, alaylı şeyhlere fark atacaktır. "Arayışta" olanları büyülemesi zor olmayacaktır. Baktım, "Osmanlıca, İngilizce, Fransızca, Almanca, Karamanlıca ve Ermenice biliyor. Fransızca, Karamanlıca ve Ermeniceden çeviriler yaptı." diye yazılı. Hepsini anladım da "Osmanlıca" ne, "Karamanlıca" ne? Onu anlamadım!

İbn Haldun, Mukaddime'sinde kelâmcıların rüya hakkındaki görüşlerini özetler: "Rüya, Allah tarafından uyku esnasında duyu organında yaratılan bir nevi idrâktir. Bu idrâk tıp­kı uyanık olma halindeki idrâk gibi vukua gelir." Sonra kelâmcıların bu değerlendirmesi için, "Her ne kadar keyfi­yetini tasavvur edemesek bile, en münasip olan bu açıklama biçimidir." der.

Tabiî, büyük âlimin bu sözlerindeki tereddüdü de seziyoruz.

İbn Haldun, rüya-i sâdıka için de şu değerlendirmeyi yapar:

"Rüya, bâtınında dolaşan tasavvurlara nü­fuz eden hayalin tasavvurudur. O vakit, insan bu ta­savvurlardan bir kısmını o âlemde zâhirî hisleriyle belli zamanlardan, mekânlardan ve diğer cismanî hâllerden mücerret olarak idrâk ve onları kendisinin fiilen bu­lunmadığı bir yerde müşahede eder. Bu tasavvurlardan sâlih ve rüya-i sâdık olanlara, dünya ve ahiretle ilgili olmak üzere bir kimsenin beklediği sevindi­rici şeyler sebebiyle bir müjde hâli de ortaya çıkabilir."

Teyfur'un, İbn Haldun'dan habersiz olacağı düşünülemez. "müjde hâli"ni bilmemesi mümkün değildir.

Hangi şartlarda müjde hâli?

Sadece A'râf, 7/143'ü hatırlatacağım.

Yazarın Diğer Yazıları