Rusya’ya yönelik yaptırımlar: Perşembenin gelişi…
Rusya’ya yönelik yaptırımlar giderek artıyor. ABD’nin 23 Aralık’ta yayınladığı Başkanlık Kararnamesi, finansal kuruluşların Rusya’ya ilişkin işlemlerine çok daha yoğun sınırlamalar getirdi. ABD’nin diğer müttefiklerinin tutumu da aynı derecede sert. Yaptırımların firmalarımıza etkisi ise hissedilmeye başladı. Artık firmalarımız, “Paralarımızı banka üzerinden alamıyoruz.” diyor.
ABD’nin Rusya’ya Yönelik Yaptırımları
Daha önce birçok yazımızda bu hususları dile getirdik. Rusya’ya yönelik yaptırımlar giderek sertleşecek. ABD yaptırımları, Rusya’yı çeşitli boyutlarıyla vuracak. Ukrayna’ya finansal yardımlara Batı kamuoyunda tepkiler arttıkça, ABD ve müttefikleri farklı araçları kullanacak. Bunların başında da Rus petrolüne tavan fiyat uygulaması, Rus ürünlerinin dünyada işlenmesinin engellenmesi, Rusya üzerinden taşımaların kısıtlanması gibi yöntemler oluyor, olacak. Rusya’nın dünyaya açılan pencereleri mahiyetindeki ülkemiz de dahil olmak üzere ülkelere yönelik baskılar da giderek artacak.
Rusya’nın dondurulmuş varlıkları da aynı şekilde sıkça Batı’da tartışılıyor. 300 milyar dolarlık Rus varlığının Ukrayna’ya aktarılması gibi hususlar tartışılsa da, Rusya buna çok sert tepki gösteriyor. Bunun olması bir çeşit savaş nedeni gibi görülüyor. Rusya, “Bu durum gerçekleşirse ABD’yle siyasi ilişkilerimi koparacağım.” diyor.
İngiltere’nin Rusya’ya yönelik yaptırımları
İngiltere, ABD gibi Rusya'ya karşı 26 Aralık’ta yeni bir yaptırım yürürlüğe koydu. İngiltere’nin yaptırımları daha çok Rusya’ya İngiltere’den yapılan ihracatın kısıtlanmasına yönelik oldu. İngiltere bu yaptırımlarla 662 milyon Sterlin değerindeki ihracatın sıkılaştırılmasını öngörüyor.
Avrupa Birliği’nin Rusya’ya
yönelik yaptırımları
Avrupa Birliği, Rusya’ya karşı ekonomik yaptırımlar ve vize sıkılaştırmaları uyguluyor. AB aynı zamanda Beyaz Rusya ve İran'a karşı da yaptırımlar uyguluyor.
Türkiye ne yapıyor?
Rusya’yla ticaretimiz coştukça coşuyor. İhracatımız yalnızca 5 milyar dolar civarı Rusya’ya ama ithalatımız da 50 milyar doların üstüne çıkmış bir Rusya’dan söz ediyoruz. Bu ticaret hacmi Batılı ülkelerde alarm zilleri çalmasına neden oluyor. Türkiye’yle ilgili haklı endişeler sürekli diplomatik koridorlarda dile getiriliyor. Türkiye ince bir çizgide dikkatli bir şekilde yürümeye çalışıyor. Buna rağmen Rusya’ya yönelik ekonomik ablukanın aşılmasında ana ülkelerden birisi olarak addediliyor. Çok sayıda Rus şirketi Türkiye'de şube açıyor ve firmalarımızla ortak işler yapıyor. Türkiye'de yerleşik Rus sermayeli şirketlerin sayısı 2022 yılında beş katına çıktı. Bu ince çizgide ekonomimizin hal-i pür melali belliyken düşmeden ne kadar yürüyebileceğimiz ise belli değil.
Yaptırımların maliyeti tam anlaşılmıyor, anlatılmıyor.
Rusya bizim için hayati pazarlardan birisi dense de, firmalarımız aynı İran gibi Rusya’yı adım adım göz ardı edecek, ticaret ve yatırım stratejileri için ihmal edilebilir düzeye çekecek bir yapıya bürünmeli. Yaptırımlar ticareti durdurmaz, sadece maliyetini artırır. Yaptırımlar risk iştahı yüksek firmalar için kar fırsatları sunarken, “ticari hayatlarının bitmesi” maliyeti anlamına da gelebilir. Bu maliyeti anlatacak uzmanlara ve kurumlara, anlayacak ise basiretli tüccarlara ihtiyacımız büyük.