Rusya'nın ikili oyunu
Suriye'de, PKK/YPG'nin silahlarıyla birlikte çekilmeleri için tanınan sure bitti. Şam rejiminin hâmisi Rusya, PKK'lıların çekildiklerini açıkladı. Tabiî onlar "PKK" demiyorlar, "Kürtler" diyorlar.
Yanılgı burada. Rusya PKK'yı resmen tanıyor. Bölücü örgütün Moskova'da temsilciliği de var. Hem Suriye'nin bütünlüğünü istiyorlar hem PKK'yı el üstünde tutuyorlar. Türkiye ile ilişkilerinde de ikili oynuyorlar. PKK bizim için bölücü örgüt, ama Rusya' için ise "PKK Devleti" kurma mücadelesi veren meşru örgüt.
Bunun altında yatan asıl sebebin, Rusya Federasyonu'nda Türklerin varlığı olduğunu hiç aklınıza getirdiniz mi?
Sık yazdım... Komünistlik zamanında, "Turancılık"a düşmanlık, Türklerin Rusya'nın içlerinde bağımsızlık isteme korkularındandır. (Kendisinden "Genel Türk Tarihi" dersi aldığım hocam Prof. Dr. Bahaeddin Ögel, rahmet istedi. Derste, Turancılıktan bahsederdi ve Sovyetler içindeki Türklerin ayrı ayrı bağımsız olmalarının, birbirleriyle dayanışmalarının da Turancılık olduğunu söylerdi. Ki o sıra, emperyalist maşalarla, ölümüne mücadele sürüyordu. Türkiye'yi savunanlar, Türk birliği isteyenler duvarlara "Ne Rusya, ne Amerika, ne Çin!" diye yazarlardı Sol cenah ise sadece "Kahrolsun Amerika!" sloganıyla her tarafı donatırdı. Hakikat sloganlarda saklı!
İçimizdeki komünistlere de "Turancılığa" karşı tavır almaları için emir verilmiştir. Sadece şunu düşünün: Türkiye'de belli kesimlerin Turancılığa reaksiyonları neden çok şiddetli? Bunu Orta Asya'da araştırdığımı yazmıştım. Yine hatırlatıyorum... Özbekistan'da ilk Turan Teşkilâtı'nı kuran Cihangir Muhammed'le mülâkatımı girip okuyabilirsiniz.
Sovyetler'e bağlı Türkiye Gizli Komünist Partisi Şefi olan Dr. Şefik Hüsnü Değmer'in Moskova'ya gönderdiği gizli raporda "1943 baharından 1944 baharına kadar olan sene, harp devresinin en verimli ve hareketimizin kredisini azamî yükselten sene oldu." demiştir. Öyle verimliydiler ki, "Faris Erkman" imzasıyla yazılan "En Büyük Tehlike" broşürüyle milliyetçiliğe ve dış Türklere, öz olarak Turancılığa saldırarak ortalığı ayağa kaldırmışlar, Türk düşmanlığının tohumlarını en derinlere ekmişlerdir. (Eski komünistler Vedat Türkali "Komünist" ve Mihri Belli "İnsanlar Tanıdım" hatıra kitaplarında broşürü kaleme alanın TKP şeflerinden Reşat Fuat Baraner olduğunu yazmışlardır.)
İnanın dünden bugüne değişen bir şey yok! Moskova emperyal düşüncesinden asla vazgeçmemiştir.
Rusya, PKK/YPG'yi, ABD gibi, koruyup kolluyor. Soçi Mutabakatı'nda da bölücü örgüt için bizim kullandığımız sıfatları kullanmadılar. "Silahları bırakın çekip gidin." demediler; "silahlarınızı da alın gidin." dediler. Bundan, "Heval, şimdilik idare edin. Türkiye bize lâzım… Onunla hesabımız çok uzun vadeli. Mecburen sizi bölgeden uzaklaştıracağız. İsterseniz sivil giyimle yine kalın. Bakın, silahınızı da bıraktırmıyoruz. Bizim Savunma Bakanımız, sizin Şahin şefinizle telekonferansla görüşmedi mi? Resmen tanımasak sizinle görüşür müyüz! Sonra daha güçlenir, gelirsiniz." manası çıkmaz mı?!
Bir tarafta ABD, bir tarafta Putin'in Rusya'sı. (Arkada elbette Siyonistler var. Mehmet Ali Bulut'un "Tanrının Halkının Allah İle Başı Dertte-İsrail Nereye Koşuyor?" kitabını okumanın tam zamanı.)
Şimdilik, Öcalan/PKK oyununu bozduk. Yine bir yerden uç verdirecekler.