Ak Parti Genel Başkanı R. T. Erdoğan, seçim çalışmalarını Giresun-Dereli'den başlattı.
"Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu" mu desem, yoksa "Ele verir talkını kendi yutar salkımı" mı?!
Allah kimsenin başına vermesin, Dereli'de büyük afet yaşandı. 10'dan fazla insanımız hayatını kaybetti. Maddî hasarımız çok büyük.
İklim değişti. Kaç yıldır tabiî afetler peş peşe geliyor. Bundan böyle demek ki, tabiî afetlerin en yüksek derecesi ölçülerek, bu ölçü Dereli ve Rize afetleri olabilir, tedbir almak gerekiyor. Bundan böyle inşaatlar tabiî afetin üst çizgisine göre yapılacak. Yollar da köprüler de öyle...
R. T. Erdoğan, her konuşmasında "Aman dikkat! Aranıza mesafe koyun, mutlaka maske takın!" demiyor mu?
Dereli çok kötü örnek. Açık açık seçim çalışmasına çıkılmış. Kimse spontane diyemez. Çay paketleri istif edilmiş, meydanlara bariyerler konmuş, muhtemelen kapı kapı dolaşılıp insanlar mitinge çağrılmış.
Ak Parti Reisi'nin çay paketlerini fırlatışını görünce aklım durdu. "Olur mu öyle şey!" dedim. İnsanlar bu paketleri kapmak için birbirinin üstüne yığılıyor.
Reis'te ilahî güç görenler var, biliyorsunuz. Dereli örneği bütün illere yayılacak. Kimse düğünlere, asker uğurlamalarına taziye toplanmaları müdahale edemez artık.
Meydanlarda, ev ziyaretlerinde maddî bir şeyin, tadımlık da olsa, dağıtılmasına şiddetle karşıyım. Seçim zamanlarında da yazdım. İnsanı ufak ufak rüşvete alıştırmaktır.
Önceki akşam Ak Partisi sözcüsü Ömer Çelik'i de Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca'yı da dinledim. Gazetecilerin, Dereli mitingiyle ilgili sorularını geçiştirdiler."Reis çok kötü bir örnek sergiledi." diyecek hâlleri yoktu!
R. T. Erdoğan, 1 Temmuz'da, AK Parti'nin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda "Yeni üye kazanma çalışmaları da asla ihmal etmemiz gereken hususlardan. Hedefimiz her sene 1 milyon yeni üye yapmaktır. Böylece 2023'te 15 milyon üyeye ulaşmış olacağız." demişti.
Eskiden kapı kapı dolaşırlar, paket paket kahve dağıtırlar, üye toplarlardı. Salgın yüzünden pek dolaşamayacaklar.
Üye kayıt programında bir oynamaya gittiler. "Yukarı"nın gözüne girmek isteyen il ve ilçe teşkilâtları, başka bir yolu öne çıkardılar: Torpil. "Partimize üye ol; iş, aş senin." dediler.
Virüs şartlarında insanlar evlerine ekmek götüremiyor. Kütahya'da adam kendi çabasıyla iş bulmuş. Taşeron şirket, "Sen Ak Parti ilçe başkanından icazet almadın. İşin feshedildi." demiş. İşini kaybeden, ilçe ve il başkanlarına gitmiş. "Ak Parti'ye üye ol, iş senin." demişler.
Emir yukarıdan. Bir milyon yeni üye istedi Zat-ı Muhterem. Nasıl üye bulacaklar? Önüne ekmek koyacaksın, adamı doyuracaksın. Çaresiz... Lanet okuya okuya üye olur.
Ben de bir yol göstereyim... Bir paket kahve alan, mitinglerde bir paket çay kapan o paketi zayi etmesin. Şöyle yapsın: içini boşaltsın, kapları kalsın. İş aradığında cebine koysun. "Bakın kapımıza gelen Ak Partilileri çevirmedim. Mitinglerinde sesim kısılana kadar slogan attım, çay paketini kapmak için kaç kişiyi dirsekledim. İşte böyle bir vefam, böyle gayretim var." desin. İş cepte!
Esprisi bile ürkütücü.
Olmaz olsun böyle politika!
