Reis Rejimi'nde vesayet

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 18 Ekim 2021''i durup dururken milât göstermedi.

CHP''ye, özel bilgiler akıyor. Ne kadar kayırma, ne kadar yolsuzluk, ne kadar çifter çifter maaş dosyası varsa CHP genel merkezine gönderiliyor.

Sayıştay müfettişleri, o kadar müdahale edilmesine, üstü örtülü "Yolsuzlukların, çalmanın çırpmanın üstüne gitmeyeceksiniz..." dense bile buldukları bütün eksiklikleri, yanlışlıkları, soygunları, kayırmaları... rapor ediyorlar. Ortaya saçılanları 10''la, 100''le çarpın çürümüşlüğü görün.

Kemal Kılıçdaroğlu''nun videolu açıklaması, gün içinde sözlerini pekiştirmesi iktidardakileri çok şaşırttı, ne diyeceklerini bilemez hâle getirdi. Ömer Çelik, Mahir Ünal, Numan Kurtulmuş ve daha niceleri peş peşe tivitler attılar.

Reis Bey de Afrika''ya giderken havaalanında konuştu:

"Bu açıklama CHP zihniyetinin vesayet zihniyeti olduğunun itirafıdır. Vesayet çağrısından başka bir şey değildir. Hukuk dışı çağrı kamu düzenine tehdittir. CHP''nin özlemini çektiği vesayet günleri artık geride kaldı. Boş heves. Türkiye hukuk devletidir. Bunu hatırlatıyorum. Bay Kemal''in âdeta oyun oynadığı alan değildir."

K. Kılıçdaroğlu başka bir şey söylüyor, R. T. Erdoğan başka bir şey.

Reis Rejimi''nde sık kullanıldığı için "vesayet"i açıklamak gerekiyor. Kubbealtı Lugati''nde "vesâyet" maddesi:

"1. Vasîlik, vasî olma: Çavuşun nezâreti yâhut bir müzâkerecinin vesâyeti altında derslere çalışılır... (Ahmet Râsim). Zâten kendisi de hattattı. Belki ağabeyisinin mutlak vesâyeti altında olmasaydı bu istîdâdı daha genişlerdi diyenler vardı (Ahmet H. Tanpınar). / 2. hukuk. Medenî haklarını kullanma ehliyetine sâhip olmayan kimseleri koruma altına alma görevini yapan kurum."

R. T. Erdoğan "vesayet rejimi"ni kastediyor. Nedir vesayet rejimi? Ekşi Sözlük''te kısa ve öz anlatılmış:

"Görünürde demokratik olan seçimle gelen ve giden iktidarların olduğu ancak asıl iktidarın başka güç odaklarında olduğu rejim modelidir. / Bu güç odakları ordu, bir aile, bir etnik grup, bir dini grup ya da küçük bir toplumsal sınıf olabilir. Seçimle iş başına gelmiş iktidar güç odaklarının risk olarak gördükleri ya da beğenmedikleri kararlar alırsa derhal gerekli mekanizmaları harekete geçirirler. Bazen de doğrudan müdahale etmek zorunda kalırlar. Ortak yanları yapılan her şeyin ülkenin menfaatleri için olduğunu söylemeleridir. Âdeta kendilerini ülkenin gerçek sahipleri olarak görürler. Bunun aksini iddia etmek vatan hainliği ile eşdeğerdir."

R. T. Erdoğan ve takipçilerinin politikasında "vesayet"in ayrı bir yeri vardır. Erdoğan geldi; güç odaklarını, vesayeti yok etti!... Yazılıp söylenir. Erdoğancılar, "vesayet"le "Kemalizm"i eş tutarlar:

"Erdoğan''ın liderlik özelliğinin etkisini göz ardı etmemek gerekir. Korumacı ve devletçi ekono­mik politikalardan açık pazar anlayışına doğru devam eden bir ekonomik sistem tasavvurunun yanı sıra, sosyal ve siyasal alanda da daha özgür­lükçü, katı Kemalist anlayıştan uzak bir politika izlenmeye çalışılmasını da buraya eklemek gere­kir. (...) İlk defa halkın seçtiği bir cum­hurbaşkanı olarak Erdoğan, aynı zamanda cum­hurbaşkanlığının yeni misyonunun oluşmasında kurucu bir aktör olacaktır. (...) Kemalist elitler ve toplumsal güçler, kendilerini toplumsal değişim karşısında konumlandırarak, demokratik sistemle ''uyumlu'' bir vesayet sis­temi tesis etti..." (Nebi Miş, Ali Arslan, "Erdoğan Siyaseti ve Kurucu Cumhurbaşkanlığı Misyonu", SETA, S. 109, 2014).

Reis Bey''e övgüde sınır tanımıyorlar. Şimdi geldiğimiz yeri, Reis Rejimi''nde vesayeti nasıl tahlil edecekler?

Yazarın Diğer Yazıları