Reis Bey'in seçim gecesi Ankara-İstanbul trafiği

Sanırım çok kişi R. T. Erdoğan'ın seçim gecesi, İstanbul-Ankara, Ankara-İstanbul, İstanbul-Ankara devr-i daimini konuşuyordur.

Neden bu git-geller?

Pek dikkat edilmedi sanırım, bu git-geller önemli... Haberi ayrıntılı okumalıyız:

"Erdoğan oyunu kullandıktan sonra TRT ve AA muhabirine 'Bütün sandık kurulu üyelerine başarılar diliyorum. Süreci İstanbul'dan takip edeceğim' dedi. Ancak Erdoğan, ilerleyen saatlerde İstanbul'dan Ankara'ya geçti. Bu haberi Anadolu Ajansı (AA) Erdoğan'ın makam aracının fotoğrafını geçerek servis etti.

Gece saatlerine kadar ekranlardan uzak kalan Erdoğan, gece saatlerinde İstanbul'da ortaya çıktı. 23.20'de Üsküdar Kısıklı'daki konutundan çıkışında kendisine sevgi gösterisinde bulunanları selamladı.

Erdoğan, daha sonra Ankara'ya hareket etti. Erdoğan'ı, Esenboğa Havalimanı'nda çok sayıda partili karşıladı...."

Hâlbuki seçimler, başşehirde takip edilir; çünkü, kazanırsa balkona çıkıp konuşacaktır. İstanbul'da kalmayı tercih etti. İlk gelen oylardan umut çıkınca, Ankara'ya geçti. Baktı, sandıklardan çıkan kazandıracak gibi değil; ne olur ne olmaz, dedi, İstanbul'a geçti.

Herhâlde, aman İstanbul'da ilâcımı unuttum, gidip getireyim, diyecek hâli yok. Bir tedirginliği vardı ki, İstanbul'a döndü.

"Ne olur ne olmaz" diye yazmamın bir maksadı var ama, burada ayrıntıya giremeyeceğim.

Sonra umut ışığı "yandırılınca" yine Ankara'nın yolunu tuttu.

"Yandırılınca" deyince... İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, birebir seçimi tahmin etti!

"... bu seçim öncesi söylediklerine gerçekten şaşırdım. Seçim günü bile aynen şöyle diyordu: 'Seçim yüzde 49.50 gibi biter. Çok uğraştık ama yarım puan ileri götüremedik. Sahada biraz farklı görünse de sonuç böyle olacak gibi. Mecliste ise rahatız. Cumhur İttifakı 320-325 arası milletvekili çıkartır.'" (Mahmut Övür, Sabah, 16 Mayıs 2023)

Süleyman Soylu, Yüksek Seçim Kurulu'nun bile önüne geçmiş, neredeyse bu kuruma ayar veriyordu. Demek ki, yine kendi yolunda yürüdü!

Akla gelen, neden yüzde 0.5'lik eksik için bir "tedbir!" alınmadığı?! Acaba dışarıya karşı, "Bizdeki demokrasi sizde yok." mu demek istediler?!

Her hâlde ikinci turu garantilemeseler, "demokrasi(!)" uğruna, 0.5 eksiğe razı olmazlardı.

"Tek adam rejimi"nde demokrasiden bahsedebilir miyiz?

Herkesin gözü önünde bir örnek:

İstediği zaman televizyon kanallarını kendisine bağlıyor.

Önceki gün, bilmem nerede gençlerle yaptığı ısmarlama soru/cevaplı konuşması, canlıymış gibi, belli kanallarında aynı saatte verildi. Daha önce de böyle sonradan yaptığı konuşmalar, toplantılar canlıymış gibi toptan veriliyordu.

Kemal Kılıçdaroğlu'nun "demokrasi" vurgulu sözleri aklıma geldi. Reis Bey'in, seçimden önce konuşmasını 29 kanalda birden yayınlama buyruğu vermesi, o sıra tek kanalda canlı yayında olan muhalif kanadın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nu çok kızdırmış, gece attığı tivitte: "Bir söz daha vereyim mi? Biz bu ülkeyi yönetirken, asla tüm kanalların aynı içerikle yayın yaptığını bir daha göremeyeceksiniz. Demokrasi vadediyoruz, demokrasi. Çok güzel, çok müthiş bir şey demokrasi, biliyor musunuz." demişti.

Görünen o ki; millet sandığı canını korur gibi korumazsa, Türkiye'de rejim bir daha değişecek, Reis Bey ve etrafı şuuraltında palazlandırdıkları asıl gündemlerine dönecek, yıkım emellerini bir bir hayata geçirecektir.

Bizim de içinden geldiğimiz "Büyük Müttefik" için söz söyleme hakkımız var. "Büyük Müttefik" mutlaka tavrını belirlemeli ve yıkımın önüne geçmelidir.

Yazarın Diğer Yazıları