Reis Bey'in basketi!
Dikkatinizi çekti mi? R. T. Erdoğan, cuma namazı çıkışı, cami önünde konuşurdu. Son iki haftaya baktım, konuşmamış. Belki başka yerdeydi.
Reis Bey''in natıkası güçlüdür. Darbe gecesi ne kâğıttan okudu ne camdan. Halkı sokağa çağırırken inandırıcıydı. Marmaris''te tatil yaptığı otelden çıkışında mahallî ve bir kanalın muhabirinin tuttuğu mikrofona konuşmasını da dinledim. Direnmekten bahsetti. Oteli çevirmek üzere müfrezede yoldaydı.
Sahi darbe sırasında Marmaris''te olması, ilahî bir lütuf muydu? Saray''da kalsaydı, darbecilerin işi kolaylaşacaktı. R. T. Erdoğan''a olağanüstü sıfatlar yakıştıran birileri, Marmaris''te bulunmasını, onun -ötesini söylemeyeyim- mutlaka "seçilmiş" kişiliğine bağlamışlardır.
Söz açılmışken, R.T. Erdoğan, ana muhalefet partisinin liderine, ikide bir "Darbecilerin yanından geçip gittin, evde oturup çay kahve içtin." demesi son derece yersiz. Ankara''da olan muhalefetin milletvekilleri de TBMM''ye koşmuşlar, hep birlikte darbeye direnmişlerdir. R. T. Erdoğan, kendisi, uçakta havada dolaşmış, Atatürk Havaalanı''nda emniyet sağlandıktan sonra ancak inebilmiştir. Yetki ondadır. Bilgi akışı onadır; muhalefet liderlerine değil. Dirayet göstermesi gereken de odur.
R. T. Erdoğan''a yakınındakiler, özellikle ailesi: "Her tarafa koşuşturmana gerek yok; siz cumhurbaşkanısınız. ''Tepe''den etrafı tarassut etmelisiniz. Bir günde, üç beş yerde faaliyette bulunmanız, sizi yıpratmanın ötesinde, insanları kanıksatır. Ağır ol batman döv. Biraz geri dursanız..." demişler midir? Muhtemelen etrafında birileri: "Sizin varlığınız bizim varlığızdır. Siz geri durursanız, bizim hâlimiz nice olur!" diye yakınmışlardır!
Ak Parti, millet bahçesi atağında. İmrenilecek bir atak.
Komünist idareleri çöktükten hemen sonra gittiğim Sofya''da bir bahçeden çıkıp bir bahçeye girince çok hayıflanmış, neden Türkiye''de bahçeler az, demiştim. O zamanki Ankara Belediye Başkanı olan Murat Karayalçın''la Sofya''da meclis önünde karşılaşmış, biraz konuşmuştuk. Kendilerine bu şehrin parklarından bahsettim mi? Aklıma gelmiyor.
Onun için bahçe açılışlarını dikkatle takip ederim. İster halk bahçesi deyin, ister millet... CHP''nin adındaki "Halk", karşısındakileri frenliyor. "Halk" yerine "millet"i kullanıyorlar ama muadil bir kelime değil.
"Millet"in dinî bağı var. R.T. Erdoğan ve cânibinin asıl onun için kullandığını akılda tutalım. "Ümmet Bahçesi" de diyebilirdi. Ümmet doğrudan dinle bağlantılı olduğu için, kimsenin itiraz edemeyeceği bir kavramı öne çıkardı: "Millet" tamlama olarak Kur''ân''da 15 yerde geçer. "Din" anlamına da gelir.
"Millet Bahçesi"ne girdik.
R. T. Erdoğan''ın sağlığı meselesi tartışması açıldı.
Olmayacak yerler çay fırlatmalarında bir anormallik olduğunu herkes gördü ve yazıp söyledi. Afrika ülkelerini ziyaretinde, bir devlet başkanıyla görüşmesindeki, irade dışı tavrını Saray başdanışmanları mutlaka not etmiştir.
Son millet bahçesinin açılışında Reis Bey''i "diri" göstermek için çocuklarla basket oynattılar. Ve kendi yayınlarında, onun nasıl diri ve atak olduğunu anlatılınca, bilerek böyle bir mizansen hazırlandığını anladım. Hâlbuki o, futbolcu ve şirinlik için el topu değil; ayak topu oynar. Bir sıkıntı olmasın dile, basket oyunun uygun görmüş olmalılar.
Son Batman-Mardin ziyaretinde, tef çalan gençlerin arasından geçerken hareketlerini seyretmişsinizdir. Korumaların her an müdahale edebileceğini, sizin gibi, ister istemez ben da düşündüm.
Ne diyelim... Sağlık olsun!