Putin'le İbn Selman! Al birini vur ötekine!
Birbirlerine benzedikleri için olacak; Putin'le İbn Selman Arjantin'de, G20 toplantısında, el-kol hareketleriyle şakalaştılar.
İkisi de rakiplerine acımasız ve ikisi de meskûn mahallere saldırıyor, çocukları, kadınları, masumları katlediyor.
Putin, Komünist idare çökmeye başladığında, 1989'da Sovyet uydusu Doğu Almanya'da, Rus gizli servisi KGB'nin bir ajan/kuryesi idi. Almanlar Dresden'de KGB merkezini kuşatınca, Putin'in ilk işi ellerindeki bütün evrakı yakmak oluyor. Adam ileriyi görüyor ve bu belgelerin aleyhlerinde delil olacağını biliyor. Bu delil yok etme, onun kişiliğine dair ipucu da veriyor: Kötülük et ve sakın iz bırakma. 1990'da memleketi Leningrad'a (sonra Saint Petersburg) gidiyor. Üniversiteden hocası şehrin belediye başkanıdır. Onun yardımcısı oluyor. Derken... Basamakları hızlı adımlarla çıkıyor.
Yeltsin, Putin'i başbakan yardımcısı yapıyor. Ardından başbakan. Ve seçimlerde en az yüzde 76'yla başkan seçiliyor.
Rakiplerine karşı acımasız. Önce basın-yayın organlarını kontrolüne alıyor. Aleyhinde yazamazsınız. (Basın-yayın organlarının kontrole alınması, bizde kimi hatırlatıyor?!) Rusların iki kanalına sık bakarım. Putin'le başlar ve Putin'le biter. (Bizim haber kanallarının kiminle başlayıp kiminle bittiğini biliyorsunuz.) 83 bölgenin valisini, kendisinin kurduğu üç kişilik ekip seçiyor. Daha önce valiler seçimle iş başına gelirlerdi.
Uzatmayalım... Putin "tek adam". Seçim hileleri var mı? Bilemiyorum. Sovyetlerden kopan Türk ülkelerinde seçimleri takip etmiştim. Güya seçim! Eski Sovyet üyesi ülkeler, birbirlerine benziyorlar, diyeceğim sadece.
Arada Suudî televizyonlarına baksam da, hemen kapatırım. Onların haberlerini ezbere söyleyebilirim! (Bizim kanallarla yine fazla kıyaslamamak lâzım. Diğerlerini bildiğim için, bizimkilerine yine çok şükür diyeceğiz.)
Putin, Çeçenistan'ı yerle bir ederek kendince dize getirdi ve Ramazan Kadirov'u tâbisi (bağlısı) olarak başa geçirdi. (Ramazan, geçenlerde Türkiye'de İsmail Ağa Cemaati'nin büyük şeyhini ziyaret etmiş, elini öpmüş. Şaşıracaksınız ama buna sevindim. Bir bakıma Türkiye, dolaydan kontrolü sağlıyor, demektir.)
Putin'in Suriye'de muhalifleri nasıl yok ettiğini biliyorsunuz. Halkı bombalayarak... Suudî İbn Selman Yemen'de ne yapıyor? O da halkı bombalıyor. Kendisine özgü mimarîsi olan yüzlerce yıllık tarihî taş binaları yerle bir ediyor. O taşlar altında binlerce minik beden yatıyor.
Putin'le İbn Selman rakiplerini ortadan kaldırmakta mahirler. Mahirler demem, lafın gelişi. İkisi de ellerine yüzlerine bulaştırıyor. Pervasızlar ama... İbn Selman'ın pişkinliğine bakın! Reis'ten randevu isteme yüzsüzlüğünü gösterebiliyor.
("İbn Selman" yazıyorum. "Selman'ın oğlu" demek. Şimdiki Suudî kralın adı Selman. Veliahd tayin ettiği oğlunun adı Muhammed. "Muhammed" adıyla "katil"i yan yana getirmek! Düşünemiyorum. En iyisi, Gölge kralı, Araplarda yaygın söyleyişle "İbn Selman" diye anmalı. Bir de Suudî Arabistan demiyorum, "Suudî" diyorum. Araplarla Suudî kral ailesini ayırmalıyız. Arabistan bir ailenin kontrolündedir. Bunun İslâm'da yeri olduğunu söyleyebilir miyiz? Hac meselesi bunun için tartışmaya açılmalıdır.)
Putin'le İbn Selman birbirini bulmuş. Al birini vur ötekine.
(Timuçin Mert'in Gri Kardinal Putin kitabı bütün gerçekleri ortaya koyuyor. Okunmalı.)