Putin ne demek istedi?
Bu tarihi not edelim: 22 Ekim 2019.
Soçi Mutabakatı imzalandı. Mutabakat 10 madde. ABD ile imzalanan Ankara Mutabakatı 13 madde idi.
Ankara görüşmeleri 4 saat, Soçi görüşmeleri ise 6 saat sürdü. ABD'liler, Ankara'da, âdeta arabulucu idiler. PKK'nın Suriye kolu ile Ankara arasında irtibat kurdular desek yeridir. Soçi'de Putin ve adamları ne yaptılar? Onlar da PKK ile görüştüler mi? Beşşar'ı aramaları muhtemel diyeceğim ama, Beşşâr zaten Moskova'nın sömürge valisi gibi bir şey. Putin ne derse o. Sonra yaptıkları açıklama bunu teyit ediyor. Beşşâr, Türkiye'yle mutabakattan son derece memnunmuş.
Türkiye, Suriye'de geniş bir alanı tutuyor. Afrin, Cerablus, El-Bâb, Azez, Resulayn, Tel Ebyad... Girdiği yerlere hizmet götürüyor, mektep açıyor, hastane açıyor, halkı doyuruyor. Soçi Mutabakatı'ndan sonra, büyük ihtimal Türkiye'deki Suriyeliler, kitleler hâlinde vatanlarına dönecekler. Bu kitlelerin kendilerini bombalayan Şam yönetimine mutî olacaklarını, Rusya'nın hegemonyasına razı geleceklerini düşünebilir misiniz? O topraklar artık Türkiye'nin. Soçi'de bu teyit edilmiştir. Kapalı kapılar ardından Türkiye'nin girdiği sahalar muhakkak tartışılmıştır. Ancak, Rusya, bu şartlarda, Suriye'nin bütünlüğü falan gibi şeyler gevelese bile, bize "Beşşâr'a bu da hediyeniz olsun!" diyememiştir.
Beşşâr'ın ısrarı beyhude... Bizim affedilemeyecek bir hatamız, Suriye'nin içi karışmaya başladığında Beşşâr'ı koruyup kollamamamız. Beşşâr, Ortadoğu'da, olabilecek en ılımlı diktatördü. Ama ipleri elinden kaçırınca, rayından çıktı.
Suriye'de mezhepçilik keskindir. Hasan Sabbah'ın ruhu dolaşır. (Fazla açmayayım şimdi. Mesele karmaşık. Bizim bir çalışmamız yayınlanmıştır.) Çokluğu sağlayan Sünnîler hiçbir surette Beşşâr'a tâbi olmayı kabul etmezler. Tâbi olmaya zorlarlarsa aşırılar bundan faydalanırlar, militan toplarlar.
Şöyle bir düşünürseniz Türkiye'nin Suriye'deki varlığı aslında bu ülkenin bütünlüğünün teminatıdır.
Ankara, Soçi'de, alabileceğinin azamisini aldı. Unutmayayım önce ABD gibi bir dünya jandarmasıyla, ardından Rusya gibi bir despot ülkeyle masaya oturduk. Ve her ikisine de Suriye'deki varlığımızı kabul ettirdik.
PKK/YPG, artık Suriye'de yenilmiştir, Eğer, ABD ve Rusya (artlarında Siyonistler), bize bir başka oyun oynamazlar, doğrudan Türkiye'yi karıştırma hesabına girmezler, içeride PKK'ya destek vermezlerse, bölücü örgüt, sınırımızın ötesindeki kantonlarını tamamen kaybetmiş demektir. Bu Şam'ın da işine gelir. Biz harekâta başlamadan önce, Beşşâr, PKK/YPG'yi terör örgütü ilan etmişti. Türkiye, Suriye'ye girince, PKK'yı kabullenir görünmesi, "Asıl 'düşman' Türkiye. PKK'yı nasıl olsa alt ederiz." diye düşünmelerinden.
Putin'in, mutabakattan sonra basın toplantısında sarf ettiği sözler, PKK'ya açık kapı bıraktığının delilidir. Herkes 10 maddelik mutabakat metnine odaklanıyor ama, Putin: "Suriye hükûmeti ile Kürtler arasında geniş bir diyalog başlatılması gerekiyor. Çok etnisiteli Suriye halkının vazgeçilmez bir parçası olan Kürtlerin hakları ancak böyle savunulabilir." sözlerinin ardında nelerin yatığını da düşünmek gerekir,
ABD ve Batı, PKK'yı "Kürt" diye anıyor. Putin de, "Kürt" derken "PKK ile görüşün." demek istediği belli değil mi?! Çünkü silah kullanan PKK.