Suriye öncelikle Türkiye'yi mi ilgilendirir, yoksa Rusya'yı mı? Bizim Suriye ile 877 km. sınırımız vardır ve üstelik eski toprağımızdır. Osmanlı'yı geçin, Selçuklular zamanında da bizimdi.
Türkiye'den başka umudu olmayan Türkler, Suriye'nin değişik yerlerinde yaşamaktadırlar. Kesafet ise Yayladağı'nın hemen ötesinde Bayır-Bucak'tadır.
Suriye içinde her atılan bomba Türkiye'yi sarsar. Nasıl kayıtsız kalalım ki... Ak Parti iktidarı dahi olsa, "Türk'üz" diyenleri sahiplenmek zorundadır.
Putin, Ukrayna'da Rusların olduğunu söylediği bölgeleri Rusya'ya bağladı. Oralardaki Ruslara hem silâh veriyor, hem asker. Türkiye elbette Suriye Türklerini destekleyecektir.
Rusların hiçbir sınır bağı olmayan Suriye'de işinin ne olduğu sorulmuyor, Rus uçağının niye düşürüldüğü soruluyor! Çelişkiye bakın siz!
Recep T. Erdoğan, 24 Kasım'da, uçağın düşürülmesinden hemen sonra öğretmenleri Saray'da toplayıp bir konuşma yapıyor ve şunları söylüyor:
"Bayır-Bucak Türkmenlerinin olduğu bölge, DAEŞ [DAİŞ = IŞİD] terör örgütünün olduğu bölge değildir. Kimse kimseyi kandırmasın; orada sadece Bayır-Bucak Türkmenleri vardır, soydaşlarımız vardır, akrabalarımız vardır."
R. T. Erdoğan'ın dediği gibi Suriye Türkleri bizim için ayrı bir öneme sahiptir.
Rusların "Rossiya 24" haber kanalını seyrediyorum. Her saat birinci haber olarak bu hâdise üzerine yayın yapıyor.
Muazzam bir dezenformasyon... Hâdise akşamı, Putin'in Türkiye'ye karşı konuşmasının tamamını seyrettim. Ürdün Kralı Abdullah'la beraberken Türkiye'ye saldırıyor Putin. Başı dik ve çok rahat konuşuyor. Kral Abdullah, Putin'e tazim eder gibi hafif eğik. Hiç sesini çıkarmadan dinliyor. Bilmiyorum, ona Rusça tercüme ediliyor muydu? Kral'ın "Padojdi minutu" ("Dur bi dakka!") demesi lâzımdı. Haşimîler böyle olmamalı... (Eski defterleri açıp dedesinin dedesi Şerif Hüseyin'i falan karıştırmayayım şimdi!)
"Rossiya 24"te Bozkurt işareti yapan silâhlı Suriye Türklerini gösteriyor, sonra dönüyor, Türkiye'de stattaki, sokaktaki Bozkurt işareti yapan protestocuları... "Teröristler bunlar, Bozkurtlar" diyor.
Muhabir sokakta gelip geçene mikrofon dayıyor. Konuşturduklarının hemen hepsi Türkiye'ye nefretini kusuyor: "Sakın, ne için olursa olsun Türkiye'ye gitmeyin, sakın Türklerle iş birliğiniz olmasın!" diyor.
Bir gence mikrofon uzatıyor muhabir: "Suriye'de Rus uçağının düşürülmesine dair fikrin ne?"
Genç: "Türkiye kaç defa ikaz etmiş. Rus pilotlar İngilizce anlar mı, anlamaz mı, bilmiyorum ama pilotlar ikazlara aldırmamışlar."
Muhabir, beklediği cevabı alamayınca gençten şüpheleniyor: "Sen buralı mısın? Rusya'da mı yaşıyorsun. Tipin Ruslara benzemiyor. Kara kaş, kara gözlüsün." diyor.
Genç: "Moskova'ya okumak için geldim. Ben Azerbaycanlıyım. Söylediklerim hoşuna gitmedi galiba? Ruslara hak vermediğim, Azerbaycanlı olduğum için beni ırkçılıkla mı suçlayacaksın? Ben Türk tarafını da Rus tarafını da tutmuyorum. Gerçekleri söylüyorum." diyor.
Bizim basın yayın organlarında görülmeyen bir şey. İllâ beklediği cevabı alacak muhabir.
Putin çılgın, Rus halkı daha çılgın. Eski huyları depreşti. Yakında, Ortodokslar ya, "Biz Bizans'ın vârisiyiz." demeye de kalkarlar!
