Propaganda taktiği: İktidara geldik geliyoruz...

Kemal Kılıçdaroğlu önce siyasî cinayetlere işaret etti. Merkez Bankası Başkanı''yla görüştü. Bürokratlara "Gayr-ı kanunî emirlere uymayacaksınız." dedi.

CHP Genel Başkanı son videosunda kendisinden emin konuştu, bürokratlara tarih verdi:

"Sarayın baskısına boyun eğerek kanun dışına çıkmış o devlet memurlarına buradan seslenmek istiyorum. Açıkça söylüyorum; vazife namına mafyatik düzene hizmet edemezsiniz. Kanun dışı işleri emir olarak telakki edemezsiniz. Siz Erdoğan ailesinin değil, bu devletin şerefli memurlarısınız. Kâmil akla gelmeniz için Kılıçdaroğlu abinizin, amcanızın bu size son çağrısıdır. 18 Ekim Pazartesi itibariyle bu düzenin illegal isteklerine verdiğiniz tüm desteğin sorumluluğu size de ait olmaya başlayacaktır. ''Emir almıştım'' diyerek bu kirli işlerden sıyrılamazsınız. Size kanun dışı her ne yaptırılıyorsa pazartesi itibariyle durun."

Tarih verme, propagandanın ayrı bir taktiği. Bu taktik, bürokratları hizalamadan öte halka verilen bir teminat: Ötesi yok... Geliyoruz!

Siyasî propagandada basın yayın organlarının gücünü kullanmak esastır. Partiler, doğrudan kendi basın yayın organlarını kurdukları gibi, fikrî yakınlıktaki basın yayın organlarından da destek alırlar.

Türkiye''de iktidar, muhalefeti susturmak için kendince taktikler geliştirmiş, ihale verdiği iş adamlarına basın yayın organlarını satın aldırmış ve kendi propagandasını öne çıkartmıştır. Ancak, halk, kimin, neyi niçin satın aldırdığını ve hangi iş adımının rekabetsiz iş kaptığını biliyor. Dolayısıyla iktidar muhalefetin diline düşüyor.

Muhalefetin bir taktiği de iktidarın kendilerine cevap vermek mecburiyetinde kalacağı meseleleri deşmesidir. İktidarın elinde tuttuğu ve kendisine mecbur ettiği basın yayın organları, iktidar sözcülerinin açıklamalarını verirken ister istemez muhalefetin sözlerini de haber içinde koyuyor. Ve halk kıyas imkânı buluyor.

Sosyal ağların rolü propagandada ön alıyor. Basın yayın organlarında para gücünü kullanma veya "korkutarak" hizaya getirme, sosyal ağlarda mümkün olmuyor. İktidar bu ağları susturabilmek için "yasaklama" yolunu seçiyor. Teknoloji çağında, yasaklarla, sadece mahkemelerin yükü ağırlaştırılacaktır.

CHP, Kemal Kılıçdaroğlu''nun videosuyla siyasî propagandada yeni bir safhaya geçti.

(Bilginiz olsun: Propaganda; Latincede bahçıvanın taze bir bitkinin filizlerini yeni bitkiler üretmek için toprağa dikmesi anlamına gelen "propagare" kelimesinden türemiştir. Propaganda kelimesi belirli fikirleri yeşertmek ve yaymak anlamına kullanılır. Propaganda deyince Joseph Goebbels akla gelir. Goebbels, Hitler''in propaganda bakanıdır. Onu iktidara taşımıştır. Sonucu ayrı bahis. Onun kullandığı taktikleri bütün dünya liderleri göz önünde tutmuşlar, yanlışa götüren taktikleri ayıklamışlardır. Meselâ Goebbels''in, "Halkın zihni her zaman sıcak tutulmalıdır, soğumasına ve işlerin olağan akışına dönmesine izin verilmemelidir." sözünü yabana atamayız. Yine diyor ki: "Propagandanın zamanı dikkatli seçilmelidir, optimum anda zihinlere yerleşmeli ve orada kalması için çaba gösterilmelidir.")

Muhalefetin siyasî cinayetler işleneceği iddiası, halkın cebiyle bağlantılı olarak Merkez Bankası Başkanı''yla görüşme, bürokratlara, sakın ha kanun dışına çıkmayın denmesi psikolojik bir savaştır. Mevcut hükûmet iktidarı bize devretmek için gün sayıyor, denmek istendiği açık.

Sözünü ettiğimiz başlıklar sık ele alınacak; iktidardakiler "Yok öyle değil." demeye çalışacak ve hâliyle "halkın zihni" sıcak tutulacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları