PKK'da mağara katliamı olağan
Kuzey Irak'ın Gara bölgesine geniş bir harekât başlatıldı. Bölge dağlık, girintili, çıkıntılı; hareket edilmesi zor.
Bölge, PKK'nın Kandil'den sonraki ikinci yuvasıymış. 25'e 75 km. genişliğinde, bir alanda, acaba, bütün köşe bucak, mağaralar didik didik aranabildi mi? Biraz zor.
PKK Türk Silahlı Kuvvetleri'nin harekât kabiliyetini ölçecek tecrübeye sahip. Başta ABD (hâliyle İsrail) olmak üzere Rusya ve Avrupa ülkeleri PKK'nın emrine amade... İstihbarî bilgileri, PKK, kendi adamları, kendi imkânlarıyla sağlamıyor, "Dış güçler" yıkıcı bölücülere her türlü imkânı sunuyor. Binlerce TIR silah gönderenler, azıcık istihbarî bilgi vermişler çok mu?!
Son harekâtta bu kadar geniş bir alanda sadece 48 militan öldürüldü, ikisi teslim alındı. Bu kadar militan olabilir mi? Ya hiç bilinmeyen labirentlerde saklanıyorlar ya da harekât haberini aldılar, bir yerlere sıvıştılar.
Ankara daha önce Barzanîcilerle görüşmüştü. Muhtemelen bilginiz olsun, harekât başlatacağız. Bu harekât sizin de işinize gelebilir. Bize sakın laf etmeyin, denmiştir. "Birileri" Kandil'e hemen haberi uçurmuştur.
13 vatandaşımızın cesedi 12'si başlarından, biri göğsünden vurulmuş hâlde, fark edilmesi güç bir mağarada bulundu.
İnsanlarımız katledildiği mağaranın yerini söyleyen de yakalanan iki militan oldu. O militanların da bilmediği daha nereler vardır.
13 insanımızın katledilmesi Ankara'yı çok ciddî düşündürmelidir. Bu insanlar Irak'ın kuzeyine nasıl götürüldüler? Asıl, niçin götürüldüler? Muhakkak PKK kendilerinden olmayanları, olmayanların ötesinde Ankara ile iş birliği yaptıklarını düşündüklerini toplamıştır.
PKK, bu insanları nasıl tespit etmiştir, dersiniz? En kolay yolu HDP'dir. HDP'nin her bir şubesi, PKK'nın lojistik destek istasyonudur. Realitede de budur, mantiken de budur.
Anaların hissiyatına güvenmelisiniz. Onlar HDP'nin önünde aylardır, oğullarının, kızlarının yollarını gözlüyorlar. Hissetmeseler, görmeseler, bilmeseler, HDP'den evlatlarını isterler mi?
13 kişinin nasıl kaçırıldığı kesinlikle araştırılmalıdır.
13 kişinin bir mağarada katledilmesi Abdullah Öcalan'ın dediklerini aklıma getirdi. Kenya'dan getirildikten sonra Jandarmada verdiği ilk ifadesinde Cemil Bayık için: "1992 yılında bir mağarada 17 kadroyu yaralı oldukları ve ele geçmemeleri için, karargâhta 13 kadroyu ise disiplini sağlamak için öldürmüştü." demişti.
PKK'da mağara katliamı olağan.
PKK'yı bitirmek istiyorsak, ABD'yi (İsrail'i) kesinlikle ikna etmeliyiz. Gidip yalvarmak değil; onlara Türkiye'nin gücünü gösteremeyiz ama önemini pek alâ gösterebiliriz. Ne olursa olsun ABD'yle de İsrail'le de temaslarımızı sıklaştırmalıyız.
Önce Hakkı Öznur'un iki ciltlik "Ortadoğu'nun Cahşlar" sindire sindire okunmalıdır. ABD'nin yeni başkanı Joe Biden'in ne planlar kurduğunun bilgeleri, belgeleri de var. Kimin dost, kimin düşman olduğu bu eserde ortaya konmuştur. "Dost" dediysem, lafın gelişi. Bize, biz bile dost değiliz. Nasıl varız, nasıl ayaktayız, Allah'ın lütfu diyeceğim.
Kaşgarlı Mahmut Divanu Lügati't-Türk'ün ön sözünde ne diyor: "Allah'ın devlet güneşini Türk burçlarında doğdurduğunu, bütün feleklerin onların toprakları üzerinde dönmekte olduğunu gördüm."
Evet, Allah'ın lütfu.
13 vatandaşımızın Gara'ya neden ve nasıl götürüldüğü ortaya çıkarılmalıdır.