'Peygamberin kim?'

Bir devlet yalnız askerî gücün zayıflamasıyla çökmüyor, ilmi, kültürü, medeniyeti de paralel zayıflıyor. Şevket Süreyya Aydemir’in Suyu Arayan Adam’ını İlhan Kesici Bey’in hatırlatmasıyla bir daha okuyorum... İçinde “Osmanlıcılığı” diriltmek isteyenlere de çok cevap var Suyu Arayan Adam’da... Onları da yazacağım.
(Not: Dünkü yazıda İlhan Kesici Bey’i ODTÜ’de Ülkü Ocakları kurucuları arısında belirtmiştim. İlhan Bey, 1968’de, ODTÜ Ülkü Ocakları Genel Başkanı imiş. Kendisi hatırlattı.)

***

Sözü Mustafa Kemal’e getirmek için halkın dinî bilgisi üzerinde duruyordum...
Şevket Süreyya (1897-1976), muallim mektebinde okurken Birinci Dünya Savaşı’nda askerdir... Makineli bölüğündedir... Askerlerine ders verirken sormuş, hangi dinden olduklarını, çok azı “İslâm dininden” demişti.
Devam ediyor:
“-Peygamberiniz kimdir?
deyince onlar da pusulayı şaşırdılar. Akla gelmez peygamber isimleri ortaya atıldı. Hatta birisi:
-Peygamberimiz Enver Paşa’dır! dedi. İçlerinden Peygamberin adını duymuş olan birkaçına da:
-Peygamberimiz sağ mı? Ölümü?
deyince iş gene çatallaştı. Herkes aklına gelen cevabı veriyordu. Bir kısmı sağ, bir kısmı ölüdür tarafını tuttu. Fakat birisinin kuvvetle konuştuğunu, yahut bir tarafın daha ağır bastığını görünce, diğer tarafın da kolayca o tarafa kaydığı görülüyordu...” (Suyu Arayan Adam, İst. 1967, s. 110)
Şevket Süreyya’nın yoklaması böyle sürüp gidiyordu. Osmanlı sahasının çok değişik yörelerinden gelmiş, esasını da Anadolu teşkil eden erlerin dinleri hakkında bilgileri, “sıfır”dı.

***

Yazarın Anadolu üzerine tespiti de dikkate değer:
“Ya Anadolu?.. Devletin bütün toprakları içinde belki tek temel olan, fakat bu devleti idare edenlerin hiç bilmedikleri, hiç benimsemedikleri bir yer varsa, o da Anadolu’ydu...” (s. 58)
Ben de Balkanlarda, meselâ Prizren’de 29 Osmanlı camisi saymış ve belki bu sayı, Osmanlı’nın Anadolu’daki bütün camisi kadardır, demiştim. Tabiî buradan Türklüğün, Osmanlı’nın temel unsurunun ihmaline geleceğiz ve bu “ihmal” çoklukla “İslâmlık” adına idi... Şimdi farklı mı? İslamlık adına konuşanlar önce “milliyetçiliğe” karşı olduklarını söylüyorlar. Bakmayın siz onların milliyetçiliğe karşı oluşlarına; dertleri “Türklük”le... İleride vereceğim, Osmanlı’da ‘Türklük’ün ne manaya geldiğini Şevket Süreyya çok güzel anlatmış. Allah’tan Türkçü uyanış başlamış da, Anadolu elimizde kalabilmiş! Vatanları “rû-yi zemin” olan “İslâmcılar” Millî Mücadele’ye ne kadar şükretseler azdır. Onlar da -bazı dönem arızaları bir tarafa- Millî Mücadele sayesinde -önemsemeseler de- “hür vatan” a sahipler!
Mustafa Kemal, Şevket Süreyya’nın yazdıklarını elbette daha önce idrak etmişti. Onun için, dinî cehaletin bizi nereye götüreceğini görmüştü. Geçen hafta yazdım: İslâm dinini kaynağından ve sağlam öğrenmek için en güvenilir isimlerle anlaşmış ve tahsisat ayırmıştır.

Yazarın Diğer Yazıları