Papaz'ın bırakılmasını Trump engelliyor
Trump denen adam, kafayı Papaz'a takmış. "İllâ bırakacaksınız." Bizimkiler de "Kanun var, hukuk var..." diyorlar. Bu şartlarda ne diyecekler?
Zamanında Papaz Andrew Brunson'ın misyonerliğine izin verdiysen, ne yapacağını bilmen gerekirdi. Bu insanlar önce Türklere, Türkiye'ye nasıl zarar veririm, hesabı içine giriyorlar. ("Yukarısı" Diyanet İşleri Başkanı Prof. Ali Erbaş'ı çağırıp dinlemeli. Misyonerliği iyi bilir.)
Unutulanları hatırlatalım:
Malatya'da, 2007'de, Zirve Kitapevi baskınında üç "misyoner" katledilmişti. Ak Parti hükûmetleri zamanında, şimdi kanlı bıçaklı oldukları cemaatle işbirliği içinde, önlerine geleni tutuklatıp "Ergenekon", "Balyoz" ve daha bilmem ne sepetlerine attıkları sırada, hâdise 2011'de, "Ergenekon" davasına bağlandı ve ardından, polis misyonerliğe dair kitap ve makale yazanlara baskın yaptı. Evleri ve fakültedeki odaları aranan ilâhiyatçılar (prof. dr.) Zekeriya Beyaz, Abdurrahman Küçük, Şahin Filiz, Mehmet Aydın, Salim Cöhce, Kadir Albayrak idi. Hemen hepsi Milliyetçi Hareket orijinli diyebilirim. Zekeriya Beyaz, 1997'de, Türkeş'in vefatından sonra, MHP genel başkanlığına adaylığını koymuştu. F. Gülen Grubu ve Nurculuğa dair çalışmalar yapıyordu. Tabiri caizse bu grupların ipliğini pazara çıkarmak istiyordu. Abdurrahman Küçük MHP milletvekiliydi. Partinin genel sekreterliğini de yapmıştı. Epey kitabı var. Şahin Filiz'in de basın-yayın organlarında adı geçer. (Şahin Hoca, mühim bir iş yaptı. Ziya Gökalp'ın Diyarbakır'da çıkardığı Küçük Mecmua'nın tamamını dilini değiştirmeden yeni harflere aktardı ve yayımladı. Yalnız Şahin Hoca'ya bir sözüm olacak. Dergiyi karşılaştırmalı incelediğim için biliyorum. Yeni baskı yapılırken baştan sona kontrol etmeli. Gözden kaçanlar var.)
Bu baskınlar anlamlı. Misyonerlik hakkında yazmamalısın, demeye getiriyorlar. Malûm "Diyalogcular" bu noktadan da incelenmelidir!
Evangelist-Siyonist Papaz'ın iddianamesine bakıyorsunuz, tutuklandıktan sonra tartışmalı gizli şahitlerin ifadelerinden deliller aranmış. Evangelist-Siyonist Papaz, herhâlde Pensilvanya'dakiyle takas edilir, hesabına girilmiş olacak. Bunu R. T. Erdoğan açıkladı da: "Ver papazı, al papazı!"
Trump denen adamın dengesi yok, kanunu yok; şahsî çıkarı var, hesabı var, taassubu var. Şimdi bu adamla oturup hiçbir şey konuşamazsınız. Ancak ne zaman konuşabilirsiniz? "Aman biz ettik, siz etmeyin! Keşke dilim peltekleşseydi de Davos'ta Şimon Peres'e 'van minüt' diskurunu çekmeseydim. Siyonistler bizim canımız ciğerimiz. İsrail Devleti ebediyen yaşayacaktır!" derseniz. O da belki.
Adam açık açık tehdit ediyor: "Bence Türkiye çok çok kötü davrandı, daha bu iş bitmedi. Oturup bunu kabul etmeyeceğiz. İnsanlarımızı alıkoyamazlar, dolayısıyla ne olacağını göreceğiz."
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu cevabı yapıştırmış: "Bizim yanlış bir davranışımız olmadı. Biz ABD'ye saldıran teröristleri desteklemedik. Terör örgütlerine binlerce TIR'lık silah vermek mi gerçek dostluk, devam eden yargı süreci mi? Dostane yaklaşırlarsa bu gerginliğe de gerek yok. ABD bu işlerin kovboy filmi olmadığını görmesi lâzım."
Papaz bırakılacak. Uzatan ise Trump ve avenesi.
Trump bir Evangelist-Siyonist dernek başkanı gibi değil; bir devlet başkanı gibi davranmalı önce.