‘P.venk’le ayağa fırlayan ajitatörler
PKK uzantıları, TBMM Başkanvekili Celal Adan’ın kendi kendine mırıldandığı “p.venk” sözüne takıldılar. Bilerek takıldılar. Fırsat yakaladıklarını düşünüyorlar. Kandil uzantıları akılları sıra eylem yapıyorlar, güç gösterisine giriyorlar. Ne kadar neo liberal, ne kadar bölmeye yıkmaya ant içmiş, etnikçi, mikro milliyetçi unsur varsa, şimdi, “p.venk”le yatıp kalkıyor.
PKK uzantılarının, destekçilerinin ajitasyonları mükemmel. Hemen üste çakarlar. Şimdi “p.venk”i ne kadar kendimize çeviririz hesabı içindeler.
İmza Toplama Örgütü (İTÖ) de muhakkak devreye girecektir.
HDP kapanır korkusuyla, Yeşil Son Parti’yi kurdurmuşlardı. O partiden seçime girdiler. TBMM’de milletvekilleri var. Sonra partinin adını değiştirdiler Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (HEDEP) yaptılar.
Daha öncesi kurulan PKK uzantısı bir partiye de ismi benzetilmek istenmiş. PKK uzantısı partilerin biri kapanıp biri kuruluyor: HEP, DEP, HADEP, DTP, BDP, HDP. Şimdi HEDEP.
Celal Adan, ülke bütünlüğü için verilen fiilî mücadelenin içinden gelmiştir. 12 Eylül 1980 Darbesi sonrası üç yıl hapis yatmış, işkence görmüştür.
Celal Adan’ın ağzından “p.venk” sözü nasıl çıktı?
Yeşil Sol Parti’den milletvekili seçilen, şimdi yeni kurulan HEDEP’e geçen Sırrı Sakık, TBMM kürsüsünden sözü “Kürdistan’a getirdiği konuşmasında: “MHP'nin, CHP'nin yöneticileri gitsinler Meclis'in gizli celselerine baksınlar, okusunlar. Orada Kürt kelimesini görecekler. Kürdistan'ı görecekler, Lazistan’ı görecekler, Çerkezleri görecekler. Mustafa Kemal bölücü müdür? Mustafa Kemal Kürt milletvekillerini çağırırken 'Kürdistan' diyordu. Bunu Sayın Erdoğan söylüyordu ve doğru söylüyordu. Biz de bunun altına imzamızı atıyoruz.” diyor.
Bunun üzerine Meclis Başkanvekili Celal Adan, açıklama yapma gereği duyuyor:
“Buradan herhangi bir polemiğe girmek istememekle birlikte Türkiye Cumhuriyeti devleti kurulurken, milletimizin birliğine, beraberliğine, kardeşliğine, merhametine kurşun sıkıp askerimizi, polisimizi, Doğu ve Güneydoğu'daki vatandaşlarımızı şehit edenlere ve onların adı PKK iken bir milletvekili 'Türk askerini PKK tükürükleriyle boğar' deseydi bu Meclis'ten canlı çıkamazdı. Mustafa Kemal'in devleti kurduğu dönemlerde. Dolayısıyla bu tespiti yapmak lâzım.”
Sırrı Sakık, Celal Adan’a cevap vermek için tekrar söz alıyor: “Benim söylediklerimi götürüp PKK ile özdeşleştirmeye, o noktaya çekmenin kimseye bir yararı yok.” diyor.
Celal Adan daha sonra, söz isteyen bir milletvekilini kürsüye davet ediyor. O sıra ağzından belli belirsiz “P.venkler” sözü çıkıyor.
Şu açık: Kişinin yüzüne söylenmiş bir söz değil. Zaten Meclis zaptına da girmedi. Karşılıklı bir küfürleşme olsaydı, o zaman tartışma mecrası yön değiştirebilirdi.
PKK uzantıları durumdan vazife çıkarmakta pek mahirler.
***
İstiklâl Savaşı verilmeden önce, İttihat ve Terakki, Müslüman unsurları bir arada tutmak için “İslâm birliği” hedefi gütmüş ama Batı, Müslümanlar arasına fesat sokmuş, diğer İslâm unsurları ayrı baş çekmişlerdi.
Elbette gayret başa düşecek, Osmanlı Devleti’nin kurucu unsuru Türkler öne çıkacaklar ve İstiklal Harbi’ni başlatacaklardı.
Nutuk’a bakarsanız çok sayıda Kürt, Kürdistan geçer. Evet geçer... Niçin geçer ve neticede nerede toplanılır?
Sırrı Sakık, Recep Tayyip Erdoğan’ın, bir konuşmasında kendisinin kullandığı kavramları kullandığını söylüyor.
R. T. Erdoğan daha başbakanken biliyorsunuz “çözüm” dedikleri bir yıkım, bir parçalanma başlatılmış, belli bölgelerde PKK’nın hükmü geçer olmuştu.
R. T. Erdoğan’ın, 19 Kasım 2009’da, partisinin Meclis grubunda yaptığı konuşmasının haberini Anadolu Ajansı’ndan aktarıyorum:
“Diyarbakır ziyaretini de değerlendiren Erdoğan ‘Kürdistan’ ifadesini kullandığı için yöneltilen eleştirilere de "CHP, MHP yöneticileri, Meclis kütüphanesine gittiklerinde, ilk Meclis, gizli celse zabıtları okuduğunda, bugün karşı çıktıkları şeyi görecekler’ karşılığını verdi.
Erdoğan, hem de en başta Gazi Mustafa Kemal'in nutuklarında göreceklerini ifade ederek, ‘Kürt kelimesini o Meclis'te görecekler. Gürcü, Laz, Arap, Boşnak kelimelerini o zabıtlarını görecekler, Kürdistan kelimesini, o Meclis zabıtlarında görecekler. Anasır-ı İslam kavramını, o zabıtlarda görecekler’ dedi.
Kendi tarihini bilmeyen, kendi tarihini okumayanın, cehalet ve karanlıktan başka hiçbir şey söylemeyeceğinin altını çizen Erdoğan, ‘Osmanlı'ya gittikleri zaman doğu, güneydoğunun, Kürdistan eyaleti olduğunu görecekler. Doğu Karadeniz'in Lazistan eyaleti olduğunu görecekler. Bunlar bizim tarihimizin, bize devrettiği mirastır. Bunları görmemezlikten gelemezsiniz.”
Osmanlı niye yıkıldı? Bir araştırsınlar. Ayrıntıya girmeyeceğim. Çok yazdım. Kitaplarımız da var.
Ve “çözüm” dedikleri o dönem neden bitirildi? Neden kanlı çatışmalar oldu, neden bine yakın şehit verildi?
Sırrı, İmralı’da senin adamın yargılanırken, ben de gazeteci olarak salondayım. Yargılanma boyunca bütün sözlerini tek tek yazdım.
Dördüncü Duruşma’da, o gün sanık avukatları, protesto için İmralı’ya gelmemişlerdi, bir soru üzerine aynen şunu söyledi:
“Ziya Gökalp’ın 1922’de Türkler ve Kürtler üzerine yazdığı yazıya aynen katılıyorum.”
Benim İmralı’daki Konuk kitabımı bul, -sizin partide olması gerekir; çünkü tek kaynak- Ziya Gökalp’ın, Malta esaretinden dönüşünde Diyarbakır’da yayınladığı Küçük Mecmua’da çıkan “Türklerle Kürtler” makalesini de verdim, oku istersen.