Özledik…
İnsanları ayırmadan, kayırmadan adil bir yönetimi özledik… Zihnimizi her Allah'ın günü siyasete boğmadan, gündelik işlerimizle uğraşıp, gelecek hayalleri kuracağımız, hepimizi mutlu edecek bir ekonomi düzenini özledik.
Kısacası ruhsal dinginliğe ihtiyacımız var.
İşimize gücümüze odaklanıp, yarının planlarını yaparken kafalarımızın rahat olması lazım değil midir?
Öyledir, lakin benim ülkemde siyaset denilen çorbanın her zaman dibi tutuyor. İlla birileri ötekini ezme planları yapacak, ayak oyunları olacak, hiç bitmeyen, yenilgi kabullenmeyen bir iktidar hırsı ayakta duracak.
Doğu toplumlarının neden bu kadar kaderci, niçin bu kadar mistik hülyalara dalmak istediği belli değil mi?
Allah kahretsin..
Çek elini ayağını bu bitmek tükenmek bilmeyen hırs, öfke, hile ve yalan dünyasından… Hakka yönel... Mistik dünyanın kapılarını arala ve kaç, kaybol bütün dış gerçeklikten…
Yapamıyorsun..
Öyle bir ekonomik, politik, siyasal ve sosyal düzende yaşıyorsun ki, hiçbir şeyden kaçıp, kendi halinle baş başa kalamıyorsun..
Eve ekmek lazım.
Aş lazım.
İş lazım.
Ve sen bir şehrin ortasında yapayalnızsın.
Haydi, kendin kaçtın, gizlenip saklandın, kulaklarını tıkadın diyelim.
Karın var.
Çocuğun var.
Ve maalesef herkesin yaşamak için ekmeğe, suya, elektriğe, doğal gaza ihtiyacı var.
Şu kahrolası insanlık düzeninde, kendi ülkende sana huzur yok.
"Ya bizden olursun yahut öl" mantığı baskın bir zihniyet problemi olarak tepemizde duruyor.
İktidar partisinden olacaksın.
Olduk diyelim.
İş ver, aş ver.
Bekle..
Önce partimiz aristokrasisini iktidarda tutacaksın. Bunun için de partiye hizmet et kendini göster. Partili efendiler kulluğunu görsün. Eğil, bükül, doğrulma ve ses yükseltme. Kişiliğin ezilsin…
Haydi mecburen, razı olduk, "eyvallah" dedik diyelim.
Peki iş?
Zamanı var. Sırası var.
"Buyur" dediklerinde bütün eğilip bükülmelerinin, bütün ezikliklerinin karşılığı olarak sana İŞKUR'dan boğaz tokluğu bile olmayan, birkaç aylık nema vermelerini büyük lütuf sayıyorlar. Hâlbuki İŞKUR, bu ülkenin kurumu. İktidar partilerinin kendilerine ait şahsi malları değil. Hepimizin ortak kurumu. Amacı her yurttaşa eşit mesafede durmak ve kimseyi, koruyup kollamadan adil dağıtım yapmak..
Nerdee?
O benim ülkemi yönetenlerin asla aklından geçmeyen acı bir gerçeklik.
Kalıcı iş arıyorsan boşuna hayallenirsin. Çünkü mevcut iktidarın betona yatırım politikaları yüzünden üretime yatırım yapılmadığından senin aradığın kalıcı iş bulma aslanın ağzında. Girdiğin bütün sınavlardan büyük başarın olduğuna güvenerek devlet kurumlarında memur olacağını sanıyorsan aldanırsın. Öyle ki, iktidar partisinde kaydın olsa bile devlet işi herkesin harcı değil.
İnsanların umutlarını tüketenler, hayallerini yıkanlar, devlete, topluma, ülkeye, siyasete olan güveni işte böyle yıktılar. Adım adım, gün gün…
Şimdi diyorlar ki, "RTÜK tehditleri ekranlara getiren Tv'ye ceza kesmedi. Gündemine bile almadı."
Almaz.
Bundan sonra da almayacak.
Diyorlar ki, "Yolsuzlukları yazan gazeteciler gereksiz yere hapiste.."
Olacak.
Ne bekliyordunuz?
Hak, hukuk, adalet mi?
Boşuna beklersiniz.