Tadında bırakmayı bilmek

“Tadında bırakmayı bilmek” Türkçenin güzel deyimlerinden biridir.

“İyi giden bir şeyi tatsız duruma sokacak ölçüsüzlüğe vardırmamak” anlamına gelir.

Siyaset dünyamızda son zamanlarda yaşananlara bakınca iktidarın da ana muhalefetin de “tadında bırakmayı” bilmediği anlaşılıyor.

İktidar bilmiyor çünkü hiç gereği yokken sertleşti, ardı ardına ilk bakışta hukuki olmaktan ziyade siyasi olduğunu düşündüren soruşturmalara yöneldi. Yargıyı rahat bırakmayıp etkilediği algısına yol açtı.

Ana muhalefet de tadında bırakmayı bilmiyor çünkü iktidarın tartışmalı uygulamalarını protesto etmek için başlattığı sokak hareketlerini “Barikatları yıkıp geçin!” mesajı vererek demokratik eylemden farklı bir noktaya taşıdı, yüzlerce gencin tutuklanmasına neden oldu. Ticari firmalarla bazı medya kuruluşlarına yönelik boykot çağrısı da yeterince tartışılmadan alınmış bir karara benziyordu.

***

Peki, şimdi ne yapılabilir?

İktidar da muhalefet de yaşanan olumsuzluklardan ders çıkarmalıdır.

İktidar sakin olmalı, toplumda oluşan yargıyı etkilediği algısını yıkmalı, muhalefetle kavgalara, polemiklere girmekten vazgeçip mesaisini enflasyonun düşürülmesi, halkın gelir düzeyinin yükseltilmesi ve işsizliğin azaltılmasına harcamalıdır.

Ana muhalefetin de sertliğin, gerilimin ülkenin çıkarına olmadığını görmesi, sokak eylemlerinin provokasyonları beraberinde getireceğini bilmesi, ekonomiye zarar verecek boykot çağrılarından vazgeçmesi, mesaisini iktidar olduğunda uygulayacağı politikalar üzerinde yoğunlaştırması gerekir.

***

Amacına ulaştı mı?

CHP’nin bazı televizyon kuruluşları için yaptığı boykot çağrısı amacına ulaştı mı?

Bu sorunun kesin yanıtının alınabilmesi için bakılması gereken yer izlenme oranlarını ortaya koyan reyting ölçümleridir.

1 Nisan 2025 tarihli reyting ölçümlerine baktım.

En çok izlenen 10 kanaldan 5’i CHP’nin boykot listesindeki kanallardı.

Boykot öncesi günlerde de pek farklı bir tablo yoktu sanki.

“Demek çağrı izleyici nezdinde etkili olmamış” diye düşündüm.

CHP’nin alışverişe yönelik boykot çağrısına gelince:

2 Nisan tarihinde Ankara’nın Çankaya ilçesinde 3 zincir markete gittim.

Biraz tenhalık vardı ama bu boykot çağrısından mı yoksa bayram nedeniyle tatile gidenlerden mi kaynaklanıyordu anlamak zordu.

Kasiyer gençlere “Alışveriş yapanlar azaldı mı” sorusunu yönelttiğimde aldığım yanıt ağırlıklı olarak “Evet bayram tatili öncesi günlere göre daha az satış yapıyoruz. Birkaç gün daha böyle gider. Ama pazar gününden itibaren herkes alışverişe koşar” şeklinde oldu.

Yazarın Diğer Yazıları