Onların katli vacip mi?
Ordu'da, üniversite öğrencisi Ceren'in vahşîce katli, bütün Türkiye'yi yasa boğdu diyeceğim ama, cani ruhlu birileri aykırı tivitler atmışlar. Her zaman her yerde yolunu şaşırmışlar çıkar.
O tivitlerin niçin atıldığı belli... Vicdansızlar! Hiç mi insafınız yok!
Kim ne olursa olsun, o, önce "insan"dır!
Eğer cuma namazına gidiyorsanız (Böyle tivitler atanların cuma namazına gittiğinden de şüpheliyim ya...) bilmeniz lâzım: İmam minberden inerken ne okuyor? Önce Arapçasını yazacağım. Hemen kulağınızda yankılanacaktır:
"İnna'llahe ye'muru bi'l-adli ve'l-ihsani ve îtâ-i zî'l-kurbâ ve yenhâ ani'l-fahşâi ve'l-münkeri ve'l-bagyi yaizukum leallekum tezekkerûn."(Nahl, 16/90).
("Şüphesiz Allah, adaleti, iyilik yapmayı, yakınlara yardım etmeyi emreder; hayasızlığı, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.")
Hak Teâlâ, adaleti emrediyor, iyilik yapmayı emrediyor; hayasızlığı, fenalığı, azgınlığı yasaklıyor.
Vicdansızlar! Dünya görüşünüz her ne ise, bu masumun, ileride senin dünyana girmeyeceğini nereden bileceksin!
Katil, sokakta olmaması gereken bir tip. Bu tipi tahlil edecek bir isim, siyasî görüşünü atın bir tarafa, Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu'dur. Hapishane araştırmalarının olduğunu hatırlıyorum. "İlim adamı" sıfatıyla TBMM kürsüsünden milletvekillerine, katilin psikolojisini -bir örnek olarak- ortaya koymalı ve bu tiplerin cemiyet içinden nasıl ayıklanabileceğini anlatmalıdır. Meclis'te başka psikolog/psikiyatristler de olabilir. Onlar da konuşurlar. (Diyeceksiniz şimdi... Meclis'te konuşsalar ne olacak. Asıl "Meclis" Saray'da. Hükûmet TBMM'de kurulmuyor, Saray'da kuruluyor. Girebilirlerse oraya anlatmalılar. Haklısınız.)
İçimizde bîgünah Ceren'in katili gibi kim bilir kimler dolaşıyor. Kim bilir nasıl tipler, infaz hükmünden istifade edip serbest kalıyor.
Uyuşturucu müptelaları ("Madde bağlılığı" manasız bir adlandırma.) muhakkak takibe alınmalıdır. Tinercilerin diğer adımı uyuşturucudur. Sokak çocukları, evsizler takip edilmeli ve "uçurum"dan çekilip çıkarılmalıdır.
Hatırlarsınız... 2013 yılı başlarında, Sarai Sierra adlı ABD'li turist hanım, bir başıboşun kurbanı olmuştu. 13 gündür aranıyordu. İstanbul Cankurtaran'da, surların içinde bir dehlizde cesedi bulundu. Hâdiseden sonra Suriye'ye kaçan ve hatta muhaliflere savaşmaya geldiğini söyleyerek, çatışmalara da katılıp yaralanan katil, sonra Türkiye'ye döndüğünde Hatay'da yakalanıyor veya teslim oluyor. Katil, "Öpmek istedim, direndi. Kafasına taşla vurdum. Cesedi bulunduğunda da oradaydım." diyor.
En çok kadınlar katlediliyor. 11 ayda öldürülen kadın sayısı 430. Öldürülenlerin sayısı biliniyor da ya sarkıntılık edilenler ya tecavüze uğrayanlar? Biliniyor mu?!
Hindistan'da tecavüz vak'aları sık. ("Cinsel istismar" uydurdular... Ya ırza geçmedir ya tecavüzdür ya sarkıntılıktır...) En son bir veteriner hanım, dört kişinin tecavüzüne uğruyor ve katledilip cesedi yakılıyor. Halk ayağa kalkıyor. Polis dört caniyi yakalıyor. Sonra tatbikat için hâdise yerine götürüyor. O sıra polis canilerin dördünü de öldürüyor. Kaçmaya kalkıştıkları için öldürüldüklerini söylüyor polis. Doğrudur. Ama, vicdanlarının sesine kulak verdikleri de belli. Haydarabad'ın, Hindistan'da Müslümanların yaşadığı tarihî bir şehir olduğunu bilelim.
Cemiyet tedirgin. Çare için kafa yormalı.