Onlar Müslüman ya sen?
Nasıl olsa dediklerini yaptırmıyorlar mı! “Bütün okullar imam hatip olacak.” deseler kim itiraz edebilir? Hepimiz çocuklarımızı tıpış tıpış bu okullara göndermeyecek miyiz?
Adı konmamış diktatörlük...
(Bakın “tıpış tıpış”ı yerinde kullandım. Kemal Kılıçdaroğlu “Tıpış tıpış oy vermeye gideceksiniz, gideceğiz.” derken, bir mecburiyetten bahsetmekle beraber, kendi tarafında olanlar için bu ifadeyi kullanması Türkçeye uygun değildir.)
Millî Eğitim’i oyuncak ettiler. Her yıl adım adım imam hatipleşiyoruz!
Öyle âdice, öyle alçakça hesap içindeler ki, maksatları imam yetiştirmek, müezzin yetiştirmek, İlâhiyat fakülteleri için öğrenci yetiştirmek ve dindar bir nesil yetiştirmek için imam hatip açmak değil... Bütün hesapları Türk eğitimini arka bahçe yapmak, AKP’ye oy devşirmek...
Öyle bir hava estiriyorlar ki, “Sen imam hatibe karşısın, Müslümanlığa da karşısın...” demeye getiriyorlar.
Dikkat edin, AKP’nin çekirdek kadrosu ve onların peşine takılmış at gözlüklüler, “Müslümanlar ve diğerleri” diye ayırırlar. Kendilerinden, kendileri gibi düşündüklerine inandıklarından “Müslüman” diye bahsederler.
Söyleye söyleye kavramları öyle bir hâle sokuyorlar ki, aynı secdeye vardığı, camiden beraber çıktığı adam, onlardan ise “Müslüman”, onlardan değilse “falanca” olabiliyor!
Ben bunların ciğerini bilirim!
TEOG diye bir imtihan çıkardılar. Rezillik diz boyu! Benim küçük de bu imtihana girdiği için olup bitenleri yakından takip ettim. Ondalık sistem, yüzdelik sistem, bilmem ne... Kafa karıştırmak, insanları bezdirmek için ellerinden geleni yapmışlar. Bir sürü yanlışlıklar, yeniden hesaplamalar, yüzdeliklerde oynamalar... Mahkeme kararıyla dört soru iptal edilince yeni hesaplamayla puanlar değişti ve bizim puanlarda fazladan oynamalar oldu. İtiraz ettiğimizi, bir örnek olsun diye ayrıntılı yazmıştım. Sonuç ne oldu?
Bekle ki cevap gelsin. Aksaklıklara alıştığımız için, itiraz dilekçesini gönderdiğimiz uzun isimli genel müdürlüğü aradım. (Meğer adını tekrar değiştirmişler.) Bir telefondan diğerini aktarılarak, yeni telefon numaraları verilerek, nihayetinde itiraz sonucunun bilgisayar çıktısını alıp zarfa koyan hanıma kadar ulaştım. (Telefon silsilesinde kim olduğumu açıklamadığım hâlde herkes nâzikti.) Bu hanımdan sonucun ne yazdığını okumasını rica ettim. Çünkü mektubun bize ulaşmayacağından adım gibi emindim. Yanlışlık bâriz olduğu hâlde itirazımız reddedilmiş.
Ve PTT aracılığıyla gönderilen mektup hâlâ gelmedi! Çocuğun puanı fena değil ama hakkı neden yensin! Kim bilir kimlerin hakkı nasıl yenmiştir.
Sanmıyorum ki, kontrol Millî Eğitim Bakanı Nabi Avcı’da olsun... Nabi Avcı’yı şahsiyetli bir insan bilirim. Kartvizitine “bakan” sıfatını ekledi. Boynunda davulla dolaşmak istemez. Artık o makamda kalmayı düşünmeyecektir.
Recep T. Erdoğan’ın “sıfırlama” sırdaşı, politikaya girmeye pek hevesli küçük oğlan Millî Eğitim’e ayar veriyor. TÜRGEV’e arsa topluyor, mekteplerin kızlı erkekli ayrılması için telkinde bulunuyor. İmam hatipler için de elinden geleni yapacaktır. Elinden gelmeyen olmadığına göre, imam hatibe yazılacaklar küçük oğlanın kanatları altındadırlar. Müsterih olsunlar!