Onlar aydın; biz neyiz?!
Onlar "aydın", aykırı düşünme hakları var! Devlet düşmanlarına destek verme hakları var! Ülkeyi bölme hakları var!
Biz neyiz? Doktora dersen var, üniversitede ders vermişlik dersen var, kitap dersen var; PKK imzacılarının her birinden de fazla. Onların kitabını bile biz yazdık... Serokları A. Öcalan'ın bütün muhâkeme safhası bizim kalemimizden çıktı. Bir satırına yanlış yazmışsın, taraflı (onların diliyle yanlı) yazmışsın, diyen varsa çıksın karşıma... Bizi okumadan İmralı'da neler olduğunu öğrenemezler bile.
Sahi ya... Biz onlardan daha da muhalifiz. Ak Parti'yi desteklemek için birçoğu yarış hâlindeydi. Biz ise başından beri yanlışlıkları tek tek sıraladık. Turgut Özal'ı onlar destekliyorlardı, en muhalif yazıları yine biz yazdık. Aklıma geldi; MHP'nin ortağı olduğu Bülent Ecevit dönemini de tenkit eden bizdik. (Bu arada Ecevit döneminin başbakan yardımcısı Devlet Bahçeli Bey'e geçmiş olsun dileklerimi ileteyim.)
Savcılığa gidip gelme desen bizde; mahkemeleri aşındırma desen bizde... Bir ara bizi Taşnakçı "Hepimiz Ermeni'yiz" grubu mahkemeye vermişti. (Ara mahkemeleri, savcılıklara gidip gelmeleri saymıyorum.) En son 88 imzacıyla başı çeken üniversite mahkemeye verdi. Neymiş? Tartışmalı bir şairi neden inatla öne çıkartıyorsun? Neden bu şairi anmak için eroini öven birini konuşmacı diye çağırıyorsun? Neden PKK'nın faaliyetlerine göz yumuyorsun? Neden imzacı bir öğretim üyesinin hendekleri savunmasını hoş karşılıyorsun? diye soruyormuşum.
Biz, PKK yok edilsin dediğimiz, ülke birliğinde ısrar ettiğimiz için mi "aydın" değiliz?!
PKK her yerde saldırıyor. Hemen her gün minik bedenler toprağa düşüyor, her gün şehit haberleri... Geride kalan büyük acılar...
Böyle olduktan sonra "aydınlık" sizde kalsın. Tepe tepe kullanın!
Biz "aydın" değiliz. Biz sadece ve sadece insanız.
"Aydın", dilimizde anlam kaymasına uğramış ve insanlık düşmanlığının, ülke düşmanlığının, devlet düşmanlığının adı olmuştur.
Türkiye'de protesto kültüründen bahsedilemez. Protesto, menfîliklere, insanlık suçlarına karşıdır.
Bizde ülke birliğine karşı tavır alınıyor, imza veriliyor.
PKK'yla kanka olan AK Parti hükûmetleriydi. Önce sorgulamanız gerekmez mi? Bizimle birlikte kankayken şimdi ne oldu da PKK'nın üzerine gidildi, amansız bir savaşa girildi?
Neden PKK'nın hesabı masaya yatırılmıyor?
Bir başka ülke olsaydı, sıkıyönetimi ilân etmiş, bütün bölgeyi taramış ve binlerce insanı tutuklamış, ateş açılan her bir binayı yerle bir etmiş olurdu. Bölücü örgütün partisi mi var? Anında kapatırdı. Kim bunlara destek veriyor, gece yarısı hepsi evlerinden derdest edilirdi.
"Aydın müsveddeleri" deniyor, "müstemleke aydınları" deniyor. Doğru adlandırmalar.
12 Eylül öncesinde, "aydınlar"ın kimi Rusya, kimi Çin kuyruğuna takılmıştı. Hatta Enver Hoca'nın, Kastro'nun kuyruğuna bile takılan vardı. Bugün kimin kuyruğunda oldukları çok açık!
Bildirinin de bir seviyesi olur. Akademik kimliğimle kesin söylüyorum: Bu dille yazılmış bir metne imza atan her kim ise üniversitede ders veremez; seviyesi çok düşüktür, bağnazdır.