'Niye Hamas'la görüştün' diyene bak!

Bahâî Mehmed Efendi'yi bilir misiniz? Şeyhülislâm. Tütünün mubah olduğuna dair fetva vermiştir. Şairdir ve Divan Edebiyatı'nda yeri vardır.

(Şeyhülislâma muadil DİB başkanımız Ali Bey, "Tütün haram!" deyip kestirip atmıştı. Ali Bey'in -kusura bakmasın- her hâl, hareket ve sözü çıkıntı, zaman dışı.)

R. T. Erdoğan'ın Hamas'a itibar ettiğini bilmeyen yok. Hamas yetkilileriyle yeri geldikçe görüşür. MİT Başkanı Dr. Hakan Fidan'ı da yanına alarak Vahîdettin Köşkü'nde Hamas'ın Başkanı İsmail Haniyye ve diğer yöneticilerini kabul etmişti. (Niye Dolmabahçe Sarayı'nda değil de Vahîdettin Köşkü'nde? Kabul edeceği misafirlerini derecelendiriyor herhâlde. Devlet Başkanı seviyesinde olanları sarayda, daha alt seviyedekileri köşkte kabul etmiş olmalı.)

ABD, R. T. Erdoğan'ın Hamas yöneticileriyle görüşmesine pek bozulmuş. ABD Dışişleri Bakanlığı öyle bir esip gürlemiş ki, açıklama Washigton'dan mı yapıldı, yoksa Tel Aviv'den mi yapıldı, tam anlayamadım! Üstü örtülü tehdit savuruyorlar:

"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu terör örgütüyle bir araya gelmesi, Türkiye'nin uluslararası toplumdan dışlanmasına yol açıyor, Filistin halkının çıkarlarına zarar veriyor ve Gazze'de terör saldırılarını önlemek adına verilen çabanın altını oyuyor."

ABD, bizi sıkı takip ediyor. R. T. Erdoğan'ın Hamas'ı bu yıl ikinci defa ağırladığını da hatırlatıyor, "Türk hükûmetinin Hamas ile ilişkileri konusundaki endişelerimizi en üst seviyede dile getirmeye devam ediyoruz." diyor.

Hamas kime göre terörist? Benim bildiğim, Gazze'de yönetimi elinde tutan Hamas, sadece İsrail'le karşı karşıya. Başka hiçbir ülkeyle alıp vereceği yok.

Yakında ABD'de başkanlık seçimi var. Kim İsrail'e daha fazla destek çıkarsa avantajlı hâle geliyor. İki aday Trump ve Biden, yakında, yaşlarına bile bakmadan (Trump 75, Biden 77 yaşında), İsrail'e gidip Ağlama Duvarı'na konarlarsa şaşırmayalım. ABD'de siyonistleri ve Evangelistleri elinde tutan seçimi kazanır. Onları tavlamanın ilk şartı, başlarına ataş veya firketeyle kippa tutturup Ağlama Duvarı'na dayanarak dua ediyor gibi görünmektir.

ABD, bize saldırısını okurken, Bahaî Mehmed Efendi'nin müseddesindeki (altılı mısralarla kurulan şiir) nakaratı aklıma geldi. Kadızadelerin ortalığı bulandırdığı bir zamanda şeyhülislâmdır. Kâh Kadızadeler tarafında, kâh tarikatlar tarafındadır. Çoklukla tarikatlara vurur. Nakaratını yazınca, "Aa! O sözü o mu söylemiş!" diyeceksiniz:

"Bize mülhid diyenün kendüde imân olsa / Dahl iden dinimüze bâri müselmân olsa".

ABD, sınırımızın hemen ötesinde, bize karşı, PKK'ya her türlü desteği veriyor, sonra kalkıp "Hamas'la sen niye görüşüyorsun?" diye hesap soruyor.

Gazze'de idare kimde olursa olsun, görüşme hakkımız vardır. Orada iki milyon insan zorluklar içinde yaşıyor. (Gittim, şahit oldum.) Tarihî ve dinî bağı bırakalım bir tarafa, İsrail'le de görüşmeliyiz ve hatta uzlaşma ve hak teslimi için bir araya gelmeliyiz. Siyonistlerin elinde oyuncak olan ABD yönetimine, izan sahibi Yahudiler, Türklerin hiçbir surette Yahudi düşmanlığı gütmediğini, geçmişte İspanya'da katliama uğrayan soydaş/dindaşlarının Osmanlı sahasına kabul edildiğini ve bu sahada hayat bulduklarını anlatmalıdır.

Demem o ki; dinime dahleden bari Müslüman olsa!

Yazarın Diğer Yazıları