Nedir bu 'Türk' alerjisi!
Normal değil... Hiç ama hiç normal değil...
Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Türkiye Barolar Birliği (TBB) üzerinden "Türk"ü tepeliyorlar!
Bu iktidar bana, kaç yıl önce "Türk Adını Silme Planı" kitabını yazdırdı. Çok yere ulaştı bu kitap.
15 Temmuz'dan sonra, baktım, "Türk" diyorlar başka bir şey demiyorlar. Son kapı demek ki "Türk"...
Bu defa, ileride kitap yapmak üzere, bir seri "Türk'e Dönüş"ü yazdım. Kadim dostum Yesevî Vakfı Başkanı Erdoğan Aslıyüce bu seri yazımı bir araya getirip kitapçık hâlinde pek çok insana ulaştırmış. Benim adımın ötesinde Türk milleti adına "Sağol" diyorum Erdoğan Ağabey'e.
Osmanlı'yı incelediniz mi? "Türk"le başlar ve "Türk"le biter. Başlangıç ve sonuç kitaplarını yazdığım için iyi biliyorum.
"Türk" deyince dur ve düşün! Ama düşünebilmek için "kafa" lâzım... Hepsi marazî! "Türk"ten bahset, adamların birden gözleri seğiriyor, tikleri atıyor.
Herhâlde şimdi bana "Türk'e Dönüşten Dönüşü" yazdıracaklar!
"Türk"ün asıl ne demek olduğunu uzun uzun anlatmanın da bir mantığı yok...
Şu anda bir harekât yürütüyoruz. Biri çıkıyor, PKK'yı tepeleyenlerin Bozkurt işareti yapmasına kızıyor. Bu işareti Hristiyan Gagavuzlar yaparmış. Gagavuzlar kadar başına taş düşsün emi, desem, olmayacak!
"Din"le "Bozkurt" işaretinin ne ilgisi var! Maksat "Türk"e düşmanlık.
İsmi kamuoyunca bilinen bir arkadaşım yazıyor:
"Bir kurum veya kuruluşun başındakiler ne ederlerse etsinler, isimleri onların şahıslarından bağımsız olarak Türk'tür. Bir devlet kararı hâlinde kuruluş kanunlarında zikredilir veya sonradan bakanlar kurulunca verilir. Kimse de şu veya bu sebeple onu değiştirmeye kalkmamalıdır. Basit bir tavır olmaktan ötedir. O kurumların başındakilerin benimseyemeyeceğimiz söz ve davranışlarını fırsat bilerek bir yerlerden daha Türk adını çıkarmak isteği köylü kurnazlığıdır.. Asla dostça değildir. Ve muhtemelen onlar da bu kararı verecek olan devlet yöneticilerimiz gibi bundan memnun olacaklardır. Böyle bir tezatlı durum var. İki kafa aynı yerde dövüşür gibi görünerek buluşmuş olabilir ve biz bunu iş bittikten sonra anlamış olabiliriz."
Tabipler Birliği ile iktidardakiler "Türk" adını silmede buluşuyorlar. Geçmişte, bu tabipler "Türk" adına takmışlar ve silinmesi için kaç defa müracaat etmişler. Her ikisinde de niyet aynı.
Barolar Birliği'yle derdiniz ne? Daha iki gün önce, TTB'nin yöneticilerinin tavrına taban tabana bir zıt tavırla TBB Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu'nun, Afrin Harekâtı'nın elzem olduğunu belirten açıklamasını vermiştim. Üstelik kendisi, Avrupa'ya, haklılığımızı anlatmak için gideceği sırada, "Türkiye" adının Barolar Birliği'nin başından çıkarılacağının açıklanması üzerine gitmekten vazgeçiyor.
İşte tefrika budur. Bütünleşmemiz lâzım ama, iktidar bütünleşmek istemiyor.
Bu köşede "Bütün kalbimizle beraberiz." diye yazıyoruz. "Türk"e dil uzatırsanız, artık ihtiyatlı bir dil kullanmak mecburiyetinde kalırız.
Hakikaten, tavırları sağlıklı bir düşünce neticesi değil.