Ne Sünnîlik ne Alevîlik istismar edilsin!

Alevîlik meselesi her seferinde karşımıza çıkacak/çıkarılacak. Alevîliği kendi mülevves emellerine âlet etmek isteyenler, bizzat Alevî aileden de gelseler, Alevî yaşayışıyla hiçbir ilgileri yoktur.

Saray fetvacısı Prof. Dr. Hayrettin Karaman''ın kendi sitesinde, 17 Ekim 2012''de, Sünnî kızın bir Alevî''yle evlenmesine dair soruya verdiği "Eğer bilerek Aleviliğini koruyorsa… evlenemez" cevabının, tekrar gündeme getirilmesiyle tartışma alevlendi.

Mustafa Kemal Atatürk, "Alevî açılımı"na gitmemiştir. İslâm dininin bütün türevlerini tek çatı altında ve hâliyle iktidarın kontrolünde tutmak için, Osmanlı''nın şeyhülislamlık müessesini, "Diyanet İşleri Başkanlığı" adı altında devam ettirmiştir. Bunun bir manası Müslümanlar bir bütün olarak görülmesidir.

Ak Parti oy toplama hesabıyla birtakım atraksiyonlarda bulunuyor. Her atraksiyonunda, karşılarına, "Alevîlik"e kendilerinin bakışı çıkarılıyor. Hayrettin Karaman, öyle bir kilit isim ki, Saray''ı kurtarmak için, "hırsızlık-yolsuzluk" ayırımı fetvası verdiği gibi, "iktidara zarar verecek ve muhalefete yarayacak ise, yönetenlerin yanlışlarını dile getirmek caiz değildir." mealindeki fetvalar da vermiştir!

Hâlbuki, Ana Hatlarıyla İslâm Hukuku kitabında, "Birçok İslâm bilgininin yalnızca fiilî muhalefetleri yahut zalim sultanlara karşı tarafsızlıklarını muhafaza etmek istemeleri karşısında çektikleri işkenceler, bu baskı rejiminin bir başka delilini teşkil etmektedir." diye yazan da kendisi.

Daha önce belirttiğim gibi, Alevîler arasına girdim. Kazdağları''nda, Anadolu içinde, İstanbul''da Alevîlerle röportajlar yaptım, dedelerin sözlerini yayınladım. Yetmedi, yurt dışına çıktım, Arnavutluk''ta, Makedonya''da Alevî-Bektaşî tekkelerinde dedebabalarla konuştum. Türkiye''deki Alevîlerin durumunu özetleyecek bir diyaloğu aktaracağım. Konuştuğum zat İstanbul Küçükçekmece''de Garipdede Türbesi''nin dedelerinden Fethi Erdoğan.

Fethi Erdoğan Dede, Alevîlerin hepsinin kendisinin anlattıklarını kabul etmediğini, ateistlerin olduğunu söyledi. Benim memleketimi [Yozgat] öğrenmişti: "Sizin hemşehriniz var, bir dede üstelik... [Prof., ismini burada yazmayacağım. A.T.] Alevîliğin İslâm olduğunu kabul etmiyor, Alevîlik bir kültürdür, diyor. Olur mu öyle şey! Alevîysen Müslümansın!"

Dede kızgındı: "Alevî dernekleri kurmuşlar... Ateist adamlar!"

Soruyorum: "Herkes ayrı ayrı mı cem evi açıyor? Bunun bir çatı kuruluşu yok mu?"

"Bir araya gelmeye çalıştık... Ankara''da bir kuruluş var, onlar da ateist!"

Alevîlik meselesi çetrefilli mesele... Dedeyle konuştukça, hemen hiçbir meselesinin çözülmediğini, karara bağlanmadığını anlıyorum.

Yazılı geleneğin olmaması Alevîleri çok zorluyor ve zorladığı gibi ister istemez istismara açık bırakıyor.

Devlet "laikçi" gördüğü için cem evlerine yardım ediyordu. Kendilerinin de yardım alıp almadıklarını sordum Fethi Erdoğan Dedeye...

"Yardım bize yapılmıyor. Ateistlerin sesi daha fazla çıkıyor. Alevî olduğunu söyleyen ateistlere yapılıyor. Biz, kumbaramıza atılan parayla cem evini döndürüyoruz."

"Dinsiz"le evlenilmez denilebilir ama Alevî''yle evlenilmez denilemeyeceği açık.

Dinî vecibeleri yerine getirip getirmediği söz konusu ise, o, "günah-sevap" içine girer.

Hayrettin Karaman Hocaya, yakından tanıdığını düşündüğüm, kendisiyle Yüksek İslâm Enstitüsü''nde aynı yıllarda okuyan Mehmet Yaman Dedeyi hatırlatacağım sadece.

Yazarın Diğer Yazıları