Ne olacak mahpus bağımsızlar?
Mahpus 9 kişi milletvekili seçildi. İkisi Ergenekon, biri Balyoz davasından... Ergenekon’dan yatanlar Mustafa Balbay ve Prof. Dr. Mehmet Haberal, Balyoz davasından tutuklu emekli Korgeneral Engin Alan. Engin Alan, hani Recep T. Erdoğan’ın Çanakkale’de tören sırasında ayağa kalkmadığı için hiçbir surette affetmediği, her fırsatta yüklendiği general. O şimdi MHP’den milletvekili... Diğerleri CHP’den... Bir de PKK-BDP’nin bağımsız aday gösterdiği KCK davasından tutuklu 6 kişi var. Tamamı 9 kişi.
Seçimden önce bu isimler çok tartışılmıştı. Seçilseler Meclis’e girebilirler mi? Mahkemeler karar verecek; ama şu şu maddeler var giremezler!.. Bir sürü teori üretildi.
Bu 9 isim de Meclis’e girecek. Seçildikleri için, hakları olduğu için değil; PKK’nın adamları hapiste oldukları hâlde milletvekili seçildikleri için...
Bundan böyle mahkemelerin verdiği bütün kararları “Acaba?” sorusuyla karşılayacağız. Çünkü Recep T. Erdoğan iki şeyi son derece önemsemişti... Pek basın-yayın organlarına yansımıyor ama satır aralarını iyi okuyanlar biliyorlar ki Recep T. Erdoğan’ın önünü açabilecek iki faktör vardır: Birincisi istihbarat birimlerinin dizaynı, ikincisi adliyenin...
Kendisi hesabına helâl olsun! İkisini de başardı. İstihbaratı öyle bir dizayn etti ki kuş uçurtmadı... Kim biraz kıpırdansa, kim hükûmete karşı hareket planlar gibi olsa haberini aldı ve harekete geçti. Ergenekon davası nasıl bu kadar dal budak saldı sanıyorsunuz! “İstihbarat” kendisine göre bir şeyler buldu ki, “özel yetkili mahkemeler” de gereğini yaptı.
Bakalım müşahhas ne deliller bulacaklar ve birbiriyle ilgisiz bu kadar adama ceza verecekler. Birçoğu zaten yıllardır yatıyor ve belki alacağı cezanın -alırsa eğer- fazlasını yatmış olacak.
Ergenekon’dan ve Balyoz’dan tutuklu olanlar KCK davasından tutuklu olan 6 kişinin hatırına hapisten çıkacaklar. Önceki seçimde Sebahat Tuncel örneği var... KCK davasında da aynı karar verilecek. İsterse vermesinler... Artık PKK-BDP bir güç; silâh zoruyla, hemşehrilik duygusuyla, yıkma iç güdüsüyle büyük dayanışma sağladılar... Bir aksi karar kim bilir nelerin fitilini ateşler. R.T.Erdoğan şu sıra bunları yaşamayı hiç istemez.
Anlayacağınız Silivri’de yatan üç kişi, PKK’nın hatırına(!) Meclis’e girecekler. Acı acı gülüyorsunuz değil mi? Ama gerçek bu! Hâlbuki, istense Anayasa’nın 14. maddesine göre KCK’lılara ruhsat verilmez.
Şundan da yine şüpheliyim... Recep T. Erdoğan nasıl olsa yüzde 50 oy aldı... “Türkiye’nin yarısı arkamda” diyecektir... “KCK’lılar çıksın, Ergenekoncular kalsın!” fikri de ortaya atılabilir! Kimse de bir şey yapamaz. Bekleyip göreceğiz.
En çok çalışan TKP’lilerdi
Bu seçimde en çok hangi parti çalıştı? AKP’yi saymıyorum... Devlet ellerinde idi. Sokakta tek parti vardı o da TKP! Türkiye Komünist Partisi... Komünist olduklarını gizlemeyen, kıvırmayan, lâfı dolandırmayan tek örgüt de onlardı. Başka partilerde, bağımsızlar arasında komünistler vardı... Ama onlar komünistliklerini dillendirmediler. BDP kontenjanından seçilen Levent Tüzel, Sırrı Süreyya Önder, Ertuğrul Kürkçü komünist gelenekten gelen isimler. PKK ile çok rahat uyum sağladılar! TKP’li gençler her yerde karşınıza çıkıyordu... Bildiri dağıtıyorlar, seyyar megafonla propaganda yapıyorlar, gazete satıyorlardı. Ama bu kadar çalışmaya rağmen topu topu 56 bin oy aldılar. Diğer komünistler anlaşılan bağımsızları tercih ettiler. Komünistler de hac yoluna düşen karınca misali... Hedefe varamayacaklarını bile bile yürüyorlar. Takdir mi etsem, hâllerinize bakın mı desem, bilemedim!