Nasıl seçim kazanılıyor?

Eğitim felâket, ekonomi felaket, Kandil'e hâlâ girilemedi ama Ak Parti seçim kazanıyor.

Âmiyâne soracağım: "Ne ayak bu!"

Ak Parti yok; Recep Tayyip Erdoğan var. Sosyologların akıl erdiremeyeceği bir meseleyle karşı karşıyayız. "İmkânsız" olan, "mümkün" görünüyor.

AK Parti + RTE Parti = RTE Parti.

AK Parti - RTE Parti = RTE Parti.

Toplasan da çıkarsan da böyle. Herhangi bir maksatla bunu söylemiyorum. Parti tartışmasız Recep Tayyip Erdoğan'dır. Herkes bunu böyle kabul etmiştir. Biz adını koyuyoruz. Saray erkânı anlayışla karşılamalıdır.

Bu durumda; Ak Parti ile R. T. Erdoğan arasında yüzde 10'a varan bir fark mantığa uygun mu?

Sanılıyor ki, seçmen matematik hesabı yaptı, şu kadar oyu Reis'e verelim, şu kadar oyu milletvekillerine verelim. Reis yerinde kalsın. Ak Parti'nin burnu sürtülsün!

MHP'lilerden, Reis'e oy gitmiş... Hareket içinden gelen ve Milliyetçi Hareket'le ilgili kitaplar, sayısız yazılar yazan biri olarak söylüyorum: MHP'lilerin R. T. Erdoğan'a oy atması mümkün değildir. Devlet Bey belki, sırf sözünde durmak için, Reis'in resminin altına mührü basmıştır. İki gün önce milletvekilliğini kıl payı kaçırmış bir arkadaşla konuştum. "Hanıma da, çocuklarıma da Erdoğan'a oy verin, diyemedim." dedi.

Var bir şey ama ne? Araştıran araştırsın. Zaman içinde bazı şeyler su yüzüne çıkacaktır. Sadece seçimden önce yazdıklarımı hatırlatacağım:

10 Mayıs 2018 tarihli yazımda, "Yazılıp söyleniyor: R. T. Erdoğan, ne yapar eder kazanır, kazanmak zorundadır. Seçimi kaybetmesi -fazlasını yazmayayım- pek çok tartışmayı, ithamı, suçlamayı beraberinde getirecektir. Bu tartışmaları, ithamları, suçlamaları göğüsleyebilecek mi?" diyorum.

19 Haziran 2018 tarihli yazımda, "Şunu söylemeden geçemeyeceğim: Seçim normal akışına bırakılmayacaktır. (İnşallah yanılırım.)" diyorum.

Reis kazanmak mecburiyetindeydi ve "kazandı". Top peşinde koşanlar hani ne derler, önümüzdeki maçlara bakalım. Biz de öyle diyeceğiz.

Reis söz vermişti: "Yeni dönem daha fazla demokrasi dönemi, daha güçlü hukuk devleti dönemi olacaktır... Yeni dönem yürütmenin daha etkin, yasamanın daha itibarlı, yargının daha bağımsız hale geldiği bir dönem olacaktır."

Dakka bir gol bir mi desem... İhraç edilen edilene. Benim derdim; hak yerini bulsun. Başından beri yazagelirim: Kim olursa olsun, insanlar aç bırakılmasın. İhraç edilenler, ince elenip sık dokunmuştur muhakkak; suçludurlar. Ama çocukları da mı suçlu? Açlığa terk. Aklım duruyor. Devlet, kendisine tâbi olanları uluorta bırakır mı?!

Gazeteci-yazarlar Ali Bulaç, Ahmet Turan Alkan, Mehmet Altan isimlerini sık telaffuz ettim. "Örgüt" bağlantıları mümkün değildi. Sevindirici haber: En son A. T. Alkan da serbest. Ceza verdiler ama üst mahkemelerden, olmazsa AİHM'den dönecek. Diğer yazarlar da gazeteciler de çıkacaklar. Reis'in "adalet" sözü var! (Mümtaz'er Türköne! FETÖ'ye nasıl lanet okuduğunu herkes biliyor. Mahkemede asabî davranma. Çıkman lâzım!)

Belki yakınındakilerin çoğu onlardan uzak duracaklardır. Biliyorsunuz, üçünü de yemeğe davet ettim. Ali Bulaç Bey haber verdi, gelecek. A. T. Alkan yeni çıktı. Muhtemelen o da müspet cevap verecektir. Mehmet Altan'dan cevap bekliyorum.

Yazarın Diğer Yazıları