Mustafa Nermi, Yahudiler, Türkçe

Şimdi Mustafa Nermi’yi (1890-1971) okumak gerekir, desem yeridir.

İki ana mevzumuz var: Yahudilik ve Türkçecilik...

Önüne gelen kelime uydurup Türkçe budur, dedikleri bir zamandayız. Yazılar bu yüzden yavan. Kitaplar bu yüzden güdük. İlmî araştırmalar bu yüzden çökük.

(Dikkatinizi çekerim: “Bu nedenle” demedim, “bu yüzden” dedim. Her defasında hatırlatırım. “Neden” soru zarfıdır. “sebeb”in, “yüzünden”in, “dolayısıyla”nın, “ötürü”nün, “münasebetiyle”nin, “naşi”nin... yerine kullanılamaz!)

Yahudilik diyoruz… Meselemiz Yahudi değil; Yahudilerin dünya ilim, sanat, kültür hayatında apayrı yerleri vardır.

Ama Siyon Dağı’nı merkez yapan elleri kanlı Siyonist çeteleri ayrı tutmak gerekir. Dünyanın en büyük fizikçisi gösterilen Yahudi asıllı Albert Einstein (1879-1955) bir Siyonist mi? Çok tartışılmıştır. Elbette Yahudilerin zor zamanında bir şeyler yapmak istedi ama, “Siyonist” için değil, “mazlum” için.

“Tanrı Mektubu” var. “Bana göre Yahudilik, öteki tüm dinler gibi, en çocuksu boş inançların nesneleştirilmesidir ve üyesi olmaktan mutluluk duyduğum, düşünce yapısına son derece yakın olduğum Yahudi halkı da benim için öteki insanlardan farklı bir niteliğe sahip değildir... Bu insanlarda ‘seçilmiş’ olduklarını gösteren hiçbir şey görmüyorum.” der.

Ve Einstein bir Yahudi devleti kurulmasına karşıydı. Bugünü görmüş gibi: “Bu bizler için yalnızca istenmeyen sonuçlar doğurur.” demişti.

Ve “Yahudilerle Araplar arasındaki güçlükler sun‘îdir ve bu sun‘î güçlükleri yaratan da İngilizlerdir.” diyen de Einstein’dir.

Ya Karl Marx? Yahudi aileden. Yaşadığı dönemde (1818-1883 yılları arası), daha Siyonizmden bahsedilmiyordu. Bu köşede de kaç defa yazdık. O, Yahudiler için söylemediğini bırakmamıştır. (Komünistlerimiz sağ olsunlar, “Marxizm” deyince hoşafın yağını eritiyorlar! Yoksa, 1960’lı, 1970’li yıllarda, Türkiye’yi parçalamak, Sovyetler’in, Çin’in, hatta Küba diktatörü Fidel Kastro’nun ve hatta Arnavutların zâlimi Enver Hoca’nın güdümüne sokmak için Filistinlilerin kampına gidip silah talimi yaparlar, İsraillilerin saldırısına karşı koyarlar mıydı?!)

(Ara not: Karl Marx, fikir hareketleri içinde bulunan herkesin okuyacağı bir düşünür. Komünistler aptallıklarına yansınlar. Böyle bir kıymet varken, Marx’ı kullanıp Türkiye’ye nasıl zarar veririz hesabı içinde oldular her daim. Çok kızacaklar ama gerçek; bizimkiler birilerinin maşasıydılar.)

***

Yazının girişinde “Şimdi Mustafa Nermi’yi okumak gerekir, desem yeridir.” dedik ve ekledik: “İki ana mevzumuz var: Yahudilik ve Türkçecilik...”

Yahudilik meselesinde de Türkçecilik meselesinde de Mustafa Nermi’nin adı geçer. Ama pek bilen çıkmaz.

Mustafa Nermi’yi bize Rıfat N. Bali tanıtıyor. R. N. Bali’nin “Mustafa Nermi-Hayat Hikâyesi-Seçilmiş Yazıları”nı yayınlandı. (Derleyen: Rıfat N. Bali, İ. Arda Odabaşı'nın katkılarıyla, Libra Yayınları, 616 s.)

Rıfat N. Bali, “Takdim” yazısında “Türk kültür ve basın tarihinin henüz hakkıyla incelenmemiş onlarca isminden biri Mustafa Nermi'dir.” dedikten sonra ayrıntıya girer:

“Mustafa Nermi, II. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar Dresden'de yaşamış, tütün ticaretiyle meşgul olmuş bir tüccardı. Aynı zamanda 1940'lı yılların sonuna kadar Cumhuriyet ve Hâkimiyet-i Milliye gazetelerinde sık sık makaleleri yayınlanmış velut bir fikir adamı ve yazardı. Hayatının son çeyreğinde ise kendisi gibi uzun yıllar Almanya'da yaşamış olan iş adamı Habib Edib Törehan'ın (1890-1968) 1949 yılında kuracağı Yeni İstanbul gazetesinde de uzun süre başyazarlık yapacaktır.

Yazılarını açık adıyla imzalamak yerine M. Nermi olarak imzalamayı tercih eden Mustafa Nermi hakkında bu çalışmada harf inkılabından sonra çok değişik mecralarda yayınladığı yazılarından tesbit edebildiklerimi derledim. Beni bu çalışmayı yapmama iten sebep Habib Edib Törehan ve Yeni İstanbul gazetesi hakkında hazırladığım kitaptır...”

Rıfat N. Bali’ye gerçekten teşekkür borçluyuz.

İttihat ve Terakkî’nin söz sahibi olduğu Osmanlı’nın son dönemlerinde Mustafa Nermi’yi 20’li yaşların başlarında fikir hareketlerinin içinde buluruz. Yeni fikir hareketlerinin merkezi Selanik’tir. Fikir hareketlerin merkezinde, İttihat ve Terakkî’de de söz sahibi olan Ziya Gökalp vardır. Mustafa Nermi de Gökalp’ın grubundadır.

Rıfat N. Bali’nin hazırladığı “Mustafa Nermi-Hayat Hikâyesi-Seçilmiş Yazıları”nda, Mustafa Nermi hakkındaki yazı İ. Arda Odabaşı'nın kaleminden. Odabaşı, “1911 senesi, Mustafa Nermi'nin hayatında bir dönüm noktası sayılabilir.” der ve şu bilgileri verir:

“O senenin ilkbaharı Genç Kalemler dergisinin şekli ile birlikte yayın çizgisini de kökten değiştirdiği ve bir dava dergisine dönüştüğü dönemdir. Merkezinde Ziya Gökalp, Ömer Seyfettin ve Ali Canip Yöntem'in bulunduğu Türkçü Yeni Lisan hareketi, Genç Kalemler'in ikinci cildiyle 21 Nisan'da (8 Nisan 1327) başlar ve Mustafa Nermi de Türk milliyetçisi bu grup içinde faal şekilde yer alır. Ali Canip Yöntem'in deyişiyle, ‘Ziya Gökalp, Ömer Seyfeddin ve derhal bize katışan M. Nermi, Kâzım Nâmi hemen her gün toplanıyor, çalışmalarımızı programlaştırıyorduk.’ Mustafa Nermi ‘Genç Kalemler Tahrir Heyeti’ üyesidir ve 1912 sonlarında kapanıncaya dek bu dergide çok sayıda makalesi, tercümesi ve edebi eseri yayımlanacaktır.”

“Mustafa Nermi-Hayat Hikâyesi-Seçilmiş Yazıları” kitabı üzerinde daha duracağız. Mustafa Nermi’nin Yahudi meselesini, Türkçe meselesini nasıl ele aldığını göreceğiz.

Mustafa Nermi’yle bizi buluşturduğu için Rıfat N. Bali’ye teşekkür borçluyuz. Bir dönemin flu yüzü “Mustafa Nermi-Hayat Hikâyesi-Seçilmiş Yazıları” kitabıyla aydınlanıyor.

Okumak lâzım.

Yazarın Diğer Yazıları