Musaddık'a karşı darbeden Orta Doğu’ya kalan
İran, o dönemki adıyla Persia, modernleşme dinamiklerini Osmanlı’dan ortalama 50 yıl geç hissetmişti. Osmanlı’nın sıkıştırmasıyla Batı, düdüklü tencere gibi patlamış ve Eski Dünyada ilk ve yıkıcı etkileri Osmanlı İmparatorluğu’nun üzerine olmuştu.
İran, Batı medeniyetinin düdüklü tencere gibi patlaması esnasında ikincil dairede kalmış, bundan dolayı hem daha az etkilenmiş, hem de modernleşme süreçlerine Osmanlı’dan ortalama 50 yıl kadar geç başlamıştı. Örneğin Osmanlı’da ilk modern ordunun kuruluşu 1828 olmuşken, İran’da bu 1877’leri buluyordu. Ekonomik anlamda modernleşme ise, ilk olarak 1891’de ortaya çıkan “Tütün İsyanı” başlamıştı. Mollalar bu isyanda aktif rol almıştı. Ekonomik anlamda mollaların İran ekonomisinde bugüne kadar süren etkisinin ilk ve etkili vücut bulmuş hâli bu ayaklanmaydı.
1905 Meşrutiyet Devrimi
Askerî ve ekonomik anlamdaki modernleşmeyi siyasal modernleşme de takip etti. İran’ın demokrasi tarihi 1905 Meşrutiyet Devrimi ile başladı. 1925 yılında Rıza Şah’ın kendi şahlığını ilan ettiği sürece kadar Kaçarlar Hanedanı ağır aksak da olsa işledi. Bu süreçte Kaçar Şahları zaman zaman eski rejime dönmeye çalışsa da cin şişeden çıkmıştı. Cini şişeye sokmak, Rıza Şah’ın otoriter rejiminde gerçekleşti. Rıza Şah, İran Meşrutiyetinin tüm unsurlarını ortadan kaldırmıştı. 1905 Anayasası, İranlıların o zamanlardan beri özlemle dönüp baktığı en meşru ve en demokratik anayasa olarak hep zihinlerinde kaldı.
Rıza Şah, 2. Dünya Savaşı sırasında Nazilere yakın olduğu gerekçesiyle tahtından indirildi ve Güney Afrika’ya sürüldü. İngilizler ve Ruslar tarafından işgal edilmiş ülkenin başına oğlu Muhammed Rıza Şah getirildi. Muhammed Rıza Şah zamanında İran, ABD ve İngilizlerin Ajax Operasyonu adını verdiği, seçilmiş başbakan Musaddık’ın indirildiği 1953 darbesini gördü.
İranlının Batı’ya hediyesi!
Musaddık’ın indirilmesi, İran’ın ve İranlının kolektif bilincini en çok yaralayan hadiselerden birisi olarak kaldı. Musaddık, İran’da 1907’den beri haksız yere dayatılan petrol payındaki İran’ın azınlık hissesinin %50-%50 olmasını ısrarla savunuyordu. İranlılara layık görülen %30’a %70 idi. 2. Dünya Savaşı sırasında Venezuela gibi ülkeler bile artık neredeyse ilke haline gelmiş olan yarı yarıya ilkesini büyük petrol tekellerinden koparabilmişti. İran, Musaddık’la buna çok yaklaşsa da başaramadı. ABD’nin ve İngiltere’nin yürüttüğü bir darbeyle merkez sağcı Musaddık görevinden uzaklaştırıldı. Şah sonrasında solcuları da siyasetten süpürdü ve geriye yalnızca 1979’da Şah’ı da indirecek İslamcı hareket kaldı.
Musaddık’ın indirilmesi, İran’ın uzun yüzyılındaki; 1905 yılındaki Meşrutiyet ve 1979 yılındaki İslami Devrimle birlikte en önemli üç olaydan birisiydi. İranlı bu olayla Batılı güçlerin ülkesinde cirit atışını hücrelerine kadar hissetmişti. İranlılık kimliği en derinine kadar aşağılanmıştı. Halkın iradesi hiçe sayılmıştı.
İranlının tüm bunlara tepkisi ve Batı’ya hediyesi net oldu: “Musaddık gibi merkez sağcı nüktedan bir kişilikle çalışmak yerine alın size mollalar.”