Muhatap almayacaktı hani?
Mesud Barzanî'ye çok müsamaha edildi. Hele Talabanî'ye... Talabanî sadece Abdullah Öcalan'ın "mam"ı (amcası) olmadı, Ankara'nın da amcası oldu! Bu kadar kıvıran bir politikacı yeryüzüne çok az gelmiştir.
Bunları şımartan hususiyetle ABD'dir.
A. Öcalan yakalandığında Jandarma'da verdiği ilk ifadesinde "Amerika bizi ve Türkmenleri ezdi. Barzanî ve Talabanî'yi devlet yapmaya çalışıyordu. Amerika 40 yıldır Kürtler üzerinde Barzanî'yi yüceltmeye destek çıkıyor." demişti. (Arslan Tekin, İmralı'daki Konuk, s. 66).
Hâlbuki A. Öcalan,1983'te, Mesud'un sayesinde kamplarını açmıştı. Ve hâlen PKK'nın komuta merkezi Kuzey Irak'tır ve Barzanîlerle iç içedirler.
Mesud'un Babası Mustafa Barzanî'yle, ilk görüşen Türk gazeteci Hulûsi Turgut'a, 1968'de, 506 peşmergeyle, 1947'de, neden Rusya'ya gittiklerini anlatırken şunları söyler:
"Irak'ta da yaşama hakkımız kalmamıştı. Tahran'daki Amerikan sefirine başvurarak, ülkelerine siyasî mülteci olarak kabulümüzü istedim. Düşmanlarımız bana, düne kadar 'Rus ajanı' diyorlardı, bu teşebbüsümden sonra bazılarının gözünde hemen 'Amerikan ajanı" oldum." (Hulusi Turgut, Barzani Olayı, s. 280).
ABD'nin cevabının gecikeceği anlaşılınca, Rusya'ya geçerler. Ancak 1958'de dönerler. Ardından Kerkük'te Türkmen katliamına imza atarlar. Akıl alacak gibi değil ama öyle... Hâlbuki Mustafa Barzanî Türkiye'den geçerek Rusya'ya gitmişti. Öncesinde, 1932'de de Türkiye'ye sığınmıştı. Nasıl sığındıklarının iki belgesini burada verdim.
Sonra yine ABD elini uzatacak ve M. Barzanî bu ülkede tedavi görürken 1979'da hayatını yitirecektir.
Baba Barzanî'nin, Hulusi Turgut'a söylediği şu sözler gerçekçidir:
"Bugün, Müslüman'ı Müslüman'a kırdırıyorlar Biz, yıllardan beri Araplarla kavgalıyız. Araplar bize düşmanlık besliyorsa bile, biz onlara düşman değiliz. Batı âlemi, birbirimizi düşman görmemiz için her türlü planlan hazırlamış. Bu plana, uygulama alam olarak da Ortadoğu'daki İslam âlemini seçtiler. / Hıristiyanların derdi, Ortadoğu'daki petrolleri kontrol altında tutmak, İslam devletlerini de kendilerine tabi ve muhtaç hâle getirmektir Kardeşi kardeşe düşürmelerinin sebebi budur. / Her şeyden önce şerefimizi, kutsal dinimizin yüksek emirlerini koruyalım. Bunun çaresi, Türkiye'nin liderliğinde İslam birliği kurmak kardeş kavgalarına son vermektir. / Türkiye, Ortadoğu'nun ve İslam âleminin tek lideridir. Araplar, bu üstünlüğü hazmedemedikleri için yeraltı faaliyetleriyle Türkiye'yi yıpratmak istiyorlar. Bu sinsi hareketler, ne din kardeşliğine ne de insanlığa sığar." (Aynı eser, s. 286).
Türkiye'de siyasîler istikrarlı yürüseler, yerinde karar verselerdi, ne PKK başımıza bela olurdu, ne Barzanî, ne Talabanî...
Özal'dan sonra bir başka gel-git örneği R. T. Erdoğan'dır. "Yanıldım." diyerek zaten kendisi de itiraf etmiştir. 10 yıl önce, Mesud'un "Türkiye beni muhatap almıyor." sözleri üzerine şöyle demişti: "Türkiye olarak bizim muhatabımız Barzanî olamaz ki. Bizim muhatabımız, Irak'ın merkezî yönetimidir. Ayrıca Barzanî o bölgede terör örgütüne yataklık yapmaktadır."
Sonra kongrelerine davet ettiler. Diyarbakır'da "megri megri" türküleri söylediler.
Şimdi ateşin içine düştük düşeceğiz...