Muhaliflik-milliyetçilik

Mehmet Gül'ün vefatının 8. yılı. Eski İstanbul Ülkü Ocakları Başkanı, eski MHP İstanbul İl Başkanı, eski MHP İstanbul milletvekili... Mehmet Gül'ün bilinmeyen bir özelliği daha var... Yerköy'deki faaliyetlerini şimdilik yazmıyorum. O özelliği, İstanbul Hukuk Fakültesi'ne gelmeden önce Diyarbakır Eğitim Enstitüsü'ndeki faaliyetidir. Diyarbakır Ülkü Ocakları'nın kurucularındandır. Eğitim Enstitüsü'nde okumuştu. Bir dergi çıkarmışlardı: Özyurt. Ne kadar anlamlı ad. Şiirleri, yazıları yayınlanırdı. (Sonra akademik hayata giren Prof. Dr. Önder Göçgün mü koymuştu adını?... Enstitüde edebiyat hocasıydı. Öyle söylediğini hatırlıyorum.)

Diyarbakır'da, Marxist PKK, duvar örüyor, hendek kazıyor şimdi... Nereden nereye gelindi... Yeni haber: Bütün aşır sol örgütler birleşmişler, devleti yıkmak, etnikçi devlet kurmak için birlikte saldıracaklarmış.

Mehmet Gül, İstanbul Hukuk'u kazandı ve bütün faaliyetine kaldığı yerden İstanbul'da devam etti. Eski MHP İstanbul milletvekili Mustafa Verkaya Başkan, Mehmet Gül Başkan Yardımcısı... Fethi Yıldız da o sıra yönetimde... İstanbul'da her yere koşturan üçlü idiler. Sonra Mehmet Gül başkan, onun ardından da Fethi Yıldız yükü omuzluyor. Ama yine üçü en öndeler. Ben de Ankara'da fakülteyi bitirip ilim-kültür merkezi diye İstanbul'a geldiğimde, Mehmet nerede yer bulursa orada kalırdık. Nelere göğüs gerdiklerinin, fakülteleri, sokakları, koca İstanbul'u elde tutabilmek için nasıl bir fedakârlık gösterdiklerinin, kaç şehit cenazesi kaldırdıklarının yakın şahidiyim.

Fethi Yıldız, dün telefon etti. Her yıl olduğu gibi İstanbul Beyazit Camisi'nde bugün (13 Mart) ikindi namazından sonra Mehmet Gül için mevlit okutacaklarını söyledi. Fethi'yle, uzun bir hastalıktan sonra yakın zamanda vefat eden, Armağan Gayretli'nin cenaze töreninde beraberdik. Ümran Gül (Mehmet Gül'ün hanımı) de gelmişti. Mehmet, Armağan, ben… Aynı toprağın insanlarıyız... Küçük yaşlardan beri hep beraberdik. İkisine tekrar tekrar rahmet diliyorum.

Bugünü düşünüyorum da, MHP nasıl bir badirenin içine girdi, anlamak mümkün olmuyor. Nedir bu inat, nedir bu hiçe sayma...

Mehmet Gül hayatta olsaydı, muhakkak tavrını "demokrasi"den yana koyardı. O zamanlar çok şeyi paylaştığımız için, neticenin buraya varacağını biliyorum.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Ruhsar Demirel MHP'nin kuruluşunun 47. yıldönümü münasebetiyle partisinin Yalova İl Teşkilâtı'nca düzenlenen toplantıda konuşmuş. Nihayet Balgat'tan bir isim, Anadolu'da bir toplantıda konuşuyor. Bu kadarcık hareketlilik bile insanı şaşırtıyor. Belki bir iki yerde daha konuşulmuştur.

Ruhsar Demirel, komitacılar gibi değil; esip gürlememiş, makul konuşmuş, ama, tabirimi mazur görsünler, sakat konuşmuş. Parti içi muhaliflerin mahkemeye mecbur edilmeleri üzerine "Muhaliflik, milliyetçilik duygusuna yakışmaz. Milliyetçilik birlik ve beraberliği getirir. Milliyetçilikte ötekileştirmek yok. Onun için farklı düşünen arkadaşlarımız olmuştur. Delegemizden de olmuştur." demiş.

Milliyetçi Hareket, adı üstünde dinamizm gerektirir. Balgat ne yapıyor? Milliyetçileri ayrıştırmak, dinamizmi köreltmek istiyor. Milliyetçilikte muhalefet yok ama, ön kesme de yok... Halkın iradesini gasp etme de yok.

Yazarın Diğer Yazıları