Muhafazakâr taban profili
TC Trakya Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. A. Baran Dural'ın "Türk Muhafazakârlığında 'Müslüman Türk' ve 'Türk Müslüman' Çatışması" başlığıyla dikkat çekici makalesi yayınlandı. (kemalistler.gen.tr, 4 Ekim 2015).
Milliyetçi Hareket/Ülkücü Hareket üzerine derinlikli ilmî çalışmalarını bildiğimiz Doç. Dr. A. B. Dural'ın "Müslüman Türk", 'Türk Müslüman" diyerek sıfatlara yer değiştirtmesi ve sıfatların öncelenmesine göre bir çatışmadan bahsetmesi şaşırtıcı.
B. Dural, 7 Haziran seçimlerinden öncesinde de seçim üzerine bir makale yayınlamış ve şunu demişti:
"En çok bir kuşak zarfında değer yargıları ekseninde oy veren seçmenlerin artan tasfiyesiyle, ekonomik beklenti/ talepler oy vermede birinci etmen yani bağımsız değişken hüviyeti kazanırken, "vatan, din, milliyetçilik, laiklik, siyasal ahlak, töre" gibi değer yargıları, birincil yani ekonomik etmenin hemen altına yerleşerek, ancak birincisiyle ilintilendirilmesi/ koşullandırılması halinde işlevselleşebilecek noktaya geriliyor. Bu sonuç bir yandan modernleşme ve gelişme açısından Türkiye'nin hanesine bir kazanım olarak yerleşirken, değerlerin ekonominin bağımlı değişkenine dönüşmesi beraberinde pek çok sosyal- siyasal anomi ve çatışmayı da sürüklüyor. Bu bağlamda sanılanın aksine yeni seçmen kitlesinin bağımsız değişken haline gelmesi, ülkedeki temel değer yargılarını ortadan kaldırmayacak ama değer yargılarının fütursuzca istismar edilmesinin önünü alacak.." ("A. Baran Dural yazdı: Bir Ülkücünün seçim değerlendirmesi", odatv, 5 Haziran 2015)
B. Dural, 7 Haziran seçimlerinde CHP'yi ve hâliyle Ak Parti'yi başarısız, MHP ve HDP'yi başarılı görüyor.
Doç. Dr. B. Dural, "Müslüman Türk", 'Türk Müslüman" çatışmasını yukarıdaki izahından hareketle açıyor. "RTE/AKP"nin, bu seçimde tek başına iktidar olabilmesi için asıl MHP'nin oyuna ihtiyaç duyduğunu ve seçim oyununu bu siyaset üzerine kurguladığını izah ederken, olabilirleri ve olmayabilirleri sıralıyor.
1 Kasım'da da 7 Haziran benzeri bir tablonun çıkabileceğini belirten B. Duran, "İslamcı görünümlü liberal AKP" diye tavsif etmekle beraber, bir ezelî ve ebedî kurucunun, Recep T. Erdoğan'ın kazanma hırsını/azmini öne çıkarıyor ve şu görüşe varıyor:
"İslamcı görünümlü liberal AKP'nin ezeli ve ebedi kurucu liderinin daha Anayasa oylamasından bugüne kurguladığı, 'Seçimleri birbirine ekle ve hepsini al' politikası, bu parti tarafından ödünsüz bir biçimde işletiliyor. Ne var ki, siyasal alanın hiçbir düzleminde, 'hepsini almaya' elverişli bir ortamın bulunmaması, siyasetin doğası gereği zaman zaman her oyuncunun kaybedip kazanabileceği bir oyun şeklinde kurgulanıp oynanması, AKP'nin gündüz düşlerinin siyasal gerçeklerle sınanması zorunluluğunu gündeme taşıyor."
Şu kesin: HDP/PKK'nın "Seni başkan yaptırmayacağız!" çıkışı ve gerçekten R. T. Erdoğan'ın, HDP'nin oylarının yükselmesi yüzünden hayallerinin suya düşmesi, HDP'yi PKK'ya tamamen eklemleyerek, bölücülere askerî çıkarma yapması, son anketlerde de görülüyor ki, seçim sonuçlarını değiştirmeyecektir. Öyleye RTE/AKP ne yapacak? Doç. Dr. A. Baran Dural bu sorunun cevabını veriyor. (Yarın).