Millî Eğitim’de tedirginlik
Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) kaynıyor... Bir kanun çıkardılar herkesi tedirgin ettiler. MEB şube müdürlerinin pozisyonları kısa aralıklarla değiştiriliyor. Son değişiklikle büyük kayıpları var. Onlar da kendi aralarında toplanıyorlar ve haksızlıklarını dile getirmek için yollar arıyorlar. Son yaptıkları toplantıda mahkemeye gitmeye karar verdiler. Şube müdürleri önce, 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’yle, 14 Eylül 2011’de “Şahsa Bağlı Kadroda Şube Müdürlüğü” ne tayin ediliyorlar.
Tam bu pozisyonlarına uyum sağlamaya çalışırlarken, bu defa, 14 Mart 2014’te Resmi Gazete’de “Millî Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” yayınlanmasıyla şartlar bir daha değişiyor.
Şöyle; 652 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’ye eklenen geçici 10. Madde’yle “Şahsa Bağlı Kadroda Şube Müdürü” olanlar, yönetim basamağı olmayan ve özlük hakları itibariyle de daha alta, “Şahsa Bağlı Eğitim Uzmanı” kadrosuna tayin ediliyorlar ve maaşları da donduruluyor. Dolayısıyla şube müdürleri, Geçici 10. Madde’yle statü değişikliğine ve maddî kayba uğruyorlar. Ayrıca yeni uygulama şube müdürlerini itibarsızlaştırıyor ve pasifize ediyor.
Şube müdürleri hazırladıkları raporda tespitlerini şöyle özetliyorlar:
“Bu yasanın; bir amaca yönelik olarak hazırlandığı ve iyi niyet taşımadığı açıkça görülmektedir. Hak, hukuk ve adalet gözetilmeden çıkarılan bu yasanın, Bakanlığın temel direği ve hafızası olan eski şube müdürlerini tasfiyeye yönelik olduğu anlaşılmaktadır.
6528 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un diğer maddelerinde de çelişkiler ve aykırılıklar bulunmakla birlikte, özellikle şube müdürlerini doğrudan ilgilendiren 25’inci maddesi ile 652 sayılı Millî Eğitim Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye eklenen GEÇİCİ 10’uncu MADDE’nin 3, 4 ve 5’inci bentleri; yukarıda geniş bir şekilde açıklanan ve çizelge ile mağduriyet durumu açık bir şekilde gösterilen sebeplerle,
-Anayasamıza,
- 3046 sayılı Bakanlıkların Kuruluş ve Görev Esasları Hakkındaki Kanun’a,
- 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na,
- 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu’na,
- 652 sayılı KHK’ye,
- ve ilgili ve ilişkili diğer mevzuata,
- Taraf olduğumuz Uluslararası Anlaşma ve Sözleşmelere, aykırı olduğundan, özellikle Anayasamızın ‘Eşitlik İlkesi’ açıkça ihlal edildiğinden, GEÇİCİ 10’uncu MADDE’nin 3, 4 ve 5 inci bentlerinin iptal edilmesi gerekmektedir.”
Şube müdürleri, itirazlarını özellikle Anayasa’nın 10. maddesine dayandırıyorlar: “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.”
Raporlar incelikle hazırlanmış ve bütün ayrıntı düşünülerek Anayasa’ya aykırılık tek tek tespit edilmiş. Bu hükûmette karar veren “bir kişi” dir... Hâkimler de “bir kişi” ye bağlanıyor.
Ne yazık ki, hırsızlığın hesabı sorulamayan ve Diyanet’in bile “bir kişi” ye özel, dinin fetva mercii hâline getirildiği bir ülkede yaşıyoruz.
MEB şube müdürleri inşallah netice alırlar.