Milletin değerleri ne ki?

Recep Tayyip Erdoğan, niye devamlı konuşuyor anlamıyorum. Her yerde o var. Ak Parti bile yok. Sanki parti adı da o! Sokaklardaki afişlere bakın hep onun resmi! Konuşması halka ne kazandırıyor, kendisine ne kazandırıyor? Her şeyi ben bilirim, her şeyi benden öğrenin mi demek istiyor? 7 Haziran 2015 seçimleri öncesi hep konuştu, kaybetti, partisi hükûmet bile kuramıyordu. Altı ay sonraki 1 Kasım seçimleri öncesi hemen hiç konuşmadı, partisi kazandı.

Önceki gün Boğaziçililerin bir derneğinin toplantısında: "Boğaziçi Üniversitesi ülke ve milletin değerlerine yaslanamadığı için uluslararası alanda beklediği yere gelememiştir." dedi.

Alâkasız bir söz! Millî değerlerdeki ölçü nedir?

Ziya Gökalp'ten bahsedeceğim. Ziya Gökalp "Türkçülüğün Esasları"nı 1923'te yayınladı. Gökalp kendi "Kimliğimizi koruyarak nasıl medenîleşiriz?" arayışının ötesine geçmiş, düsturları belirlemişti. Bu ünlü eserinin "Garba Doğru" başlığı altında şunları yazar:

"Birkaç ay evvel, Türkiye'yi Milletler Cemiyeti'ne ithal için İstanbul'da bir cemiyet teşekkül etmişti. Hâlbuki Avrupa medeniyetine kat'î bir surette girmedikçe, Milletler Cemiyeti'ne girmemizden ne fayda hâsıl olabilecekti? Kapitülas­yonlarla siyasî müdahalelere mahkûm edilmek istenilen bir millet, Avrupa medeniyetinin haricinde telâkkî olunan bir millet demektir. Japonlar, Avrupaî bir mil­let sayıldıkları hâlde, biz hâlâ Asyaî bir millet addolun­maktayız. Bunun sebebi de Avrupa medeni­yetine tam bir surette giremeyişimizden başka ne olabilir? Japonlar, dinlerini ve milletlerini muhafaza etmek şartıyla Garp medeniyetine girdiler. Bu sayede, her hususta Avru­palılara yetiştiler.

Japonlar, böyle yapmakla dinlerinden, millî harsların­dan [kültürlerinden] hiçbir şey kaybettiler mi? Asla! O hâlde, biz niçin tereddüt ediyoruz? Biz de Türklüğümüzü ve Müslümanlığımızı muhafaza etmek şartıyla Garp medeniyeti­ne kat'î olarak giremez miyiz? Garp medeniyetine girmeye başladığımız günden beri değiştirdiğimiz şeyleri tetkik edelim. Bakalım bunlar arasında dinimize, milliyetimize taalluk eden şeyler var mı? Meselâ, Rumî takvimi bırakarak bunun yerine Garp takvi­mini aldık. Rumî takvim bizim için mukaddes bir şey miy­di? Rumî takvim, Rumlara, yani Bizanslılara aittir. Bunu takdis [kutsama] lâzımsa, onlar takdis etmelidirler. Rumî saati bırakıp Şark saatini kabul etmemiz de aynı şeydir.

Aristo'nun istidlal [delil getirme, önerme] mantığını bırakarak Descartes'la Bacon'un istikrâ [tüme varım] mantığını ve bu man­tıktan doğan usûliyâtı [metot bilgisi] almanın dinimize ve harsımıza ne zararı olabilir?" (Türkçülüğün Esasları, 1339 [1923], s. 57-58).

Ak Parti zihniyetinde Gökalp'ın yeri yoktur. "90 yıllık ara dönem" dedikleri Cumhuriyet'in inşasında Gökalp'in rolü büyüktür. Türkçülüğün Esasları'ndan önce "Türkleşmek", "İslâmlaşmak", "Muasırlaşmak" üzerinde ısrarla durdu.

Gökalp'in "dinine" lâf dokunduranlar için yazayım: Gördüğüm kadarıyla Gökalp, Türkçülükten çok İslâmcılık üzerinde durmuştur. Özellikle makaleleri biraz daha tahlil edilse, asıl İslâmcılığın umdelerini belirlediğini görürsünüz. 1916-1917'lerle İslâm Mecmuası'ndaki, beşi imzasız, 17 makale ve şiirinden kimin haberi var?

Demem o ki; milletin değerleri nedir? Önce bu değerleri ortaya koyalım.

Yazarın Diğer Yazıları