MHP’ye dair mektuplar

MHP ve Ülkü Ocakları üzerine o kadar yazıyoruz, Elbette bizi haklı görenler de, tenkit edenler de oluyor. İki mektubu veriyorum. Benim neyi niçin yazdığımı bildiğiniz için mektuplar üzerine yorum yapmayacağım. Devlet Bahçeli’nin, “Biraz daha kal” ısrarına rağmen istifa eden KKTC Ülkü Ocakları Başkanı Alper Hasta’nın bu istifasından önce bana göndermiş olduğu mektubu da altta. Ülkü Ocakları’nı “iç politika”nın dışında tutuyorum. Tenkit ancak, aksaklıklar, eksiklikler üzerine olur.
Birinci mektup:
“Kalbimizden geçenleri kaleminden akıtarak duyması gerekenlere ilettiğin için sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. Hep alışmışız başkalarını eleştirmeye, ama biri de çıkıp sizler de şunları yapmadınız veya eksik yaptınız veya memleketin bu duruma gelmesinde çok büyük katkınız var diye eleştirildikleri vakit HAİN ilân edilip anında dışlıyorlar. Ben 38 yaşındayım Yozgat Ülkü Ocağı’nda tanışmışım bu davayla, rahmetli Başbuğ’un elini öpmüşüm ama şimdi inanın hakkım olan bir oyumu hareketin savunucusu olan partiye verip vermeme konusunda tereddüde düşüyorum. Niye çıkıp ta hiç kimse bir şey açıklamıyor bu millete, neden hep enayi yerine konuyoruz? Tamam ’kasetçiler’e komplo kurulmuş vs vs. Ya bu kasetçileri bir araya toplayan idarenin hiç mi suçu yok! Neden bir özeleştiri yapılmıyor?! Dava ile yakından uzaktan alâkasız ne kadar insan varsa topladılar parti yönetimine. Bunlar bilmedikleri davayı nasıl savunacaklar! Kıyım süreci başlı başına ayrı bir olay.” (F. E.)
İkinci mektup:
“MHP genel başkanı Devlet Bahçeli ve ekibine yapmış olduğunuz eleştiriler, daha doğrusu hakaretler, ne MHP’ye ne de Türk milletine yarar sağlar. Aksine bölücülerin değirmenine su taşıyacak söylemlerdir. Ben bir ülkücü olarak hem Bahçeli’yi hem de Koray Aydın’ı sever ve sayarım. Hangisi başa gelirse gelsin sevinirim. Sizin bu söylemlerinizin ne yazık ki kasıtlı ve bilinçli olduğunu düşünüyorum. Tabiî ki Bahçeli’yi eleştireceğiz. Tabiî ki eksikleri olduğunu söyleyeceğiz; ancak, eleştirilerimiz sizin gibi yıpratıcı ve bölücü değil, yapıcı ve birleştirici olacaktır. Lütfen, ülkücü iseniz yıkıcı olmayın. Türk milletinin ve Türk devletinin son kalesinin MHP olduğunu aklınızdan çıkarmayın.” (E. Y.)

***

Şu mektubu Kıbrıs Ülkü Ocakları Başkanı Alper Hasta görevini henüz bırakmadan önce göndermişti. Biliyorsunuz, Kıbrıs’ta Ülkü Ocaklarının başarısından bahsetmiştim. Alper uzun yazmış. Esasa dokunmadan kısalttım:
“Yazınızı okudum ve başında olduğum KKTC Ülkü Ocakları adına çok sevindim. Ancak bazı hususları düzeltmem gerekiyor. Öncelikle ben Kıbrıs’ta okumadım, Kırıkkale Üniversitesi mezunuyum. Kıbrıs’a bu ikinci kez Devlet Bey tarafından gönderilişim. İlk olarak 2005 yılında geldim ve bir yıl kaldım. Son gelişim geçen yıl Kasım ayında oldu. KKTC Ülkü Ocakları büyük bir belirsizlik içindeyken ve herhangi bir Ocak binası bile yokken göreve atandım. İlk üç ay içerisinde biri genel merkez olmak üzere 4 Ülkü Ocağı’nı bütün illerde olmak üzere faaliyete geçirdik. Ayrıca ’Devlet Bahçeli Akademisi’kurduk. Yaklaşık 1100 kişinin katıldığı fakat 378 tanesinin başarılı olabildiği bir eğitim çalışması yaptık. Üniversitelerin hepsinde tüm öğrenci konseylerini ve okul öğrenci kulüplerini kazandık. Ocaklarımızda hemen her gün seminerler verdik. Dünya kadınlar günü, öğretmenler günü, aşure günü, Başbuğ haftası, kutlu doğum haftası ve benzeri gibi aktiviteler düzenledik. Bir resmimiz dünya kadınlar günü ile ilgili Avrupa gazetelerinde çıktı. Resimde bir arkadaşımız kafede oturan zenci bayanlara çiçek veriyordu.
KKTC, 11 üniversitesiyle öğrenci yoğunluğu olarak aktif bir yerdir. PKK’nın çok güçlü olduğu burada Ocak Başkanı olmak çok zor bir iş. Türk bayraklarına saldırıyorlar. Hiçbir surette onlara bulaşmıyoruz. Yakın Doğu Üniversitesi yurtları ve okulu sanki PKK kampı gibi. Bize çalışma azmini Devlet Bey direkt kendisi veriyor. İnanın yaptığım her çalışmayı, attığım her adımı bir öğretmen gibi bizzat denetliyor. Her türlü sıkıntımızda bizlere destek veriyor. Beni oraya göndermekteki gayesi Ocakları olayların dışından tutmak. Biz siyasetin içerisinde hiç olmadık. Ancak Kıbrıs gündemini yakından takip ediyor ve gerekli her tepkiyi veriyoruz. Yazar mısınız bilmem ama KKTC ODTÜ bizim hiç aklımıza gelmeyen, hatta seçimlerine bile girmeye çekindiğimiz bir yerdi. Devlet Bey: ’Ülkücü etrafındaki insanlara örnek olandır. Sizi ülkücü olarak tanırlarsa severler.’ dedi ve biz büyük bir çalışma başlattık. Âdil, her öğrencinin sorunlarına eğilerek gönülleri fethettik. ODTÜ seçimi sonrası okul yönetimi olarak büyük bir şok yaşadılar. Tüm çalışmamızı gizli yürüttük ve Ada’da tüm okulların konseylerini kazandık. Ada Büyük Konseyi de bizim arkadaşlarımız tarafından kazanıldı. Değil ODTÜ’ye Kıbrıs’ın tümüne Ülkü Ocaklarının damgasını vurduk.”

Alper Hasta

Yazarın Diğer Yazıları