MHP'nin hükümet ortaklığı
"Hükümet değişimi olacak" deniliyor. Ve MHP'nin de bu kabinede yer alacağı söyleniyor. MHP yönetimi, "bizim tabanımız yok" dedikten sonra, partiyi AKP'nin yedeğine bağlama gayretine istediği kadar devam edebilir.
Tabanı olmadığına göre de kimseye sorması gerekmez. Kimsenin iznine de ihtiyaç duymaz. Ancak MHP ideolojisi bu yükü nereye kadar kaldırır onu bilmiyorum. Böyle bir siyasi ilişki beraberinde Türkiye'de yönetim sisteminin değiştirilmesine neden oldu. Sürdürüldükçe nereye varır derseniz, ya AKP ile bütünleşip, orada eriyip yok olmaya ya da bir avuç küçük kitle ile AKP'nin yedeği olarak varlığını sürdürmeye varır.
Söylentilere göre MHP'ye dört bakanlık vereceklermiş.
Gerçi Bahçeli bunu yalanladı. Hükümet kurmayacaklarını söyledi. MHP'nin böyle bir amacının olamayacağın açıkladı. Lakin ortalıkta böyle bir söylenti olduğu da gerçek.
Kaç bakanlık verirlerse versinler MHP, AKP içinde kendini asla bir koalisyondaki gibi güven içinde hissedemez. Koalisyon, partiler ve duruşları olan bir anlaşma zemininde yürür. Şimdi yapılacak bir hükümet revizyonu ise, Hindistan uçağındaki gibi yanaşma olur.
Reis oturur herkesi istediği çizgide yönetir. Bu durum Reis için hiç fark etmez. Çünkü birkaç bakanın MHP'li olması ile olmamasının önemi yoktur.
Neden?
Bir kere MHP'lilerin arkasında beğenmedikleri taban yok. Tabanı kovdular. Halihazırdaki MHP'lilerin -eğer fikir değiştirirlerse- orada bulunmak nedeni ise açık. "Yok" dedikleri tabanı tavlamak. Bu durumda o "yok" denilen taban, kendisine yönelik çabaları görmezden gelecek değil..
Milliyetçi taban, MHP yönetiminin itici siyasetinin ne anlama geldiğini referandumda herkese açık bir lisan ile net olarak gösterdi. Aynı durum hükümet olmaları halinde tekrarlanacaktır. Nitekim emarelerini şimdiden göstermiş bile.
Reis ile birlikte iki MHP'li isim, Hindistan'a uçtu. Bununla ilgili fotoğraflar da paylaştılar. Bunlardan MHP Grup Başkanvekili Erhan Usta da bu heyette olanlardan. Usta, geziye katılmaktan çok memnun olmuş ki, sosyal medyadan adım adım yaptıklarını paylaşıyor. Bu paylaşımlardan birinin altına "yok" sayılan tabandan biri şöyle bir not düşmüş: "Bu kadar şey bu heyette olabilmek içindi demek. Neyse, ilk seçimde hangi heyette olacağınızı biz belirleyeceğiz."
Bu cümle, bütün milliyetçi camianın aklından geçenleri milimi milimine anlatıyor. Dolayısıyla MHP yönetimi önce "yok" saydığı tabanının ne anlama geldiğini gayet net ve açık bir biçimde öğrenecek.
Türk milliyetçileri bu referandum sürecinde dünya siyasi tarihine öyle bir not düştü ki, herkes altını kalın uçlu bir kalemle çizmek zorunda kaldı.
Bu not şudur: "Ülkücüler sürü değildir. Fikri bağlılık, kişilere bağlılıktan üstündür. Kişiler, fikre/felsefeye/ideolojiye ve elbette bunu temsil eden tabanın sesine uymadıklarında böyle cezalandırılırlar. Ve demokrasi Türk milliyetçilerinin yol haritasıdır."
Dolayısı ile MHP yönetiminin hükümette olmaya karar vermesi acizliğinin belirtisi olacaktır.
Nasıl?
Şöyle: Birincisi, ite kaka dışladığı tabanını ikna edip geri çağırmak için AKP üzerinden iş çeviriyor olacaktır ki, bu önemli bir ayıptır. İkincisi de, Türkiye'nin ve özellikle de Türkiye aşağı milliyetçi tabanının hatırı/iradesi/kararları yerine AKP'ye teslim olup bunu sürdürmek zorunda kalması yetersiz yönetimin göstergesi sayılacaktır...