'MHP'de 10. Kongrenin tarihî yeri olacak' ne demek?
MHP kurultayı öncesinde geldiğim Ankara’da, gazetemizin bürosunda Ahmet Takan Bey’le sabah çayı içerken, bir arkadaşım telefonla aradı: “Akşam Koray Aydın Bey’i seyrettin mi?” Ardından başka telefonlar, e-postalar... Kaldığım otelde, hadi ismini vermeyeyim, yerli-yabancı çok kanal vardı ama “CNN Türk” kanalı yoktu... Misafir bulunduğum Ankara’da izleme çabalarım sonuçsuz kalınca programı seyredememiştim. Radikal gazetesinin Ankara temsilcisi Deniz Zeyrek, önceki akşam Ahmet Hakan’ın programında Koray Aydın’a ustaca kışkırtıcı bir soru sormuş: “Siz seçilemezseniz, bir sonraki seçimde MHP baraj altında kalır mı? Böyle bir iddianız da var. ‘Önümüzdeki dönem barajı bile aşamaz bu ataletle’ diyorsunuz Arslan Tekin’e verdiğiniz röportajda.”
En iyisi metne müracaat... O söz, röportaj dizisinin 10. bölümünde geçiyor ama nasıl... Asıl ona bakmak lâzım:
“Genel Merkez’i atalet içinde görüyor musunuz?
-Evet öyle. Yapması gerekenleri tam yapamıyor. Muhalefeti tam olarak yapamadığına inanıyorum. Zaten eksik muhalefet yaptığımız için iktidar partisinin oyu artıyor. Yoksa AKP şu anda yokuş aşağıya giden freni boşalmış araba gibi. Doğru yaptığı hiçbir şey yok.
-Halkı nasıl inandırıp da bu kadar oy topluyor?
-Ama işte bunun sorgulanması gerekmiyor mu? Biz bu sorguyu yapıyoruz. AKP’nin nasıl anlattığından ziyade, soruyu tersinden sormak lâzım. Biz niye oylarımızı artıramıyoruz, diye sorgulamamız lazım... Demek ki eksiğimiz var. Milliyetçi Hareket Partisi sorguyu sağlıklı yapamadı. Bunun sonuçlarını tespit edip bu kongrede gideremezse önümüzdeki dönemde barajı bile aşamaz. Mutlaka bunu sorgulayıp, tespit edip, sebeplerini bulup onu ortadan kaldıracak bir yeni yol haritası yapılması lâzım.”
***
Siz de dün son bulan mülâkat dizisini okudunuz. Muhtevalı bir konuşma... Üst kurul delegeleri, ne tarafa meyilli olursa olsun, en güçlü genel başkan adayı gösterilen Koray Aydın’ın ayrıntılı sorularıma cevaplarını okuduktan sonra “Milliyetçi Hareket” e bir “hareket” gerekip gerekmediğini vicdanlarıyla harmanlasınlar, sonra sandıkta “hür iradeleri” yle oy kullansınlar, derim. Delegeler içinde tanıdığım çok insan var. Ne menfaatle, ne telkinle hareket ederler. Hepsi, şahsiyetli, gururlu insanlar. (“Hürriyet” ve “şahsiyet” meselesine aşağıda geleceğim.) Koray Aydın’ın bütün röportajda söylediğinin özü bir cümle: “MHP, Devlet Bey’le bir yere varamaz.” Bu sonuca, halkın endişesini bilerek uzun bir tahlilden sonra varıyor; ancak, hiçbir zaman Devlet Bey’in şahsiyetine dokunacak bir söz söylemiyor. Ama genel başkanlık “ehliyet” meselesi. Delegeler, 15 yılın muhasebesini yaparlarsa, “ehliyet” meselesinin cevabını çok kolay verirler!
***
Bir insan bir partinin genel başkanlığına niçin aday olur? Partinin başında herhangi bir sebepten genel başkan yoksa aday olur veya mevcut genel başkandan daha iyisini yapacağını iddia ettiği için... Koray Aydın da Devlet Bey’in yönetim şeklini kıyasıya tenkit etmiştir; ama kırıcı olmadan.
***
Devlet Bey konuşmuyor, adına konuşuyorlar. Devlet Bey’in yardımcısı Tuğrul Türkeş’in Milliyet gazetesinde Serpil Çevikcan’a verdiği röportajdaki şu sözüne takıldım: “Parti yönetiminde de ciddî değişiklikler olacak.”
Tabiî eğer Devlet Bey yine genel başkan olursa... Neden ciddî değişikliğe ihtiyaç duyulduğu sorusu herkesin aklına gelecektir. Buna mevcut yönetim nasıl cevap verecek? Aksayan, yürümeyen, donuk, duruk bir şey olmasa böyle bir söz Devlet Bey adına konuşan kişinin ağzından çıkar mı?
Bir arkadaşın dediği gibi, diş sallanıyor, yerine oturtmak mümkün değil; o diş çekilecek. Bırakın, gider ayak “MHP’nin içini karıştırmak istiyorlar” gibi dışarıdan medet umma manevralarını, genel başkan adayı olana kadar “en temiz” insan denilenlerin genel başkan adaylıklarını açıklayınca, “birilerinin adamı”,“temiz değil” gibi karalamaları...
***
MHP Genel Başkanı, önceki gün genel merkezde il başkanlarını topladı. (Kendisine kesin muhalif gördüklerini çağırmadı.) Orada şu sözü söyledi:
“9 Işık’ta ‘Hürriyetçilik ve Şahsiyetçilik’vardır. Hepiniz hür ve şahsiyetli insanlarsınız. Tarzınızı ona göre belirleyin.”
Ne olmalıydı? Bütün adaylar genel merkeze davet edilmeli, il başkanlarının karşısına öyle çıkılmalıydı. Bu da MHP’nin bir tarzı olurdu!
Devlet Bey, bir şey daha söyledi:
“10. kongrenin MHP’de tarihî bir yeri olacak!”
Bu sözü siz neye yorarsınız? “Köklü değişim” diyebilir miyiz?