Erken seçim; daha yerel seçimlerin sonuçlarının alınmasıyla birlikte dillendirilmeye başlanmıştı.
*
Çok iyi hatırlıyorum, medyamızın önde gelen kuruluşlarından NOW TV ana haber sunucusu Selçuk Tepeli tarafından eleştirilmiş olan Özgür Özel’i -erken seçimi dillendirmediği için- korkaklıkla suçlamıştı.
*
Şimdi memlekette erken seçim iyiden iyiye dillendirilir oldu.
*
11 Ağustos 2024 günü, okuduğum, yeniçaggazetesi.com.tr, kaynağını Gazete Pencere’ye dayandırdığı haberinde Gazeteci Nurcan Babacan bir iddiada bulunmuş.
Neymiş o iddia?
AKP, kendi içinde parlamenter sisteme dönmeyi tartışıyormuş.
Yani AKP yeni bir seçim istiyormuş!
Hiç sanmam!
*
Niye sanmam?
*
Beyefendinin yediği önünde yemediği ardında…
Köşklerin…
Sarayların…
Altındaki uçakların…
Lüküs araçların sayısını tam olarak bilen var mı bilmem.
Öyle olunca cennet vatanın her türlü nimetlerinden faydalanan Sayın Erdoğan kendisinin, kurulmasında ısrarcı olduğu ‘Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nden niye vazgeçsin de yeniden parlamenter sisteme dönülmesini istesin ki?
Sayın Erdoğan’ın bunu isteyeceğini hiç sanmam.
*
Ve yine habere göre, AKP’liler parlamenter sisteme dönmek için formül arayışı içine girmişler.
Haberde öyle deniliyor.
*
AKP sahiden de ülke için bir iyilik yapmak istiyorsa, -nasıl yapar, nasıl başarır bilemem ama- bence önce şunları hayata geçirmeli:
Sistem değişikliğine gidilmeden önce ülkenin ekonomik durumu düzeltilmeli.
Ülkede açlık ve yoksulluk ortadan kaldırılmalı…
Özellikle ve öncelikle eğitime, diyanet karıştırılmamalı, iş ehline bırakılmalı.
Bu ehil insanlara da -eğitimcilere yani- yatırım yapılmalı.
Ve ülkenin en çok ihtiyacı olan ahlâkla ilgili…
Hak, hukuk, adaletle ilgili yasalarda düzenleme yapılmalı ki vatandaşın içinde bulunduğu çıkmazlar önce ortadan kaldırılsın.
Ülkesinin yarınlarına dair, eskiden olduğu gibi yine güven duyar hâle getirilsin ki iktidarın da vatandaşına söyleyeceği sözü olsun.
*
İnanın bana, bir karamsar tabloyu ortaya koymak niyetinde değilim, ama bu gerçeğimizi AKP, özellikle de kendisine oy verenlere ödül olarak verdi sanki.
*
Hem; memleketin bütün kıymetleri satılmış…
Kaynakları kurutulmuş…
Toprakları işlevsiz hâle getirilmiş…
Çiftçisi, köylüsü devre dışı bırakılmış…
Para muslukları iyiden iyiye kapanmışken…
Eğitim perişan hâle getirilmiş, özel okullara muhtaç edilmişken…
Parlamenter Sistem’e geçilse ne olur, geçilmese ne olur?
*
İsterseniz bana:
“Hadi canım sende!” deyiverin.
Ben göremesem de görenler görecek!
*
Ben diyorum ki sahiden bu gidişat düzelsin isteniyorsa…
Devletin en alt kademesinden en üstüne kadar illa ahlâk…
İlla edep tesis edilmeli…
Ve illa da ‘Hak, hukuk ve adalet’ isimlerinin çağrıştırdığı, insanı sahiplenen değerler, eşit ve adil bir şekilde parlamenter sistemin içine monte edilmesi şart.
*
Yoksa sistemin adı ne olursa olsun, bugün olduğu gibi havanda su dövmeye devam edilir.
