Maksadı saptırmayalım!
“Ana dil” deyince akan sular duruyor. Anadan öğrenilen dil. Anneyi tanımışsın, konuştuğu dili tanımışsın. “Ana dil” her kapıyı açar!
Açmıyor, açamaz!
Kimse meselenin ilmî tarafıyla meşgul olmuyor; benim bir dilim varsa ben bu dille beşikten mezara her işimi görmeliyim!
“Ana dil”in kutsiyetine inanırım ama kutsanmasına değil!
Hâkim kültürün dilini o ülkede yaşayan herkesin bilmesi gerekir. Mahallî “ana dil”le eğitime geçtiğiniz anda; niyetiniz hâlis olsa da, Türkçeyi öğrenmiyorlar, zorlanıyorlar, “ana dille eğitim” vermek zorundayız dediğin anda, birilerinin etkisi altında, o “ana dil”i kullananları ya karanlığa, ya isyana sürüklersin. Ülkenin dilini öğretememişsen, senin eğitim sistemin aksıyor demektir ve bu vaziyet bir ülkenin idarecilerinin problemli olduğunu gösterir.
Ben de anamın diliyle konuşayım, yazayım... Yozgat’ın en koyu mahallî ağzı... İyi de bilirim! Yazsam şimdi, Türkistan Türk’ü İstanbul Türk’ünden daha iyi anlar! (Denedim!) Mahallî ağızla nereye varabilirim!
Önümde, daha önce sözünü ettiğim “Türkiye’de Diller ve Etnik Gruplar” kitabı duruyor. “Kürtçeyle eğitim” üzerine görüşünü bu köşede aktardığım Prof. Dr. Ahmet Buran ile Berna Yüksel Çak birlikte yazmışlar. Türkiye’deki etnik grupları, dillerini, mukayeseli olarak, tartışmaya mahal bırakmayacak şekilde ortaya koymuşlar. Bu kitaptan bahsedeceğim. Size, dün mektupları tartışacağımı belirtmiştim. Birçok mektup var. İkisini seçtim. Birinci mektup:
“Biz, sizlere ırkçı dediğimizde kabul etmekte direniyorsunuz. Irkçı olduğunuz yazdığınız yazılarınızdan belli oluyor. Prof. Dr.(!) Ahmet Buran ismindeki şahıs da sizin tayfadan olduğu için elbette bilimsellikten ziyade ırkçı düşüncelerini yaymaya çalışacaktır. (...) Dillere, kültürlere düşmanlık soysuzluktur. Çünkü başkalarının kültürlerine hakaret kendi kültürüne de hakaret için açık davetiyedir. Irak’ta resmi dil olan Kürtçe, eğitim dilidir. Bu ülkede 90 yıl boyunca Kürt dili ortadan kaldırılmak istendi başarılamadı. Belli bir kesimin siyasi hezeyanları uğruna bilim şerefinden yoksun sözde bir bilim adamının kaleminden damlayan o kirlilikler mi Kürtçe’yi yok edecektir. (...) Bilimsel tartışmaya girmek istemiyorum. Kafası ırkçılık karanlığıyla bulanmış kişilere bilimsellik fayda etmez. Bilime değer vermeyen kişilere bilimden bahsetmek boşunadır. Fakat sen ve tayfan emin olsun ki bu ülkede ırkçılık düşüncesinin, Kürtlüğe düşmanlığın karşısında olacağız. Sana Ahmed-i Hani’nin bir beytiyle cevap vereyim: ’Manend-î dûrrî / Zimanê Kurdî’ (Yani: Kürt Dili inci gibidir.)”. Hasan Yıldız/Elazığ.
Biz ne diyoruz, Hasan Yıldız neyin peşinde... Hasan Bey’in zihniyetinde olanlara hangi gerçeği söylesek boşuna; komplekslerinden kurtaramayız. Yarın devam edeceğim.