M. Kemal Solcu muydu?!
Millî Mücadele döneminde Sovyetler'le ilişkiler son derece karmaşıktır. "Komünizm"in kabul ve ret meselesi üzerinde durulmamıştır. Bolşeviklerden de böyle bir teklif geldiği kayıtlara geçmemiştir.
Lenin'in, "Eğer komünist rejimi kurarsanız, size yardım ederiz." türünde bir sözü var mı?
Dönemin liderleri ma'kuldü, pragmatistti. Lenin'den böyle bir "çiğlik" beklenemezdi. Mustafa Kemal de elbette, ülkesini kurtarmak için, "fayda" beklediği Bolşevik yönetimle de temas edecekti. Bu temas meselesi çok ayrıntılıdır. Girmeyeceğim. Şunu hatırlatmak da gerekir: Yurttan kaçan İttihatçılar da Bolşeviklerle temas hâlindeydiler.
Hatta, çok kişi bilmez; Enver Paşa da Anadolu Harekâtı'na silâh sağlamak için, Berlin üzerinden geldiği Moskova'da faaliyetteydi. Arkadaşı Hans von Seect'e yazdığı 25 ve 26 Ağustos 1920 tarihli iki mektubunda, Troçki ve temsilcisi E. M. Skliansky ile yaptığı görüşmelerde Anadolu'ya silâh yardımında bulunulmasını istediğini ve söz de aldığını belirtiyor. (Enver, sonra Türk illerinin kurtuluşu için Bolşeviklerle savaşacak ve şehit düşecektir!)
Enver Paşa'nın adı, Nutuk'ta sadece bir yerde, o da "İttihad-ı İslâm" meselesinde geçer. Hâlbuki Sakarya Savaşı'na kadar M. Kemal Paşa ile Enver Paşa sık mektup teati etmişlerdir.
Neticede Bolşevikler Ankara'ya destek vermişler, Cumhuriyet kurulunca, arzuları olmakla beraber, "Bize benzer bir rejim kurmadınız!" dememişlerdir.
İkide bir M. Kemal'in "komünistlik-solculuk" ilişkileri tartışılır. Türkiye'de komünist zihniyet cirminden çok fazla bir alanda tesirli maalesef... Komünist olmayan aydınlarımız, bu zihniyetin kaplama alanlarından çıkamadıklarından olacak, meseleyi gerekenden fazla mühimserler. Kimseyi ilzam etmiyorum. Yanlış anlamaların önüne geçmek için bunları yazıyorum. Taha Bey'in şu heyecanlı satırlarına bir göz atalım:
"Mustafa Kemal Paşa'nın radikal üslupla solculuk yaptığı, Lenin gibi 'emperyalizm ve kapitalizmle mücadele' kavramlarını bayraklaştırdığı bir dönem vardır. Hatta Sovyet temsilcisi Upmal Angarsky'ye zaferden sonra Sovyet benzeri bir rejim kuracağını bile söyledi. (...) Batı ile savaşan Bolşeviklere kuvvetli sempati vardır. (...) 4 Eylül 1920 günü Meclis'te İçişleri Bakanı seçimi yapıldığında, Mustafa Kemal'in adayı Refet (Paşa) 89 oyla kaybediyor, komünist Dr. Nazım Bey 98 oyla İçişleri Bakanı seçiliyordu!" (Taha Akyol, "Atatürk ve solculuk", Hürriyet, 6 Ekim 2017).
Yukarıdaki alıntının her cümlesi tartışmaya açık. Dr. Nâzım meselesi üzerinde çok kısa duracağım. Alıntıyı okuyunca sanırsınız, Tokat mebusu Dr. Nâzım komünist olduğu ve mebuslar bu ideolojiye sempati duydukları için oy vermişlerdir!
O tarihte M. Kemal madem "radikal üslûpla solculuk" yapıyordu, neden Dr. Nâzım'a şiddetle itiraz etti? Neden Dâhiliye Vekili yapmadı ve neden 1921'de mebusluğunu dahi düşürdü? Taha Bey bunları izah etmeliydi. (Ekranda bunları muhtemelen izah etmiştir. Ancak, herkes diziyi seyretmiyor. Burada da gerekli açıklamayı yapması gerekirdi.)
Bu hususu daha önce el aldım. (Arslan Tekin, "Sultan ve halife satına alınabilir", Yeniçağ, 22 Mayıs 2017 / yazı için tıklayın). Lütfen okuyun. M. Kemal Atatürk, Halk İştirakiyun (Komünist) Fırkası'nın kurucusu Dr. Nâzım'ı "dış bağlantılı" gördüğü için asla kabul etmemiştir.