Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Evren Devrim ZELYUT
Evren Devrim ZELYUT

Lirayı vuracak üç darbe!

Lira neden değer kaybediyor dediğimizde temelinde yanlış ekonomi politikaları olduğunu görüyoruz. Eğer AKP'nin yanlış politikaları ekonomiyi zafiyet içine sokmasaydı, AB ya da ABD'den gelen yaptırım haberlerinin kur üzerinde bu kadar önemi olmazdı.

Önümüzdeki dönemde siyaset haricinde üç gelişme Lira'nın değer kaybını artıracak gibi duruyor. Madde madde anlatalım:

1-Türkiye'nin dış ticaret açığı artmaya başladı. Bunun temelinde Türkiye'nin düşük teknoloji içeren ürünler üretmesi yatıyor. Türkiye dünyada her ülkenin ürettiği basit mamuller üretip satıyor. Alıcı ülke Türkiye ile ters düştüğünde veya daha ucuzunu istediğinde aynı malı gidip başka ülkeden bulabiliyor. AKP yönetimi reformları yapmadığı için artık deniz bitti ve düşük teknolojili ihracat tıkanmaya başladı. Bu da kuru yukarı çekiyor. Üstüne bir de kavgacı iç ve dış politika Türkiye'nin pazar kayıpları yaşayıp ihracat gelirinin artmasını engelliyor.

Sıkıntılar bununla da kalmıyor, yükselen kur dışa bağlı üretimi nakavt olmuş boksör gibi yere sermiş durumda. İçeride üretimi hormonlu kredi ile canlandırdığınızda olan şey, ithalat yaptığınız Alman ve Çin yarı mamul üreticilerini zengin etmek…

Ödemeler dengesine baktığımızda, sattığımız ve aldığımız mal ve hizmetler arasındaki makas şöyle:

2015'de -27 milyar usd, 2016'da -26 milyar usd, 2017'de -40 milyar usd, 2018'de -21 milyar usd, 2019'da kriz nedeni ile duran sanayi ithalat yapmayınca +6,9 milyar usd oldu. Ancak 2020 Ocak-Ekim arasında bu denge sert bir şekilde negatife dönerek -31 milyar usd oldu.

Bu rakamların anlamı şu: Mevcut üretim yapısı ve dış politika anlayışı artık iflas etmiştir. Rezervde para kalmamış hatta eksiye dönmüştür. Açık arttıkça dolar/TL tabelasında yeni rekorlar göreceğiz.

2-Lira için ikinci kötü haber 2021 yılında enflasyonun sert bir şekilde artacağı ile alakalı. Enflasyonun iki önemli kaynağı var: Gıda ve imalat sanayi fiyatları. Gıda fiyatları roket gibi gittikçe enflasyon artıyor. Yani Lira'nın satın aldığı mal ve hizmet miktarı düşüyor. Paramız değer kaybediyor. Böylece vatandaş Lira'da durmak yerine daha az değer kaybeden paralara geçiyor. Bunun başında da dolar geliyor.

2021 yılı bütçesine baktığımızda Tarıma ayrılan desteklerin 23 milyar TL olduğunu görüyoruz. Ancak garanti ödemelere ayrılan paya baktığımızda ise, karayollarına 14 milyar TL, sağlık için 16 milyar TL, ulaştırma bakanlığına 540 milyon TL yani toplamda 31 milyar TL ayrıldığını anlıyoruz.

Burada hastane ya da köprü, yolların pahalıya yapılıp yapılmadığını tartışmıyoruz. Tarım gibi enflasyonun ana gerekçesi olan sorunlu bir konuya neden yandaşlara verilen paralar kadar önem verilmemiştir; bunu vurgulamaya çalışıyoruz. İşte bu tercih Türkiye'de enflasyonun artışını ve bağlı olarak Lira'nın değer kaybını doğuracaktır.

3-Üçüncü kötü haberimiz de enflasyonu azdıracak bir haber. Para arzı yani bastığınız para miktarı ürettiğiniz mallardan daha fazla olursa enflasyon oluşur. Türkiye'nin pandemi başlarında M1 para arzı (ekonomideki nakit para, vadesiz mevduat ve çeklerin toplamı) Şubat 2020'de 766 milyar TL idi. Ancak Aralık 2020'de ise miktar 1,2 trilyon TL'ye yükseldi. Aradaki fark yaklaşık 480 milyar TL. Peki basılan bu paralar nereye gitti? Sosyal yardımlara mı? O alana giden para toplamı 44,6 milyar TL. Yani aklınıza gelen her tür yardım, hibe, işsizlik maaşı her ne ise… 480-45= 435 milyar TL nerede bilen var mı? Vatandaşa verilen para basılan paranın onda biri bile değil. Bunu da geçtim. İşte bu yükselen para miktarı enflasyon yaratacak ve iş yine Lira'nın değer kaybı ile sonuçlanacak…

Sonuç: Yandaşlar mutlu olmaya, vatandaşlar mutsuz olmaya devam edecek!

Yazarın Diğer Yazıları