LGBT öncelikli mahallî seçimler! (2)

Dün yazımı şu cümlelerle bağlamıştım:

R. T. Erdoğan, seçimlerden sonra ilk toplantısında yine “uçkur”a indi. Kandil’i ve LGBT’yi birlikte andı:

“... Ve uçkuru kaptırmışsınız uçkuru. Küresel güç odaklarından ‘aferin’ alabilmek adına toplumun bekasını tehdit eden LGBT belasını meşrulaştırmaya çalıştınız. Bay Bay Kemal, siz LGBT'cisiniz. Yanınızdakiler de LGBT'ci. ...”

Daha ilk konuşmada, PKK’ya ve LGBT’ye girdiğine göre, mahallî seçimleri öncelikle, bu iki argüman üzerinden yürüteceği açık.”

Ak Parti’yi kayıtsız şartsız destekleyen bir gazete de daha önce CHP ve LGBT’yi bir araya getirmişti:

“CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçim vaatlerine üstü örtülü olarak LGBT’yi de ekledi. ‘Telafi edeceğiz. Kaybettiğini yerine koyma vakti’ sloganı ile seçim vaatlerini billboard’lara taşıyan Kılıçdaroğlu, LGBT demeden ‘cinsel yönelim’in yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacağı ifadesine yer verdi. Kılıçdaroğlu, ‘Etnik köken, inanç, engellilik, cinsel yönelim yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacak’ dedi.

Kılıçdaroğlu’nun bu söylemi tartışma ve tepkileri de beraberinde getirdi. Kılıçdaroğlu’nun bu vaadiyle neyi kast ettiği merak konusu oldu. Kılıçdaroğlu’nun ‘Cinsel yönelim yasayla dezavantaj olmaktan çıkarılacak’ söylemi ‘Cinsel yönelimle ilgili ne gibi dezavantajların olduğu, nasıl bir yasa çıkarılacağı, eşcinsel evliliklere yönelik bir adım mı atılacağı’ sorularını akıllara getirdi.” (Yeni Şafak, 3 Şubat 2022)

“Gazete bu haberi niye yaptı? kastı var.” yorumuna giremezsiniz. Halkın hassasiyetlerini dikkate alan bir gazete böyle bir haberi kaçırmaz. Gazete kendi yorumunu katmıyor, başkalarından görüş de alıyor. Demek istediğim haber yerinde ve inandırıcı.

86 milyonluk Türkiye halkından oy isteyen bir parti, hedeflerini belirlerken, aykırılıkları, ayrılıkları mı öne çıkarmalı, bütüncü mü düşünmeli?

R. T. Erdoğan boşuna LBGT demiyor, boşuna PKK demiyor...

LGBT’lilerin oyu ne kadar? PKK/HDP’ye oy vereceklerin oyu ne kadar? Diyelim toplam 5 milyon. Siz bu 5 milyonun oyunu alacağız, derken, diğer tarafta bu sayının kaç katı oy kaybedeceğinizi aklınıza getirmiyor musunuz?

Meseleye insan hakları üzerinden bakmak başka, halkın ezici çokluğunun asla kabul etmeyeceği ayırım ve cinsiyet tercihlerini meşrulaştırma başka.

LGBT’liler de biliyorlar ki, tabiî cinsî tercihin dışına çıkanlar halk nazarında farklı görülür.

Daha önce Boğaziçi Üniversitesi’nde PKK destekleri üzerinde durmuş, PKK’yla en çetin hendek savaşları verilirken özellikle kendilerine “Barış Akademisyenleri” diyenlerin, 1128 imzalı PKK’nın eylemlerini meşrulaştırma bildirisi yayınlamalarına karşı ağır tenkitlerim olmuş, hatta dönemin, üniversite yönetimi tarafından mahkemeye verilmiştim. (Ülkemize kastedilen bildiride en fazla imza Boğaziçi Üniversitesi’ndendi.)

O dönemde “Boğaziçi Quo Vadis?” başlıklı yazımda “Onların anladığı 'adem-i merkeziyetçilik' şu olsa gerek: Eski komünistler, gayler, PKK'lılar, Taşnakçılar, bölücüler, yıkıcılar... gelin, gelin! İstediğiniz gibi Türk'e küfredin, yakıp yıkın!” satırlarındaki Türk’e karşıların sıralamasında “gayler”in yer alması LGBT’lileri üzmüş, bana bir açıklama göndermişlerdi. Hak teslimi için o açıklamanın yer aldığı “Gayler üzülmüş” başlıklı yazımı altta veriyorum.

***

Ak Parti PKK’ya yanaştı... Görüşmeleri oldu. Oslo, İmralı, Kandil görüşmeleri... “Çözüm” dedikleri yıkıcı dönemde, PKK’ya istedikleri kadar alan açtılar. Belli illerde Türkiye Cumhuriyeti’nin valileri bile neredeyse PKK’nın emrine verilmişti. Sonra ipler koptu. PKK ile amansız mücadeleye girildi. Türkiye içi operasyonlar yetmedi; yurt dışına da çıkıldı. PKK yüzünden Suriye’deyiz, Irak’tayız.

CHP, PKK ile neden mücadele edildiğinin idrakinde mi? Elbette teröre, bölünmeye karşıyız, denecek. Ama hangi kelimelerle ve hangi perdede denecek? LGBT’ye sınır nasıl çizilecek? Kesin tavır konacak mı?

Irak’a girdik, Suriye’ye girdik. Suriye’de geniş alan Türkiye’nin kontrolünde. CHP, buralardan çekilip çekilmeyeceğimizi kesin bir dille açıklayacak mı? Yoksa, geçiştirecek mi?

Milliyetçi oylar artmışsa, yıkıcı bölücülerle bu büyük mücadelenin rolü olmadığını söyleyebilir misiniz?!

Mahallî seçimler için, muhalefet Türkiye’nin gerçekleri nedir, bir bir ortaya koymalı ve kesin tavrını belirlemelidir.

Eğer R. T. Erdoğan, LGBT ve PKK üzerinden yürüyorsa, nasıl oy geleceğini hesap etmiştir.

R. T. Erdoğan, LGBT’lilere yükleniyor, ama, ameliyatla erkekten kadına dönen, cinsî tercihi belli Bülent Ersoy’a iltifatını hiç eksik etmedi, kendi masasında ağırladı, diyeceklerdir.

Bu da politikanın bir başka yüzü.

GAYLER ÜZÜLMÜŞ

29 Aralık 2015

Boğaziçi Üniversitesi'ndeki bölücü, yıkıcı faaliyetlere dair bir seri yazı yazdım. Başka şair yokmuş gibi inadına tartışmalı birinin, N. Hikmet Ran'ı öne çıkarmalarını ve eroin kullanılmasını öven bir "gay"in baş konuşmacı olarak davet edilmesini tenkit ettim.

Gayler, Boğaziçi'yle ilgili yazılarımda, bir cümleye takılmışlar. Bir gay bir mektup gönderdi. Aynen veriyorum. Açıklamam sonra:

"14.12.2015 tarihinde Yeniçağ Gazetesinde yayınlanan 'Boğaziçi Quo Vadis?' başlıklı yazınız hakkında yazıyorum bu maili. Yazınızın ortasında konuyla hiçbir alakası olmamasına rağmen "geyler" sözcüğünü kullanıyorsunuz, şu şekilde: 'Onların anladığı 'adem-i merkeziyetçilik' şu olsa gerek: Eski komünistler, gayler, PKK'lılar, Taşnakçılar, bölücüler, yıkıcılar... gelin, gelin! İstediğiniz gibi Türk'e küfredin, yakıp yıkın!"

Dünyanın her yerinde insan tarihinden beri var olan ve hatta diğer canlılarda da var olan bir cinsel yönelimi kendi algınıza göre Türk'e küfreden, yıkıcı ve bölücü dediğiniz insanlarla yan yana zikrediyorsunuz. İnsan varoluşu, yaratılışı ile ilgili olan eşcinselliğin, ideolojik konuların yanında bir işi yok. Eşcinsellik bir insan özelliğidir sadece.

LGBTİ hakları bir Boğaziçi değeridir. Eşcinseller ve transseksüeller, Türkiye'nin, insanımızın geleceği için okulumuzda bilim üretmektedir, araştırmalar yapmaktadır. Her şeyden önce LGBTİ bireylerin eğitim hakkı laik Türkiye Cumhuriyetinde de herkese tanındığı ölçüde, eşit olarak tanınır. Eşcinseller de bu milletin bir parçasıdır. Gelgelelim eşcinsel ve trans öğrenciler bazı köhne zihniyetli insanların baskısı yüzünden herkesten çok daha fazla zorlanmaktadır, bilim yapmaları engellenmeye çalışılmaktadır. Kendi gelecekleri için Boğaziçi'nde ve diğer üniversitelerde tırnaklarını kazıya kazıya okumaktadırlar. Okumayıp da ne yapmalarını tercih ederdiniz? Ve en az diğer öğrenciler kadar yetenekli ve başarılılar. Belki de şu an eşcinsel hocalarımızın yazdığı tarih kitapları raflarınızda ya da ürettiği bir ilacı çocuğunuza içiriyorsunuz. 'geyler...' diyerek küçümseyemezsiniz; ikimiz de eşit derecede insanız. Sizin konu ile ilgili gerçekten hiçbir ama hiçbir fikrinizin olmadığı çok açık. Kendinizi geliştirmezseniz terör örgütleri IŞİD'in ya da PKK'nın eşcinsellere yaklaşımı gibi çağ dışı bir yerden hayata bakarsınız. LGBTİ alanında çalışma yürüten çok sayıda kuruluş, bilim ve fikir insanının yayınları, çalışmaları mevcuttur. Kendinize bilimi, aklı yol gösterici alınız. Boğaziçi'nde okuyan ben ve benim gibi diğer eşcinsel, transseksüel öğrenciler her zaman sorularınızı cevaplamaya hazırız." (İsmi bende.)

Yukarıda verilen cümlede geçen "gay"den kastım bir gay şairin, N. Hikmet Ran'la ilgili toplantıya katılması... Orada gay olduğu için "Niye katılıyor?" demiyorum. Eroine güzelleme dizdiği için, şair denemeyecek kadar kötü yazdığı için tenkit ediyorum. (Edebiyat kitabımda, başka gay şair ve yazarlar vardır; o şahıs yoktur.)

Şunu da kabul etmek gerekir: Bir zümreden toplumun kabulü oranında bahsedebiliriz ve tenkit etme hakkım da vardır. Yukarıdaki verilen cümlem konudan bağımsız düşünülürse, beni tenkitte haklılar. Genelleme yapmışım görünüyor. Yazının bütünü dikkate alındığında hedefimin gayler olmadığı anlaşılacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları