LGBT öncelikli mahallî seçimler! (1)
Recep T. Erdoğan, CHP’nin elindeki büyükşehir belediyelerini almak için, akla gelmeyecek yollar deneyecektir. Akla gelmeyecek yollar bir tarafa, akla gelenler bile R. T. Erdoğan’ın emellerine ulaşması için mesafe kat etmesine yetecek gibi görünüyor. Şimdiden söyleyeyim, dedim.
Birincisi PKK/HDP, ikincisi LGBT üzerinden yüklenmesi...
Ana muhalefet partisi PKK/HDP ve LGBT deyince nedense sessiz kalıyor. Hayır, ilişkimiz yok, hayır savunmuyoruz, gibi geçiştirici sözler ediyorlar.
LGBT bir tarafa PKK/HDP için yamalı kasetler çıkardılar... PKK başlarına güya Kemal Kılıçdaroğlu’nu alkışlattılar. “Dini bütün” Reis Beyimiz,“Kılıçdaroğlu'nun, Kandil'dekilerle video çekimleri var. Bunları yayınladılar. Haydi, haydi türü. Anladınız mı? Kandil'dekilerle bu şekilde ama montaj, ama şu, ama bu... Video çekimlerini yaptılar. PKK’lılar videolarla bunlara destek verdiler.” diyerek iki tarafı bütünleştirdi.
Ne kadar itiraz edersen et. Mahkemeye de git. Saldıran taraf mesafe almıştı artık. HDP’lilerin oyuna ihtiyacı ister istemez duyuyorsun. Ama, ihtiyaç duyma, kanun dışılara karşı sessiz kalmayı mı gerektirir?!
PKK’ya Saray da yanaştı. İmralı’dan mektup getirtti. Abdullah Öcalan’ın kardeşini ekrana çıkarttırdı. Muhalefet “Sen de bunları yaptırmıştın.” dedi ama ağız ucuyla itiraz yetmiyor tabiî...
(İmralı’dan mektubu getiren Ali Kemal Özcan’dı. Onu önceden bilirim. “Kürtçe” meselesinde röportaj yapmıştım. 25 Temmuz 2013 günü çıkan “Kürtçe eğitim mi? Ama nasıl?” başlıklı yazıma girebilirsiniz. Yeri gelmişken şimdi sosyoloji dalında “prof.” titrini taşıyan Ali Kemal Özcan, Kürtçeye dair soruma şu cevabı vermişti: “Türkçe gibi gelişkin diller, resmî diller, 200 yıllık ulus-devletleşme döneminde sistematikleştiler, geliştiler. Bu kadar gelişmişliğin içinde, dünyanın küreselleşmeye gittiği bir dönemde Kürtçenin üniversitede eğitim yapılacak seviyeye getirilmesi olanaklı değil.”
Söz açılmışken... Ali Kemal Özcan’la mektup getirme meselesinden sonra da konuştum. O uzun röportajımı kendisi de “İmralı''ya Ne'ye Gittim?” kitabına aldı.)
Ekonomi dibin dibinde... Eğer körfez ülkelerinden istediği parayı alır, şu dokuz ayı idare edebilirse, Mart’ta yapılacak mahallî seçimlere yüklenecektir. Muhalefet bu dağınıklıkla, bu demoralizasyonla seçime giderse yaya kalır.
CHP, iç tartışmaları bitirmeli, önünü görmeli, seçime asılmalı.
“Sağa göz kırptık da ne oldu... İşte hezimet. Solda devam.” diyenler, kafa bulandırıyorlar, kendi sonlarını hazırlıyorlar.
Mesele sağ-sol meselesi olmaktan çıkarılmalı, Türkiye’nin gerçekleriyle, halkın değerleriyle yüz yüze gelinmelidir.
İllâ sol diyenlerin akıllarına getirmedikleri, İstanbul’un ve Ankara’nın belediye başkanlarının doğrudan Milliyetçi Hareket’ten geldiklerini hatırlatmaya gerek var mı? Ekrem İmamoğlu’nun ailesi MHP’li. Babası MHP’de ilçe başkanlığı da yaptı. Ya Ankara Belediye Başkanı? Has Milliyetçi Hareketçi.
Hadi “Bu solcu, seçimi alır, bunu aday gösterelim.” diyeceğiniz bir ismi çıkartın, çıkartabilecek misiniz? İzmir bile elinizden gider.
Saray cenahı, CHP’ye iki ok fırlatıyor... Biri PKK oku, diğeri LGBT oku...
PKK, HDP, Yeşil Sol Parti, sol oy parçalanmışlığı... Bunlara sonra geleceğim. LGBT üzerinde kısaca duralım.
LGBT, cinsî temayülleri farklı olanların toplandıkları birlik. Çok güçlüler, her yerde sözleri geçiyor. Oy oranları herhâlde fazla olmaz; ama sesleri fazla çıkıyor.
Recep T. Erdoğan, seçimler öncesi halkın, farklı cinsî tercihlere karşı “öfkesini” diyeceğim, hesap ettiği için “Toplumumuzun bel kemiği aileyi, gözümüzün nuru evlatlarımızı LGBT gibi sapkınlıklardan korumak bizim için esastır, bizim semtimize LGBT uğramaz.” sözlerini sık tekrarlamıştı. R. T. Erdoğan, seçimlerden sonra ilk toplantısında yine “uçkur”a indi. Kandil’i ve LGBT’yi birlikte andı:
“Kandil'den Pennsylvania'ya kadar terör baronlarının destek beyanatına itiraz ettiniz mi? Bay Bay Kemal sana söylüyorum. Ettiniz mi? Ortakların itiraz etti mi? Hiçbirisi etmedi. Edemezsiniz. Çünkü niye, dirsek temasınız var, onlarla berabersiniz. Ve uçkuru kaptırmışsınız uçkuru. Küresel güç odaklarından ‘aferin’ alabilmek adına toplumun bekasını tehdit eden LGBT belasını meşrulaştırmaya çalıştınız. Bay Bay Kemal, siz LGBT'cisiniz. Yanınızdakiler de LGBT'ci. Ama ne AK Parti ne MHP ne Cumhur İttifakı’nın diğer üyelerinde böyle bir belâ yok.”
Daha ilk konuşmada, PKK’ya ve LGBT’ye girdiğine göre, mahallî seçimleri öncelikle, bu iki argüman üzerinden yürüteceği açık.
(Yarın devam.)