Kurtar bizi ……….(!)

Kurtar bizi baba!

Gençlik yıllarımızda rahmetli Süleyman Demirel’i vatandaş böyle karşılar ve uğurlardı.

Vatandaş kurtarıcıları siyasetçilerden seçerdi.

Siyasetçiler vatandaşa karşı yumuşak, umut verici davranırdı. Gazeteciler siyasetçilere soru sormaktan korkmazlar, mizah dergileri siyasetçilerin demeçlerini karikatürize ederken başlarına bir şey geleceğini düşünmezlerdi…

Yani siyasetçiler yaptıklarının hesabını sandıkta görecek olan seçmene karşı dikkatli idi. Vatandaşı adam yerine koymayan siyasetçiye başta gazeteciler olmak üzere, vatandaş mesafeli davranırdı. “Kime oy vereceğiz” diye ülkedeki diğer siyasetçileri görmezden gelmezlerdi. AKP’nin iktidara gelmesi bu sayede olmuştu. İçinde eski Refah Partili siyasetçilerin çoğunlukta olduğu yeni kurulan siyasi bir partiyi; teröristi asamadığı ve ekonomiyi dibe düşürdüğü için iktidardaki üç partiyi Meclis dışı bırakarak, AKP’yi tek başına iktidara taşıdı seçmen.

AKP Cumhur İttifakı’na dönüşünce artık vatandaş teferruata dönüştü!

Vatandaşın neyi, nasıl tercih edeceğine, neyi nasıl düşüneceğine Cumhur İttifakı karar veriyor! Eğer o kararların dışına çıkarsanız sıradan bir vatandaş da olsanız hesap vermekten kurtulamıyorsunuz! Eskiden siyasetçiler sözlerine, davranışlarına dikkat ederdi! Şimdilerde vatandaş sözlerine dikkat etmezse kendini yargı karşısında buluveriyor.

Gazetecilerin payına da “tenhalarda pişman olmamak” kalıyor!

Yukarıda yazdıklarıma örnek verecek olursak, mesela MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, “Sayın Genel Başkanımızın duruşu, MHP'nin tutumu; ucuz ve hamasi yaklaşımlarla, oy avcılığıyla, tribünlere oynamakla basite indirgenecek bir mesele değildir. Bu iş, sanıldığından çok daha ciddi ve mühimdir. Herkes adımını ona göre atmalı, ayağını denk almalıdır. Bu işin şakası yoktur. Mesele siyasetler üstü, politikalar ötesi yaklaşımla değerlendirmelidir" ve “Türkiye'nin terörle mücadeleye 40 yılda milyarlarca dolar harcadığını belirterek, terörle mücadelenin bitmesi ve ekonomi üzerindeki ağır yükünün ortadan kalkması demek; yatırımların, istihdamın artması demektir. Ekonominin düzelmesi demektir. İşsizlere iş, aşsızlara aş demektir. Emekli ve çalışan maaşlarının artması demektir. Türk parasının alım gücünün artması demektir. Aynı zamanda kardeşlik siyasetinin, kardeşlik hukukunun güçlendirilmesi demektir” diyerek, geçmiş dönem siyasetçileri gibi merkeze seçmeni almamakta, oy kaygısı taşımamaktadır.

İsrail’in Türkiye’ye saldırması tehdit algısı kamuoyunda çok karşılık bulmadı.

Ekonominin Öcalan’ın özgürlüğüne bağlanması siyasetin nasıl çıldırdığının göstergesi gibi! Her kesimde şaşkınlık ile karşılandı. Ekonomistler diplomalarını yırtma aşamasına gelmek üzereler!

Üçüncü ihtimal kamuoyuna Sn. Bahçeli tarafından yine bir grup toplantısında sunuldu; “Nükleer savaş tehdidi arttı! Dünya korku tünelinde...”

Bütün bu tehdit ve tehlikelere karşı tek bir çözüm ve adres sunuyorlar “Öcalan, PKK’ya silah bıraktırıp umut hakkını kullansın. Öcalan TBMM’de bunu ilan etsin”!!!

Sn. Bahçeli defalarca bu sözünün arkasında olduğunu tekrarladı.

(FETÖ terör örgütü ile ilgili bir gündem olmadığına göre, FETÖ terör örgütleri listesinden çıkarıldı mı? PKK terörü bitsin, FETÖ terörü devam etsin mi isteniyor? Terörsüz Türkiye’den neyi kast ettiklerini kim anlıyor? Ne anlıyor?)

Bu gerekçeler kamuoyunda yeterli destek bulamazsa yeni tehdit, uzaylı istilası olabilir mi?..

Üç Cisim Problemi Romanı dünyada en çok satanlardan oldu. Dizi film olarak birinci sezon olarak Netflix’de yayınlandı. Konusu ise “Çin'in Kültür Devrimi'nin arka planında geçen gizli bir askerî proje, uzaylılarla temas kurmak için uzaya sinyaller gönderir. Yıkımın eşiğindeki bir

uzaylı uygarlığı sinyali yakalar ve Dünya'yı işgal etmeyi planlar. Bu arada Dünya'da, ya üstün varlıkları ağırlamayı ve yozlaşmış olarak görülen bir dünyayı ele geçirmelerine yardım etmeyi ya da işgale karşı savaşmayı planlayan farklı kamplar oluşmaya başlar. Konu Birleşmiş Milletler’de ele alınır ve üç kişi dünyayı kurtarmakla görevlendirilir. Çinli bir savaş tarihçisi, İngiliz fizikçi ve terör örgütü YPG/PKK’lı Leyla Arıç!”

Zaten çocukluğumuzdan bu yana “uzay yolu” adlı dizilerle büyüdüğümüz için uzaylı konulara çok yabancı sayılmayız! Dizide olduğu gibi, BM tarafından görevlendirilen(!) dünyayı kurtaracak(!) Leyla’nın başkanına bir iyilik, belki ülke kamuoyunda olmasa bile dünya kamuoyunda karşılık bulacaktır...

Yazarın Diğer Yazıları