Bu hafta, gündemde olan İBB Başkanı Sayın İmamoğlu ile ilgili gözaltı kararını yazma düşüncesinde idim.
Bir anda karşımıza Sayın Bahçeli’nin yazılı açıklaması düştü “"Bizim tasavvur ve teklifimiz Hıdırellez'in arifesinde, mesela 4 Mayıs 2025 Pazar günü Muş'un Malazgirt ilçesinde DEM Partili belediye başkanının destek, katkı ve yardımıyla PKK'nın kongresini toplayarak fesih tartışmalarına son noktayı koyması ve bu işi bitirmesidir."
“Hıdırellez ya da Hıdrellez, Orta Asya, Orta Doğu, Anadolu ve Balkanlar'da kutlanan mevsimlik bayramlardan biridir. Ruz-ı Hızır (Hızır Günü) olarak adlandırılan Hıdırellez Günü, dünyada darda kalanların yardımcısı olduğu düşünülen Hızır ile denizlerin hâkimi olduğuna inanılan İlyas'ın yeryüzünde buluştukları gün olarak düşünülür ve kutlanır.” (wikipedi)
Hıdırellez, Malazgirt, PKK aynı cümle içinde nasıl birleşiyor?
Değerli Yeniçağ okuyucusu, anlamaya çalışmak yetmiyor. Aklımız, birikimimiz Sayın Bahçeli’nin sözlerini anlamada aciz kalıyor! Ülkenin kültürel kodları ile MHP’nin bu kadar oynaması doğru gelmiyor bana...
Sayın Bahçeli PKK’yı Türkiye Cumhuriyeti siyasi partiler kanunu çerçevesinde kurulu bir parti mi sanıyor! Kongre hazirun listesinde kimler olacak? Kongreye gözlemci olarak kimler katılacak? Yerli ve yabancı basın organları takip edebilecek mi?
PKK, binlerce çocuk, kadın, erkek, yaşlı, genç ayrımı yapmadan; öğretmen, mühendis, işçi, doktor, hemşire, polis, asker… devlete saldıran ve memurlarını katleden kalleş bir terör örgütüdür. Türk tarihinin en kanlı bölücü örgütüdür.
Bu kanla beslenen terör örgütüne Türkiye sınırları içinde(!) hem de Anadolu’yu Türk’e yurt yapan Sultan Alparslan zaferleri ile özdeşleşen Malazgirt’i adres gösteriyor! Ne zaman yapın diyor “4 Mayıs” da!
3 Mayıs Türkçülük Günü olarak kutlanır. Neden mi? Tophane Askeri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Reha Oğuz Türkkan, Nihal Atsız, Alparslan Türkeş, Nejdet Sançar ve diğerleri Atsız'a destek mitinglerini anmak için 3 Mayıs 1945'te bir toplantı düzenledi. Bu tarih Türkçülük Günü'nün kutlanmasının başlangıcı oldu. “
3 Mayıs Türkçülük Günü ertesinde 4 Mayıs “Kürtçüler Günü(!)” mü olsun?
Kısa bir araştırma yaptım. 4 Mayısta Anadolu’da ne olmuş diye! İlk karşıma çıkan “25.12.1935 tarih ve 2884 sayılı Tunceli Kanunu çerçevesinde 4 Mayıs 1937 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile Dersim’e yönelik askeri operasyonlar başlatılmış”
Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne isyan bayrağı açanlara, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin müdahale kararının 88. yılında Malazgirt PKK kongresi(!)
Tarihler böyle denk geldiğinde aklımıza neler geliyor, neler?..
Nasıl bir zamana düştük ya Rabbim!
MHP Lideri PKK’yı, fesih kararı verin talimatı ile Malazgirt’te kongreye davet ediyor(!) İBB Başkanı Sayın İmamoğlu “kent uzlaşısı” adı altında DEM/PKK ile seçim işbirliği yapmaktan gözaltına alınıyor!
Yargı bir suçu kovuşturduğunda aynı suçun bir başkası tarafından işlenmesi halinde, “o suça” değil, “suçluya” göre davranması adaleti gölgeler ve bu gölge devlete olan inancı zayıflatır.
PKK kendini fesih etsin diye aylardır gündem, bölücü terör örgütü ve onun katil başına göre belirleniyor. Şimdi geldiğimiz aşamada ise Malazgirt’te fesih edin deniyor! Bir adım sonrası, PKK’nın fesih kutlamalarının adres ve tarihini beklemeye mi başlayalım?
Kendini fesih eden PKK unsurları sonrasında ne yapacaklar? Emekliye mi ayrılmış olacaklar!
Bu terör örgütünün (birilerinin himayesinde) kendini fesih edeceğine bu ülkede kaç kişi inanmakta?
Kültürel kodlarımızı ülke tarihinin en kanlı terör örgütü ile birleştirmek nedir Allah aşkına?
Terörsüz Türkiye kim istemez?
Ama terörsüz Türkiye istiyorsak, hukuksuz bir ülkeye niye razı olalım?
Not: Türk sinemasının çok değerli markası, değerli dostum Osman Sınav’ın kaybından dolayı derin üzüntü duyuyorum. Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânı cennet olsun…
